Deli Sevdam
Baykuşlar gece nasıl görürler,
Baykuşlar geceleri nasıl görürler,
Baykuşlar geceleri nasıl görüyor
BAYKUŞ GÖZLERİNDEKİ MÜKEMMEL YARATILIŞ VE GÖRME
Baykuşların en çarpıcı özelliklerinden biri de gözlerindeki özel yapıdır.
Başın ön tarafına yerleştirilmiş olan baykuşun gözleri oldukça büyüktür. Bazı türlerde vücut ağırlığının yüzde beşini gözler oluşturur. Bu büyük bir orandır. Eğer bizim için de böyle bir oran geçerli olsaydı gözlerimizin büyüklüğünün iri bir greyfurt kadar olması gerekirdi.
Gözlerinin öne doğru olması baykuşlara geniş menzilli dürbün görüşü (bir nesneyi aynı anda iki gözle görebilme) sağlar. Hayvan dürbün görüşü sayesinde nesneleri üç boyutlu olarak görüp hatasız bir uzaklık tespiti yapabilir.
“Bir baykuşun görüş alanı, 70 derecesi dürbün görüşü olmak üzere yaklaşık 110 derecedir. Kıyaslayacak olursak, insanların 140 derecesi dürbün görüşü olmak üzere 180 derecelik görüş alanı var. Bir çulluğun gözleri kafasının yanındadır ve 360 derecelik inanılmaz bir görüş alanı vardır ama bunun sadece 10 derecesi dürbün görüşüdür.”iv
Baykuşun gözleri özellikle az ışıklı durumlarda verimliliğini artırmak için büyük olarak yaratılmıştır. Aslında gözler sanki birer küre değil de uzatılmış tüpler gibidir. Bunlar kafatasındaki Sclerotic halkalar adı verilen kemiksi yapılar tarafından yerlerinde tutulurlar. Bu nedenle gözlerini oynatamazlar yani sadece doğrudan önlerine bakabilirler!
Ancak bu kesinlikle bir eksiklik değildir. Baykuştaki kusursuz yaratılış boyunlarının büyük dönüş kapasitesi ile tamamlanmıştır. Kuşun uzun ve esnek boynu tüyler arasına saklandığından hiç yokmuş gibi görünür. Bir baykuşun boynundaki 14 tane omur vardır ki bu insandaki omur sayısının tam iki katı kadardır. İşte bu mükemmel yaratılış baykuşun kafasını tam 270 derece döndürebilmesini sağlar.
Birçok baykuş gecenin zifiri karanlığında avlanır. Bu nedenle gözlerinin ışık toplama ve işleme veriminin yüksek olması şarttır. Bu da büyük bir kornea ve gözbebeği ile mümkün kılınmıştır. Göz bebeğinin boyutu iris (cornea ile lens arasında asılı bulunan ince zar) tarafından kontrol edilir. Göz bebeği büyüdüğünde daha fazla ışık göz merceğinden geçip büyük retinaya düşer. Retina görüntünün üzerinde oluştuğu hassas dokudur.
Baykuşun retinasında çubuk hücresi olarak adlandırılan ve ışığa karşı oldukça duyarlı olan çok sayıda hücre bulunur. Bu hücreler ışığa ve harekete çok duyarlı olmalarına rağmen, renge o kadar hassas değillerdir. Renge tepki verdikleri için bu hücrelere koni hücreleri denir. Baykuşlarda bu hücrelerden çok az bulunur. Bu yüzden de baykuşlar ya siyah beyaz ya da çok az renk görürler. Ancak keskin işitme ve görme duyularına sahip olmaları nedeniyle bu durum bir dezavantaj oluşturmaz.
Pek çok kimse baykuşların olağanüstü gece görüşüne sahip olmaları nedeniyle, güçlü ışıkta göremediklerini zanneder. Bu doğru değildir, çünkü göz bebeklerinde doğru miktardaki ışığın retinanın üzerine düşmesini sağlayan geniş bir ayarlama özelliği vardır. Hatta bazı baykuş türleri parlak ışıkta insanlardan bile daha iyi görürler.
Avlarına sık sık ani saldırılar düzenleyen bir avcının böyle üstün özelliklerdeki gözlerinin özel bir korunma mekanizmasına ihtiyacı vardır. Baykuşların gözlerini koruyan 3 adet göz kapakları vardır. Bunlar normal, alt ve üst göz kapaklarıdır. Baykuş göz kırptığında üstteki göz kapağı kapanır, uyuduğunda ise alttaki. Üçüncüsüne ise göz kırpma zarı adı verilir. Bu gözün üzerinde bulunan ve içten dışa doğru diyagonal biçimde kapanan ince bir dokudur, gözün yüzeyinin temizlenmesini ve korunmasını sağlar.