memoli

Bebek İsimleri 2022

Bu konu memoli tarafından 3 yıl önce açıldı ve Henüz Cevap Yok.
memoli
memoli
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 3 yıl önce
Konu Sayısı: 10876
Yanıt Sayısı: 0
21 Mayıs 2021, 8:58

Bebek İsimleri 2022

Deli Sevdam
Yeni Bebek isimleri
En Güzel Bebek İsimleri

2019 Bebek İsimleri ve anlamları

Erkek ve kız bebekler için isimler ve anlamları aşağıda listelenmiştir.

Erkek Bebek İsimleri

A
Acun: Sonsuz uzay içindeki gök varlıklarının tümü, dünya, evren
Afşar: Eli çabuk, çabuk iş gören, Oğuz Han’ın oğullarından birinin adı, Türkmenlerin bir boyunun adı.
Ağa: Büyük kardeş, ağabey, köy ve kasabalarda büyük toprak sahibi olan varlıklı kimse
Ağca: Rengi beyaza yakın, beyazca akça,
Aka: Büyük, saygıdeğer kimse,ağa
Akabey: Varlıklı kimse, ağa ve bey
Akad: Mezopotamya’da kurulmuş çok eski bir devlet, temiz ad, iyi ad
Akalp: Ak yiğit, ak er, temiz yiğit
Akan: Akıp gitmekte olan
Akant: Beyaz yemin, ak yemin
Akarca: Akıp giden su, akan su, akarsu
Akarsel: Akıp giden sel.
Akata: Temiz ata, namuslu ata, lekesiz ata
Akay: Parlak ay, aydınlık, ışık ay, dolunay adam, erkek, kuzey Türklerinde erkek çocuklarından büyüğe verilen ad, ağa
Akba: Sazlık, bataklık, ağba
Akbaran: Ak güç
Akbatu: Temiz ve güçlü
Akbatur: Namuslu ve yiğit
Akcan: Temiz can
Akdemir: Dövme demir
Akdeniz: Ülkemizin güneyindeki deniz
Aker: Namuslu yiğit
Akergin: Ak ve olgun
Akgüç: Namuslu ve güçlü
Akgün: Aydınlık gün, mutlu gün
Akhan: Ak soylu han
Akıman: Eli açık, yiğit, yiğit kimse
Akın: Düşman ülkelerine yapılan saldırı
Akınalp: Akın yiğidi
Akıner: Ekın eri, akın yapan er
Akıntan: Tan vakti, tanyeri ağarırken yapılan akın
Akkor: Işık saçan aklığa varıncaya değin ısıtılmış olan, beyaz kor, beyaz ateş
Akköz: Ak renkte göz, ak kor
Akman: Lekesiz, temiz kimse, temiz ak, güzel, ak alımlı
Akmeriç: "Ak gibi Meriç" duru sulu meriç
Aköz: Özü ak, temiz,
Akpolat: Ak çelik, Manas Destanı’nda geçen bir ad
Aksal: "Sal" ile "ak"tan oluşmuş bir ad
Aksan: Temiz, lekesiz ün
Aksel: Beyaz sel
Akşit: Işıklı yüz, aydınlık yüz, Güneş, gün yüzlü, kutlu, uğurlu
Aktan: Aydınlık sabah vakti, avlu, evin önündeki açıklık
Aktaş: Beyaz taş, kireçtaşı
Akün: Iyi ad, temiz ad, temiz ün
Alatan: Güneş’in doğuşundan önceki vakit
Alaz: Yanan ve ışık veren nesnelerin türlü biçimlerde de uzanan dili, yalaz, yalım alev
Alçın: Al, kırmızı, kırmızıya çalan küçük bir kuş
Algan: Ele geçiren, alan, kentleri, ülkeleri ele geçiren
Algın: Sevdalı, tutkun, aşık, güçlü, dolgun, keskin,güzel
Alhan: Al renkli prens
Alkan: Kızıl kan
Alkım: Yağmur sonu gökte beliren renkli görüntü, gökkuşağı
Alkın: Korkusuz, yiğit, kızıl kın
Alkun: El gün, herkes
Ali: Yüce, yüksek, ulu. Hz. Muhammedin’in damadı, dördüncü halife.
Alp: Yiğitler yiğidi yiğit, kahraman, bahadır, yürekli, babayiğit
Alpagut: Mal mülk sahibi, çiftlik sahibi, kurt seçkin yiğit
Alpağan: Yiğit
Alparslan: Yiğit arslan, kahraman aslan
Alpay: Yiğit Ay, yiğit ve Ay gibi güzel
Alpdemir: Yiğit ve demir gibi
Alpdoğan: Yiğit ve doğan kuşu gibi, yiğit ve yırtıcı, yiğit doğmuş olan, yiğit doğan
Alper: Yiğit er, yiğit kişi, babayiğit, yiğit erkek
Alperen: Yiğit ve ermiş kişi
Alphan: Yiğit han
Alpkan: Yiğit, yiğit kanlı, soyca yiğit olan
Alsan: Ünlen, san, al tanın
Altan: Kızıl şafak, kızıl tan, altın, Tatar hanlarına verilen bir unvan
Altaner: Kızıl tan eri, kızıl şafak yiğidi, altın renkli şafak
Altay: Altın, yüce dağ, Orta Asya’daki Tanrıdağı, Tiyanşan Dağları, Asya’da bir Türk budunu
Altuğ: Al renkli tuğ, kızıl tuğ, kızıl tuğlu
Altunç: Kızıl tunç
Altuner: Çok değerli kimse, altın yiğit
Anı: Yaşanmış olgulardan belleğin sakladığı her türlü iz, bir olguyu anımsatan şey, hatıra
Anıl: sakin,ağır, amaç, her zaman an
Ant: Tanrı’yı, kutsal bilinen şeyleri tanık göstererek yapılan onama ya da yansıma, söz verme
Aral: Asya’da bir göl, iki şey arası iki şey arasındaki göl ya da deniz, sıra dağlar
Aran: Ova, kuytu, yer, sıcak yer, kışlak
Aras: Doğu Anadolu’da bir ırmak, Erzurum’a bağlı bir bucak, bulunulmuş mal
Arat: Yürekli kişi, yüreklilik
Arca: Çam, çam ağacı, temiz
Arda: Sonra gelen, öndekinden sonra, yere dikilen nişan değneği, ardıl Meriç Irmağı’nın Edirne yöresinde sağdan aldığı en önemli kolun adı, Arda Çayı, Uygur yazıtlarında da ad olarak geçer.
Ardıl: Arkadan gelen, sonra gelen (ilk ya da birkaç çocuktan sonra doğan), öncekinden sonra, ardından gelen
Arhan: Temiz han, temiz yönetici, yiğit han.
Arı: Katışık olmayan, temiz, çiçeklerden bal yapan, iğnesiyle sokan böcek,
Arıca: Temizce arı gibi
Arıcan: Temiz kimse
Arıkan: Saf kan, temiz kan, soylu kan
Arman: Dürüst ve temiz kişi
Arın: Temiz arı, saf, katışıksız, tertemiz ol, arılaş
Arınç: Erinç, huzur, barış
Arkan: Arı kan, temiz kan, soylu kan
Arkın: Arkada, geride olan, ağır, yavaş, sakin dingin
Arkut: Temiz ve uğurlu arı ve kutlu
Armağan: Birine karşılıksız olarak verilen ödül
Arman: İstek, amaç, dürüst, temiz insan, arı insan
Arol: Arı ol, çalışkan ol
Arslan: Aslan
Artun: Kendine güvenen, onurlu, ağırbaşlı
Artunç: Arı tunç, katışıksız tunç
Aşkın: Çok, fazla, üstün, üzüm bağ ve asmalarında yeni göğeren dallar, dalların ucundaki yapraksız, meyvesiz uzantılar
Ata: Baba, dede,soyun büyüğü.
Atabey: Saygıdeğer kimse, Seçuklular döneminde bir ünvan
Atacan: Hoşgörüsü olan kimse, babacan
Atahan: Büyük yönetici, ata durumundaki han
Atak: Atılgan yiğit, yürekli
Atakan: Atalardan gelen kan
Atalay: Benim atam
Ataman: Ata, ata kişi, başkan bağbuğ
Atıl: İleri doğru fırla
Atılgan: Güçlüklerden ve tehlikelerden yılmayarak daima ileriye atılan, girişken, tez canlı
Atınç: "Sevinç" "Övünç" gibi sözcükler örnekleşerek "atmak" eyleminden yapılmış bir sözcük
Ayaz: Duru ve dingin havada çıkan kuru soğuk, bulutsuz ve Ay ışıklı gecede Çıkan soğuk
Aybars: Ay gibi güzel, pars gibi yırtıcı, (Hun İmparatoru Attila’nın amcasının adı)
Ayberk: Ay kadar güzel olan
Aybora: Ay kadar güzel, fırtına kadar yıkıcı, Ay ve fırtına
Aydın: Okumuş, bilgili görgülü ve aydınlık kimse, ışıklı, parlak, kutlu, uğurlu, aydınlık, Ay ışığı bulunan gece, Ege Bölgesi’nde bir il
Ayhan: Oğuzları oluşturan sağ kol Bozokların inadığı üç gök Tanrısından biri ve Oğuz Han’ın oğlu
Aymete: Ay ve Hun İmparatoru Mete’den oluşmuş bir ad
Aypolat: Ay gibi güzel ve polat gibi sağlam
Aytun: Ay ve gece, Aylı gece
Aytuna: Ay gibi güzel ve Tuna Irmağı gibi görkemli
Aytunca: Ay gibi güzel ve Tunca Irmağı gibi görkemli
Aytunç: Ay gibi güzel ve tunç gibi sağlam
Azrak: Çok az bulunur, değerli

B

Bahadır: Yiğit, batur
Balamir: M.Ö. 475 yıllarında Don Irmağı’nı geçerek Rusya’yı alan, Tuna kıyılarına dek dayanan bir Türk hükümdarı
Balkır: Işıl ışıl parıldar, ışık saçar
Baran: Durağanlığı harekete çeviren etken, direnci kıran ya da Direnç doğuran özellik, güç, ulu, yüksek
Baranalp: Güçlü yiğit
Baransel: Güçle ilgili, güçlü sel
Barçın: Süslü ipekli kumaş
Barın: Güç, baran; Moğol döneminde Orta Asyada’ki büyük Türk boylarından birinin adı
Barış: Savaştan ya da dargınlıktan sonra, iki yanın uzlaşması, anlaşması
Barkın: Görmek, gezmek ereğiyle yolculuklar yapan kimse, gezgin
Barlas: İyi savaşa, savaşçı yiğit
Bartu: En eski Türk hanlarından birinin adı
Bartunç: Güçlü tunç
Başar: Gereken biçimde bitir, yapacağın işte başarıya ulaş
Başaran: Yapacağı işte başarıya ulaşan, işi gereken biçimde bitiren Ereğine ulaşan
Başer: Başta gelen kimse, başta gelen er
Başhan: Hanların başı
Batı: Güneş’in battığı yön
Batıbek: Batı beyi
Batıhan: Batının sultanı, hanı
Batu: Güçlü, yiğit, alp, güneşin battığı yön
Batuhan: Bkz. Batuğhan
Batur: Alp, yiğit, yürekli, bahadır
Baturalp: Yürekli yiğit, yiğitler yiğidi
Baturay: Hem yiğit hem Ay gibi olan
Baybars: Eskiden Türklerin besledikleri bir tür küçük kaplan; çok zengin ve kaplan gibi yiğit Türk Memluk İmparatorluğu’nun dördüncü sultanının adı
Baybora: Hem zengin hem fırtına gibi
Bayhan: Zengin han
Baykal: Yaban atı, Moğolistan’da büyük bir göl, deniz
Baykam: Sağaltman, sağlığa kavuşturan kimse
Baykan: Soylu kimse, zengin ve soylu
Baysal: Kavgası dövüşü olmayan ortamın hali, dirlik düzenlik bolluk durumu
Baysan: Varlıklı ve ünlü
Bediz: Açık, belli, görünen. 2.Süs
Beha: Ender, zor bulunan
Behir: Deniz
Beker: Güçlü, kuvvetli
Bekir: Sabah erken kalkan.
Bektürk: Türk geleneklerine güçlü bir şekilde bağlı olan
Bener: Kendisinin koruyucu olduğuna inanan kişi
Beran: Koç başı
Berdan: Eşitliği sağlayan kimse
Berge: İz
Bergin: Güçlü, kuvvetli
Berhan: Sağlam, güçlü kan 2.Güçlü komutan
Berk: Sert, sağlam, katı 2.Yıldırım
Berkal: Sağlam, güçlü, sert ol
Berkan: Parıldayış, şakıma
Berkant: Bozulamaz yemin 2.Sağlam, güçlü 3. Orta Asya’da sıradağlar
Berkay: Güçlü ve ay gibi
Berke: Kamçı, kırbaç
Berker: Güçlü, sağlam erkek
Berkin: Çok kuvvetli 2.Pekiştirilmiş
Berkkan: Geçmişi sağlam olan kimse
Berkman: Kişiliği sağlam olan kimse
Berksan: Adı, sanı sağlam bilinen
Berksay: Sert kaya
Berktan: Tanyeri gibi güzel ve güçlü
Bertan: Tan yeri gibi güzel ve güçlü kimse
Bilal: Suyla ıslatan; ıslaklık
Bilan: Değerli taşlarla süslenmiş kılıç kemeri
Bilge: Bilgi dağarcığı ile yücelmiş kimse. 2.Göktürk hakanı
Bilgealp: Bilgili ve cesur kişi
Bilgekağan: Bilgili ve savaşçı kişi
Birant: Yemin, tek ant
Bircan: Yekvücut
Birkan: Aynı kandan, aynı soydan olan
Birol: Bir tane olan
Boğaçhan: Efsaneleşmiş Türk kahramanı. dede Korkut Öykülerinde adı geçen yiğit
Bolat: Çelik gibi sert
Bora: Yağmur getiren fırtınalı sert rüzgar
Borahan: Sert hakan
Boran: Rüzgar şimsek ve gökgürültüsü ile ortaya çıkan sağanak yağışlı hava olayı
Buğra: Erkek deve
Buğrahan: İlk İslam devletlerini kuran Türk hükümdarlarından bazılarına verilen ad
Bulut: Havadaki su buharının yükselip yoğunlaşmasıyla oluşan su damlacıkları birikintisi
Burak: Hz. Muhammed’in Miraç’da bindiği atın ismi
Burhan: Bir şeyi ispat etme aracı, kanıt
Burkay: Buruk ay
Büke: Pehlivan 2.Bilgili, zeki kişi 3. Ejderha

C

Calp: Güçlü
Can: İnsanın kendi varlığı, yaşam, birey kişi, ruh, güç kuvvet
Canberk: Sert kişi, sağlam kişi, canı sağlam
Caner: Yürekten sevilecek kimse
Cankat: "Cana can kat katmak"tan buyruk, ailemize can katasın
Cankut: Kutlu kimse, uğurlu can
Canpolat: Canı polat gibi sağlam, canlı, çelik gibi kimsel
Cantekin: Biricik can, can şehzade
Ceyhun: Orta Asya’da bir ırmak
Coşku: Olağanüstü bir biçimde kendini gösteren duygu yükselmesi, heyecan

Ç

Çaba: Bir işte iyi bir sonuca ulaşmak için harcanan güç
Çağ: Başı ve sonu belli olan ve bir özellik taşıyan, kimi zaman birkaç
Çağan: Mutlu gün, bayram
Çağatay: Cengiz Han’ın oğlu
Çağdaş: Aynı zamanda yaşayan, çağımıza uygun, çağımıza yaraşır
Çağıl: Çağ ile ilgili, çakıl
Çağın: Çağda olan, çağa uyan, çağa uygun, çağın olan
Çağlar: Çağıl çağıl akar, çağıldar, çağlayarak akar
Çağlayan: Bir akarsuyun yükseklerden köpürerek düştüğü yer, çavlan
Çağman: Çağdaş kimse, çağın insanı
Çağrı: Birini bir yere çağırma işi, çağırma, yırtıcı bir kuş
Çakır: Doğan ya da atmacaya benzeyen bir avcı kuş, ela gözlü kimse
Çelik: Su verilip sertleştirilen demir, polat
Çetin: Istenilen yola getirilmesi, elde edilmesi zor, güç olan, Kolay olmayan, sert, sarp
Çetinalp: Zorlu ve yiğit, sert yiğit
Çevik: Kolaylıkla, çabuklukla davranan, hareketleri hızlı, canlı
Çınar: Boyu otuz metreyi bulan, uzun yıllar yaşayan, geniş yapraklı ağaç
Çoker: Çok yiğit

D

Dalan: Dal gibi olan, dal gibi ince yapılı
Demir: Yeraltından çıkarılan, türlü iştekullanılan dayanıklı bir maden, bu madenden yapılmış olan
Demiralp: Demir gibi sağlam yiğit
Demiray: Demir gibi sağlam ve Ay gibi güzel
Demircan: Demir gibi sağlam kimse
Demirhan: Yakut Türklerinden olan Sular arasında tanrı sayılan ve dağ Başlarında oturduğuna inanılan kutsal ruhlardan biri
Demirkan: Sağlam ve güçlü kan
Deniz: Yeryüzünün büyük bölümünü kaplayan çok geniş ve tuzlu su
Denizhan: Ünlü Oğuz Destanı’na göre, Oğuz Han’ın altı çocuğundan En küçüğü, eski Türklerin inanışına göre doğa tanrılarından biri
Deren: Tırmık da denilen bir tarım aracı; ekini biçip toplayan, derleyen
Derin: Dibi, yüzeyin ya da ağzından uzak olan, çok içten gelen ve içe işleyen kendi türünde son derecesine ulaşmış, derinliği olan
Devrim: Kısa zaman içinde gerçekleştirilen ve olumlu yönde önemli niteliksel Değişimlere yol açan haraket
Dikmen: Koni biçiminde sivri tepe, dağların en yüksek yeri, doruk, dik, Yerdeki orman, yayla, dikilerek oluşturulan ağaçlık, çam ve başka Ağaçların gövdeleri, dik olan yer
Dilmen: Dil bilen kimse, dilci
Dinç: Sağlık durumu iyi, güçlü, gücü yerinde, canlı
Dinçalp: Güçlü yiğit, güçlü ve yiğit
Dinçer: Güçlü er, güçlü kimse
Dinçerk: Güçlü kuvvetli kişi
Dinçtürk: Sağlıklı, sağlam Türk, güçlü Türk
Diren: Karşı koy, dayan, harmanda sapları yaymaya yarayan, uzun çatallı, ağaçtan yapılmış bir tarım aracı
Dirlik: Düzen içinde mutlu yaşam, mutluluk, sevinç, iyi geçinme, erinç
Doğa: Kendiliğinden var olan, canlı, ve cansız nesnelerden oluşan, Kendini sürekli olarak değiştiren varlığın tümü, tabiat
Doğan: Küçük kuşlarla beslenen, ava alıştırılarak kuş avında kullanılan, Akdoğan, çakırdoğan, aladoğan gibi türleri olan bir kuş, şahin
Doğanalp: Şahin ve yiğit yiğit kimse
Doğanay: Ayın ilk günlerinde Ay, yeni Ay (ayın ilk günleri doğan çocuklara verilir
Doğu: Güneş’in doğduğu yönden
Doğuer: Doğu yiğidi
Doğuş: Doğma, doğma biçimi, yaradılış
Dolun: Dolgun, dolarak biçimi yuvarlaklaşmış, ayın ondördü
Dolunay: Yuvarlaklaşmış ay, dolgunlaşmış Ay, Ay’ın on dördü Çok güzel kimse, Ay gibi kimse
Dora: Doruk
Doruk: Dağların, tepelerin en yüksek noktası, tepe
Durukan: Temiz kan, saf kan
Durul: Berraklaş

E

Ediz: Değerli, ulu, yüce, yüksek
Efe: Özellikle Batı Anadolu yiğidi, yiğit, zeybek, ağa, ağabey, kabadayı
Efekan: Yiğit bir soydan gelen
Ege: Ulu, büyük, Türkiye ile Yunanistan arasındaki denizin adı
Egemen: Yönetimini kendi gücüyle, dışardan denetime bağlı kalmadan Sürdüren, üstün, sözünü, geçiren
Ekin: Tahılın tohum olarak tarlaya atıldığı andan başlayarak harman Oluncaya değin aldığı duruma verilen ad
Emre: Dost, arkadaş, sevdalı, tutkun, ünlü, Türk ozanı Yunus’un adlarından biri
Engin: Yüksek olmayan, düzey bakımından düşük, denizin, karasularından Uzakta bulunan geniş bölümü, ucu bucağı görünmeyecek denli geniş
Eralkan: Al kanlı yiğit
Eralp: Yiğit erkek, yiğit kimse, yiğitler yiğidi,
Eraltay: Altay dağlarından gelmiş yiğit
Eray: Ay gibi yiğit
Erberk: Sağlam, yiğit, sert yiğit
Erbuğ: Yiğitler başı, komutan
Erdağ: Dağ gibi er, dağ gibi yiğit
Erdem: İyiliksever, acıma, alçakgönüllülük gibi övgüye değer niteliklerin genel adı
Erdin: Ereğine ulaştın; Tanrı yolunda ermiş duruma geldin, olgunlaştın Yetiştin
Erdinç: Dinç yiğit
Erek: Ulaşılmak istenen, ardından koşulan şey, amaç, erişilmek İstenen sonuç
Erez: Buğday ve arpa tarlalarında yetişen deliceotu da denilen bir bitki
Ergin: Olmuş, olgunlaşmış yetişmiş
Ergün: Erken doğan güneş, yumuşak, uysal, sulu sepken, sulu kar
Erim: Bir şeyin erişebileceği uzaklık, muştu, iyi bir şeye işaret olan durum, sevgi
Erinç: Mutluluk içinde yaşama, dirlik
Eriz: Yiğidiz, erkeğiz, er izi, er yolu
Erk: Yaptırma gücü, güç sözü geçerlilik
Erke: İşe çevrilebilen güç,
Erkmen: Güçlü kimse, güçlü erkek, sözü geçen kimse
Erkut: Uğur getiren yiğit, uğurlu yiğit
Erman: Er kişi, yiğit kişi
Erol: Yiğit ol, erkek ol, er ol
Ersan: Yiğit ünlü, er sanlı
Ersin: "yiğitsin" "erkeksin" erişsin, ulaşsın, gelişsin, yetişsin, olgunlaşsın
Ertan: Güneş’in doğma zamanından az önce, şafaktan önce
Ertaylan: Yiğit ve uzun boylu kimse
Erte: Sonraki, gün; şafak sökme zamanı; herhangi bir işteki ilk başarı
Ertekin: Yiğit ve tek, yiğit ve biricik, biricik yiğit, yiğit prens.
Erten: Erkek tenli
Ertürk: Yiğit Türk, erkek Türk
Erün: Yiğit diye tanınan, ünlü yiğit
Eryiğit: Yiğit erkek
Esen: Hiçbir sayrılığı, hiçbir sakatlığı olmayan, sağlık ve mutluluk içinde olan sağlıklı
Esener: Sağlıklı yiğit
Esentürk: Sağlıklı Türk
Eser: Yel, sert esen yel; esme işini yapar, esinti olur yel olur
Esmen: Esen yel gibi kimse
Eti: M.Ö. 1900-1200 yılları arasında Anadolu’da büyük bir Uygarlık kurmuş olan Orta Asyalı bir ulus
Evre: Bir olayda birbiri ardınca gelen değişik durumların Her biri, alınan yol aşama
Evren: Var olan her şey, bütün varlıkların oluşturduğu bütün, kainat, dünya
Evrim: Ağır ağır ve kendiliğinden olan değişim, kendiliğinden gelişme
Ezgü: İyi kimse

F

Fatih: Fetheden
Ferdi: Bireysel, tek başına.
Ferhan: Sevinç, neşe. İyi haber karşısında verilen ödül. Güçlükleri aşıp bir yeri ele geçirme.
Feridun: Tek başına, eşsiz.
Ferit: Sıralanmış inci taneleri. Tek başına. Emsalsiz.
Feyyaz: Berekeli, gür, verimli. Eli açık.
Fırat: Bir nehir adı. Türkiye’den geçip Basra’ya dökülür.
Furkan: İyi ile kötü, doğru ile yanlış arasındaki herşeyi gösteren.

G

Gediz : Su birikintisi, gölcük, Ege Bölgesi’nde bir akarsu; adını bu akarsudan alan bir ilçe
Gencer: Delikanlı, genç yiğit bkz. Gençer
Genç: Yaşı ilerlememiş olan, yaşlı olmayan, canlı, dinç
Gençalp: Genç yiğit
Gençer: Delikanlı, genç yiğit
Geray: Açık maviye yakın, gök rengindeki Ay
Giray: Uygun, yaraşır, eski Kırım hanlarının ünvanı
Girgin: Herkesle çabucak ahbaplık, yakınlık kurabilen, sokulgan kimse
Göğen: Gök, mavi, yeşillik
Gökalp: Gök gözlü yiğit
Gökay: Mavi Ay; gökyüzündeki ay
Gökberk: Mavi ve gözlü ve sert
Gökdeniz: Mavi deniz
Göker: Gökyüzünün yiğidi, gök yüzlü erkek, mavi gözlü kimse
Gökhan: Oğuz Han’ın oğlu
Gökmen: Mavi gözlü ve sarışın kimse
Göksagun: Mavi gözlü hekim
Göksel: Gökyüzüyle ilgili
Göktan: Mavi şafak, mavi tan
Göktuna: Mavi Tuna
Göktunç: Mavi gözlü ve tunç gibi
Göktürk: 552-745 yılları arasında Orta Asya’da hüküm süren, Bumin Han’ca kurulmuş olan Türk devleti ve bu devletin halkından olan kimse
Gönen: Mutlu ol, sevin
Gönenç: Varlık, bolluk, mutluluk, sevinç
Görkem: Gösteriş, görünüş, gürbüz, iyi gelişmiş, göz alıcı ve gösterişli olma hali, göz alıcılık, gösterişlilik
Görkmen: Alımlı, yakışıklı yiğit, görkemli erkek
Güçhan: Çetin han, güçlü han
Güçkan: Güçlü soydan olan kimse
Güçlü: Dayanıklı, zorlu, gücü olan, kuvvetli, sözü geçer
Güçlüer: Dayanıklı, zorlu yiğit, güçlü yiğit, sözü geçer yiğit
Güçlütürk: Dayanıklı, zorlu Türk, kuvvetli Türk
Gültekin: Tek gül, biricik gül, gül gibi güzel ve tek, gül şehzadesi
Gün: Güneş’in yeryüzüne saçtığı ışık, gündüz, güneş
Günal: Kırmızı Güneş, al Güneş
Günalp: Güneş gibi ve yiğit
Günay: Güneş ve ay, güneş gören yer, güney
Günberk: Güneş gibi yakıcı ve sert
Günce: Gün’e benzeyen, günü gününe tutulan, anıların yazıldığı defter
Gündoğan: (Güneş doğarken doğan çocuklara konulan adlardan) Doğan güneş, doğan gün

H

Hakan: Eskiden Türk imparatorlarına verilen unvan. Kağan
Hansoy: Han soylu, bey soyundan gelen
Heper: Bütünüyle yiğit, hep yiğit, her zaman yiğit
Hınçal: Öcünü onda koyma, öcünü al, öç al

I

Ilgar: Akın
Ilgaz: Çankırı-Kastamonu arasında, Batı Karadeniz Bölgesi’nin en yüksek dağlar topluluğu
Işın: Bir ışık kaynağından çıkan ve uzayıp giden ışık çizgisi
Işıner: Işın saçan yiğit
Işıt: (Işımak"tan buyruk) ışık ver, aydınlat
Işıtan: Aydınlatan, ışık veren
Işkın: Ağaçta yeni sürmüş dal, ince ve taze kal su


Cevap: Bebek İsimleri 2019

Deli Sevdam
İ

İçöz : İçi özü olan
İlbay: Bir ilin, bir obanın yöneticisi
İlbey: Ülkenin beyi, Orhan Gazi döneminde bir salla Rumeli’ye geçen Türk savaşçılarından, Rumeli de bir çok yeri alan kişi
İlbilge: Ülkenin, yurdun bilgesi
İldeniz: Ülkenin, yurdun denizi
İlkan: İran’da İlhanlılardan sonra kendi adıyla bir devlet kuran Türk
İlke: (İlk çocuk için) kendisinden vazgeçilmeyecek ana düşünce, Uyulması gereken davranış kuralı
İlker: (Doğan ilk erkek çocuk için) birinci yiğit, ilk yiğit, ilk erkek
İlkut: Kutlu ülke, kutlu yurt
İltan: Ülkenin ışığı
İltay: Ülkenin yavrusu, çocuğu
İltekin: Ülkenin şehzadesi
İlter: Yurdu koruyan, yurdu savunan, yurdu kayıran, ülkesever, yurtsever
İlteriş: Ülkeyi derleyip topralayan
İmge: Düş, görüntü, tasarım
İmre: Dost, arkadaş, ağabey
İmren: ("İmrenmek"ten buyruk) beğenilen bir şeyin benzerini edinme İsteği, imrenme
İnal: Güvenilir arkadaş, inanılır kimse, dost, inanca veren, inanılan, şehzade, prens, han
İrtek: Erken doğan, er doğmuş

J

Jerfi : Derinlik

K

Kağan: Hanlar hanı, hakan, han, Orta Asya’da eskiden Moğol İmparatorlarına verilen unvan, İmparator
Kanat: Kuşların ve uçucu böceklerin uçmalarını sağlayan organları
Kandemir: Sağlam kan, kanı sağlam olan kimse, sağlam demir
Kaner: Kanlı yiğit
Kansu: Çerkez Memluk beyi, Çin’de bir il, Memluk Sultanlığının son Çerkez Sultanı
Kaplan: Hindistan ve Afrika ormanlarında yaşayan, aslan büyüklüğünde, Postu çizgili, kedigillerden yırtıcı, güçlü bir hayvan
Kapkın: Ansızın yakalayıp alabilen, ısırıp parçalayan, hemen kapan, alan, kapgın, kapan
Karaca: Geyik türünden, boynuzları küçük ve çatallı bir av hayvanı, Dağ keçisi, yaban keçisi, eti yenen bir kuş, (mecaz olarak)
Karan: Karanlık
Kartal: Kızıl kara tüylü, güçlü kıvırcık gagalı, iri ve güçlü, yıryıcı bir kuş
Kaya: Büyük ve sert taş kütlesi, pek sert
Kayatürk: Kaya gibi sağlam ve sert Türk
Kayı: Osmanlıların kökeni olan Oğuz boylarından birinin adı, sağlam, sert, güçlü, sağanak, bora
Kayıhan: Güçlü kağan, sert han, sağlam han
Kayra: Tanrı yardımı; Tanrı’dan ya da büyük bir kimseden gelen iyilik, kayırma, yardım, destek
Keskin: Çok kesici, iyi keser, çok sert, çok etkili
Kıraç: Su bulunmayan toprak, kurak toprak, verimsiz toprak
Kıvanç: Mutlu bir olgudan duyulan şey, sevinç öğünç
Koçer: Koç yiğit, yiğitler yiğidi
Koçhan: Yiğit kağan
Konur: Kumral, kestanerengi, açık sarı, boz ile sarı arası, (renk) süslü, çalımlı, kimseyi beğenmeyen, gururlu, kahraman, yiğit
Konuralp: Yiğitler yiğidi, onurlu yiğit
Kor: İyice yanarak içine, özüne değin ateş olmuş kömür ya da odun parçası, (mecaz olarak) kıpkırmızı
Koralp: Kor gibi, kor ateş gibi yiğit
Koray: Kor gibi kızarmış ay, kıpkırmızı ay
Korcan: Kor ateş gibi kimse
Korel: Kor ateş durumuna gelmiş el
Korer: Kızıl ateş gibi yiğit, kor gibi erkek
Korkmaz: Hiçbirşeyden çekinmeyen, yiğit, yürekli
Korkut: Dedem Korkut öykülerinin anlatıcısı sayılan kişinin adından; "korkutmak"tan buyruk
Köksal: "Yerinden kolayca oynatılamayacak durumda yerleş!"kökünü derinlemesine sal" "kökleş yerleş" anlamında buyruk
Kubilay: Çin’de "Yu-An" adıyla yeni bir hanedanlık kuran Moğol İmparatoru, Kubilay Han
Kunt: Sağlam yapılı, sağlıklı, dayanıklı, kalın, sert
Kunter: Sağlam yapılı yiğit, sert yiğit
Kurt: Sürülere saldıran, köpek türünden yırtıcı, yabanıl hayvan (mecaz olarak) işini iyi bilen, aldanmaz
Kurtuluş: Tehlikeli ve kötü bir durumdan kurtulma
Kutay: Iyilik getiren Ay, uğurlu Ay, kutlu ay, kutlu ve ay gibi
Kuter: Iyilik getiren yiğit, kutlu yiğit
Kutlay: Uğurlu Ay, kutlu Ay
Kutlu: Iyilik, uğur getirdiğine inanılan, uğurlu kutsal
Kutsal: Tapınılacak ya da uğrunda can verilecek denli sevilen; Dokunulmaması gereken; uğur getirdiğine inanılan Uğurlu, kutlu
Kutsay: Uğurlu say
Kuzey: Sağını doğuya, solunu batıya veren bir kimsenin tam karşısına düşen yön

L

Lacin: Bir cins şahin – Sarp, yalçın
Lami: Sert, çatık kaslı veya Aslan
Lema: Herseye gücü yeten
Lemi: Becerikli, atılgan
Levent: Dünya,varlık

M

Malkoç: Ünlü bir akıncı soy olan Malkoçoğullarının atası Malkoç Mustafa Bey’in adından
Meriç: Bulgaristan’dan çıkıp Edirne yakınlarında Arda ve Tunca ile birleştikten sonra Türk-Yunan sınırları boyunca akraka Enez yakınlarında Ege Denizi’ne dökülen ırmak
Meriçtan: Meriç Irmağı’nın şafağı, Meriç kıyısındaki sabah vakti
Mert: Sözünün eri; yiğit bahadır, batur
Merter: Sözünün eri; yiğit
Mertkal: Her zaman mert olarak yaşa
Mertol: Sözünün eri ol, yiğit ol
Mete: Hun Türklerinin büyük hakanı, babası Teoman’ı öldürerek yerine geçti. (M.Ö. 209), otuz beş yıl Hun tahtında kaldı, Oğuz Han olarak da bilinir Moğol Moğolistan halkından. Moğollar Orta Asya’da bir kavimdi; çok eski Çağlarda Türklerle aynı kavimdendi. Cengiz Han’ın kurduğu Moğol İmparatorluğu tarihte ünlüdür.
Mutlu: Bütün istek ve özlemlerine kavuşmuş olan, mesut
Müren: Dereden büyük akarsu, çay, ırmak moran

N

Nart: Yürekli, yiğit
Nayman: Sekiz; Batı Moğolistan’da yaşayan ve sekiz oymaktan oluşan Türk Topluluğu
Nogay: 1280-1299 yılları arasında Tuna ve Dobruca Tarlalarının başı olarak saltanat süren, Hulagu Han’ca öldürülen kişi, Nogay Han
Noyan: Ordular komutanı, başkomutan, soylu kişi
Nurkut: Aydınlık sal, ışık ver
Nursal: Aydınlık Sal, ışık ver
Nuyan: Soylu kişi, noyan

O

Odil: O tatlı dil
Olca: Savaşta ele geçirilen mal
Olcay: Rastlantıları düzenlediği, böylece de insanlara iyi ya da kötü durumlar hazırladığı sanılan şey, şans, talih
Olgaç: Olgunlaşmış, yetişmiş, bilen, bilgili
Oluş: Olma biçimi, var oluş
Omay: Beğenilen, sevilen
Ongu: Onmuş olma durumu, sağlık, mutluluk
Onur: Kişinin kendi öz saygısı, iç değeri, insanın kendine olan saygısı kibir çalım kurum
Onuray: Onurlu ve Ay gibi güzel
Oray: Kent üstüne doğan, Ay, kentli Ay
Oskay: Neşeli, şen, sevinçli
Oytun: Kuytu yer, beğenilen, güzel kuytu yer, kendisinde kutsallık bulunan, kutsal

Ö

Öcal: Sana yapılan kötülüğün acısını çıkar, öcünü al
Ödül: İyi bir işe, bir başarıya karşılık olarak verilen armağan
Öğün: ("Övünmek’ten buyruk) kendi kendini öv, kendi kendini yücelt, övün
Öğünç: Övünülecek şey, kıvanç, övünç
Öke: Olağanüstü yetenekleri olan kimse, dahi
Ökmen: Akıllı, zeki
Öktem: Yürekli, yiğit, güçlü, görkemli; ünlü
Ökten: Güçlü, yiğit
Önal: Önce davran, başa geç
Önalan: Önce davranan, önde giden, başa geçen
Öncel: Birine göre kendinden, önce gelen, selef; yol açan, yol gösteren
Öncü: Önder, yol gösteren, önde giden, bir işte yol açan
Öncüer: Önde giden yiğit, öncülük eden yiğit
Önder: Yol gösterici, kılavuz; büyük bir işte, toplumsal bir olguda önde giden, kendine başkalarını uyduran ve onları yöneten kimse, şef, lider
Önel: Bir işin yapılması için verilen süre
Öner: Önde gelen yiğit önde giden erkek
Över: Bir kimsenin ya da bir şeyin iyiliklerini söyleyebilerek onun Değerini belirtir.
Övgü: Övmek için söylenen güzel söz, övme
Övün: Kendi kendini öv, kendini yücelt
Övül: Başkasınca beğenil ve iyiliklerin söylensin
Övünç: Bir niteliği nedeniyle övünme işi, sevinme, sevinç, kıvanç
Özay: Özü Ay gibi
Özbek: Yürekli, doğru, namuslu; Orta Asya’da yaşayan bir Türk boyu, Bu boydan kimse
Özberk: Özü sert, özü sağlam
Özcan: Bir kimsenin kendi öz canı olan
Özdilek: İçten dilenen şey, içsel dilek
Özdoğa: Özce doğaya benzeyen kimse
Özel: Yalnız bir tek şeye, bir ereğe ya da kimseye ayrılmış olan; her Vakit görülenden ayrı, alışılmıştan, olağandan ayrı
Özen: Bir şeyi elden geldiğince iyi yapmaya çalışma, özenme
Özenç: Bir şeyi elden geldiğince iyi yapmaya çalışma işi, özenme işi, özen
Özer: Özü yiğit, özce erkek, yiğit
Özerk: Kendi kendini yöneten
Özgen: Yapıp ettiklerinden hiç kimseye karşı sorumlu olmayan, özgür
Özgü: Belli bir şeyde ya da kimsede bulunan, başkasında olmayan
Özgül: Pözü gül kimse; özellikle bir türle ilgili olan, o türe özgü olan
Özgün: Hiç kimseye benzemeyen
Özgür: Başkasının kölesi olmayan, eyleminde kimseye hesap vermeyen, hür
Özinal: Özü inanç verici
Özinan: Özü inandırıcı
Özkan: Soylu kan
Özler: Göreceği gelir, hasret çeker
Özmen: Özlü kimse, içten kimse
Özok: Özü ok gibi doğru kimse, doğru özlü kimse
Özol: Bir şeyin en güçlü bölümü ol, özü ol
Özsel: Özü sel gibi olan, kimse; içle ilgili, içsel
Özsoy: Özü temiz, soylu kimse
Öztan: Gerçek şafakn
Öztekin: Biricik kimse, benzeri olmayan kimse; öz şehzade, tam bir şehzade
Öztuna: Gerçek Tuna Irmağı
Öztunç: Tunç gibi sağlam kimse, özü tunç
Öztürk: Gerçek Türk; özü Türk, öz Türk

P

Pamir: Orta Asya’da yükseltilerle dolu kütle, yayla
Par: Çeşme; bahçe, gül bahçesi, alev
Pars: Etoburlardan, sıcak ülkelerde yaşayan, derisi benekli, Yırtıcı bir hayvan
Pasin: Eski bir Türk oymağını adı
Pekcan: Sağlam, dayanıklı can; güçlü can; çok cana yakın
Peker: Sert yiğit, sağlam, dayanıklı yiğit, sıkı yiğit, çok yiğit, pek yiğit
Pekin: Kuşkuya yer olmayacak denli kesin
Pekiner: Pek yiğit, kuşkuya yer olmayacak denli yiğit
Pekşen: Çok şen
Perk: Sağlam, güçlü, sert, berk
Polat: Sertleştirilmiş demir, su verilmiş demir, çelik; çelik gibi sert
Polatalp: Çelik yiğit
Polathan: Çelik gibi sert han, çelik kağan
Polatkan: Çelik kan, sağlam kan
Pusat: Zırh ve korunma araçlarının genel adı; silah

R

Raci: Sezgi, anlayış, dikkat
Rasin: Beyaz ay,dolunay
Rasit: Dürüst, güvenilir
Refik: Yüce,ulu
Reha: Candan, cana yakın
Renan: Kızıl kan
Resat: Kahraman, cesur, savasçi
Resit: Yigit,cesur
Rusen: Sabah günes dogarkenki zaman
Rüçhan: Orta Asya’da Tanri dağı,bir Türk boyu

S

Sağcan: Sağlıklı can, sağlıklı kimse
Sağun: Saygıdeğer, kutsal kimse; hekim, doktor
Sağlam: Dayanıklı, kolay bozulmaz; yıkılmaz; zarar görmemiş, bozulmamış; güvenilir, dürüst
Salgır: Akarsu
Salman: Özgür, hiç kimsenin kölesi olmayan
Saltuk: Kendi başına bir varlığı olan; Doğu Anadolu’da kurulan
Sanal: Ün kazan, ünlü ol
Sanalp: Ünlü yiğit
Sanberk: Ünü sağlam
Sancar: Eski Türk adlarından; kısa kama
Sançar: Sancar
Saner: Ünlü yiğit, tanınmış kimse
Sanlı: Çok tanınmış, herkesçe bilinenen, ünlü
Saran: Çevresini kuşatan, çevreleyen; kollarının arasına alan; hoşa giden, beğenilen Sargın insanı saran, çeken, çekici; sevimli; candan, içten, yürekten, tutkun, istekli
Sarp: Geçilmesi, çıkılması güç, çok dik
Sarper: Dikbaşlı yiğit, sarp yiğit
Sarphan: Sarp kağan
Saruhan: Sarı kağan, sarı han; Saruhan, Selçuk uçbeylerindendi, Manisa’yı alarak Saruhanlı Beyliği’ni kurmuştu
Savaş: Birbirine düşman iki ordunun çarpışması, silahlı eylem
Saygın: Saygı gösterilen, güvenilir olan, saygı gören
Sayhan: Saygı gösteren kağan
Sayıl: Kendini saydır, saygı gör, önemsen
Seçen: Iyiyi kötüden ayıran, seçme işini yapan kimse
Seçkin: Seçilerek en iyi diye ayrılan; benzerleri arasında göze çarpan; seçilmiş
Seçkiner: Herkesçe beğenilen yiğit
Sel: Sürekli yağmurlardan ya da eriyen karlardan oluşarak önüne Gelen herşeyi alıp götüren taşkın su
Selçuk: Küçük sel; tezcanlı, evecen, hızlı; Selçuklulara adını veren Sultan Selçuk’tan
Sencer: Halden bilen kimse; kale, hisar; Çağatay hanlarından birinin adı
Sener: Sen yiğitsin
Seren: "sermek" eylemini yapan; gemilerde yelken direği
Sergen: Sergilenmiş olan, sergi; raf
Sert: Kesilmesi, kırılması, çizilmesi ya da çiğnenmesi güç olan; hoşgörüsüz
Seyhan: Çukurova’da Adana’dan geçerek Akdeniz’e dökülen büyük ırmak
Seyhun: Orta Asya’da bir ırmak
Sezgin: Sezme yeteneği olan kimse, sezici
Somer: Katışıksız yiğit, tam yiğit
Sona: Bir tür ördek, suna; artık ondan sonrası olmayan, sona gelen; (mecaz olarak) son çocuk
Sonay: Artık ondan sonrası olmayan Ay; (mecaz olarak) son çocuk
Soner: Artık ondan sonrası olmayan yiğit; (mecaz olarak) son erkek Çocuk, son yiğit
Sorkun: Bir tür söğüt
Soydan: Soylu, iyi bir soydan gelen
Soyer: Soyu er, soyu yiğit, soylu yiğit
Soyhan: Soyu han olan, kağan soylu
Soykan: Soylu kan
Soylu: Öteden beri temiz tanınmış, bir aileden olan, soyu temiz olan
Sökmen: Selçuklular çağında Hasankeyf A rtuklu Beyliği’ni kuran
Sönmez: Sürekli olarak yanar, hiç sönmeden yanar
Sözen: Iyi ve güzel konuşan kimse
Sözer: Iyi ve güzel konuşan yiğit; sözünün eri kimse
Süalp: Asker yiğit
Süer: Er yiğit, yürekli kişi, asker yiğit
Sümer: Aşağı Mezopotamya’da bir bölge Sümer ülkesi; M.Ö. 400 Yıllarında bu bölgede devlet kuran bir türk kavmi

Ş

Şahin: Küçük kuşlarla beslenen, eğitilerek kuş avında kullanılan, yırtıcı bir kuş sınıfı ve bu sınıftan bir kuş, doğan
Şahinalp: Şahin gibi yiğit
Şahiner: Şahin gibi yiğit
Şan: İyi tanınma, ün
Şanal: Adın her yanda duyulsun, ünün yaygınlaşsın, iyi ün sahibi ol
Şanlı: Ünü yaygın, ünlü, iyi ün sahibi
Şanlıbay: İyi ün sahibi ve varsıl kimse
Şansal: Adını, şanını her yana duyur, şan ver
Şanver: Ünün, şanın her yana yayılsın
Şaylan: Kendini öven, övüngen; neşe saçan, sevinçli; ince, incelikli, nazik
Şen: Yaşamından memnunluğunu davranışlarıyla gösteren, bunu çevresindekilere de yayan kimse, neşeli
Şener: Neşeli yiğit, şen yiğit, şen erkek
Şenol: Her zaman neşeli ol
Şensoy: Soyu şen kimse, şen soydan
Şimşek: Çok bulutlu, yağmurlu havalarda, buluttan buluta ya da yere elektrik boşalırken oluşan, kırık çizgi biçimindeki çok yoğun elektrik akımı; (mecaz olarak) çok hızlı kimse
Şölen: Eğlenmek ya da bir güzel olayı kutlamak için yapı

T

Tağalp: Dağ gibi yiğit
Talas: Yelin kaldırdığı toz; kasırga, fırtına
Talay: Dal gibi ince, Ay gibi güzel; çok büyük göl, deniz
Talaz: Dalga, kasırga, fırtına.bkz. Talas
Talu: İyi, güzel, seçilmiş, seçkin
Tamar: Bkz. Damar
Tamay: Dolunay, ay’ın dolgun durumu
Tamer: Bütünüyle yiğit, tam yiğit
Tamerk: Tam güçlü, özerk
Tan: Güneş’in doğmasından önceki zaman, şafak
Tanalp: Şafak gibi aydınlık ve yiğit; şafak yiğidi
Tanay: Şafak kızıllığının Ay’ı, şafak vaktinin Ay’ı
Tanberk: Şafak gibi aydınlık ve sağlam kimse
Tanbey: Şafak beyi, şafak vaktinin beyi
Taner: Şafak gibi aydınlık ve yiğit; şafak yiğidi
Tanerk: Şafak gücü; güçlü şafak
Tangör: Şafağın doğuşunu gör
Tanıl: Herkesçe bilin, ünlen, tanın
Tanju: Yücelik, ululuk, Çinlilerin Türk hakanlarına verdiği unvan, Kağan, hakan, hükümdar. Bkz Tanyu
Tankut: Uğurlu şafak vakti; şafak uğuru; kutlu şafak
Tansel: Şafak vaktinin seli
Tansoy: Şafak gibi güzel soydan kimse
Tansu: Şaşkınlık verecek denli güzel şe, olağanüstü şey, insanları Hayran eden ve doğaüstü sayılan olay, mucize
Tanyel: Şafak vaktinin yeli
Tanyer: Şafağın doğduğu yer
Taran: Tarla, geniş toprak, geniş yer
Tarhan: Soylu kimse, bey varsıl kimse
Tarkan: Eskiden bey, vezir gibi kullanılmış bir san; saygıdeğer kimse; Dağılmış bir durumda olan, karmakarışık, dağınık
Taşan: Yükselerek bulunduğu yerin kıyısından aşan, kabına sığmayan
Taşar: Kabına sığmaz, coşar, coşkun
Taşkın: Taşmış bir durumda olan, coşkun; su baskını
Taylan: Uzun boylu ve yakışıklı kimse
Tekant: Tek yemin
Tekay: Biricik Ay,
Tekin: Bir tane, biricik, bir benzeri daha olmayan; beyoğlu, yiğit şehzade
Teoman: Hun İmparatoru Mete’nin, yani Oğuz Han’ın babası
Tınaz: Ot ya da saman yığını; ekin yığını, yığı
Timuçin: Büyük Moğol İmaparatorluğu’nun kurucusu Cengiz’in asıl adı
Timur: Demir; Timurlenk, aksak timur da denilen ünlü Türk-Moğol İmparatoru, yıldırım Beyazıt’ tutsak eden kimse
Tokcan: Doymuş kimse
Toker: Gözü gönlü tok yiğit
Tolga: Savaşta askerlerin başlarına giydikleri demirden yapılmış koruyucu başlık
Tolonay: Dolunay, Ay’ın on dördündeki durumu
Tolun: Dolgun, dolun, bedir
Tonguç: Ilk çocuk; çocuk
Toprak: Toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla çürümüş organik Cisimlerden oluşan ve üzerindeki bütün canlılara yaşama ortamı sağlayan madde; kara; ülke, yurt; topraktan yapılmış
Toros: Anadolu’nun güneyinde, Akdeniz boyunca uzanan ünlü sıradağ
Toygar: çayırkuşu, tarlakuşu, torgay, turgay
Tuna: Karaormanlardan doğup Karadeniz’e dökülen, Abrupa’nın Volga’dan sonra en uzun ırmağı
Tunacan: Sevgili Tuna, can Tuna
Tuncel: Tunçtan yapılmış el
Tuncer: Tunçtan yiğit, tunç gibi sağlam yiğit
Tunç: Bakır, çinko ve kalayın karışımından oluşan, pirince Benzeyen koyu kızıl alaşım
Tunga: Alper Tunga adlı söylence yiğidinin adından biri; yiğit, güçlü; Kaplan türünden yırtıcı bir hayvan
Tutku: Bir şeye karşı duyulan aşırı istek eğilim
Türkcan: Can türk, sevgili Türk
Türker: Yiğit Türk, er Türk
Türkmen: Oğuz Türklerinin bir kolu ve bu koldan olan kimse

U

Uca: Ulu, yüce, yüksek, erişilmez
Uğur: İnsana iyilik getirdiğine inanılan doğaüstü güç ya da bir iyiliğin muştucusu sayılan herhangi bir belirti; iyilik kaynağı olan şey
Uğuralp: Uğurlu yiğit
Ulaş: ("Varmak, ardından koşup yetişmek" anlamına gelen "ulaşmak"tan Buyruk) yetiş, eriş
Ulu: Çok büyük erdemleri olan, yüce; erişilmez derecede yüksek ve büyük;
Ulualp: Yüce yiğit, ulu yiğit
Ulubay: Yüce ve zengin kimse
Uluhan: Yüce kağan
Umay: Hint Okyanusu adalarında bulunan güvercin büyüklüğünde Zümrüt yeşili kanatları olan, kemikle beslenen, üzerinde Uçtuğu kişiye zenginlik ve mutluluk getireceğine inanılan masal kuşu, devlet kuşu, devlet kuşu; tanrıça
Umut: Ummaktan doğan iç erinci, umulan şey, ümit
Ural: Asya’da bir sıradağ; bu sıradağlardan çıkıp Hazer Denizi’ne dökülen bir ırmak
Utkan: Ateşli kan, od kan
Utku: Birçok emek ve çekinceli uğraşmalar sonucu erişilen mutlu sonuç, yengi, zafer
Uygar: Uygarlığın olanaklarından yararlanan ya da böyle olanakları olan bir ülkede yaşayan
Uygur: VII. Yüzyılda Orta Asya’da büyük bir devlet ve uygarlık kurmuş olan Türk ulusu ve bu ulustan olan kimse
Uysal: Yumuşak başlı, söz dinler, söz anlar, uyar
Uzay: Bütün varlıkları her yandan kaplayan sonsuz boşluk
Uzel: Usta el, becerikli el, işe yatkın el
Uzer: Becerikli yiğit

Ü

Üçer: Üç yiğit
Ülgen: Ulu, yüce, yüksek, sağlam; iyilik tanrısı
Ülkü: Kişiyi umut içinde yaşatan, ulaşılmaya çalışılan yüce dilek, amaç, erek
Ünal: Ad sahibi ol, ünlen, tanın
Ünalan: Ad sahibi olan, ünlenmiş kişi, ünü olan kimse, iyi ad sahibi
Ünalp: Ünlü yiğit
Ünay: Ünlü ve ay gibi kimse, ünü olan Ay
Üner: Ünlü yiğit
Ünlü: Herkesçe tanınan, ün salmış olan, tanınmış
Ünol: Şan ol, ünlü ol
Ünsal: Her yana adını duyur
Ünver: Her yana adını duyur, çok tanınmış biri ol, ünlen
Ürkmez: Korkmaz
Ürün: Doğadan elde edilen yararlı şey

V

Varan: Giden, varan
Varlık: Var olan her şey; önemli, yararlı, değerli şey; var oluş; para Mal, mülk ve genel olarak zenginlik Varol her zaman yaşa
Vural: Vurarak al, vurup al.
Vurgun: Vurulmuş çok sevmiş kimse, tutkun

Y

Yağan: Yağış
Yağız: Koyu buğday rengi, esmer
Yağızalp: Esmer, yiğit, karayağız yiğit
Yalaz: Ateş dili, ateşin her yana uzanan dili, yalım, alaz
Yalazalp: Yalımlı yiğit, yalım gibi yiğit
Yalçın: Düz, çıplak ve dik; düz, kaygan, sarp, dik
Yalçıner: Sarp yiğit, dik yiğit
Yalgın: Ilgım, serap; aşı kalemi almaya ve aşılamaya elverişli ağaç, çiçek
Yalım: Ateşin dili, alaz, yalaz, yalaza, alev
Yalın: Çıplak; içine başka şey katılmamış, sade; gösterişsiz, süssüz
Yalınalp: Katışıksız yiğit, sade yiğit
Yalkın: Yalnız, tek, tek başına; ince, zayıf
Yalman: Düz, çıplak ve yassı taş; mızrak ucu; dik, sarp, yalçın
Yamaç: Dağın eğik yüzeyi, eğik yanı, bayır; karşı
Yaman: İşbilir, kurnaz, becerikli
Yankı: Sesin bir yere çarparak dönmesiyle duyulan ikinci ses
Yavuz: Çok sert, yaman, yürekli, korkusuz
Yavuzalp: Korkusuz yiğit, yaman yiğit
Yenal: Yenerek al
Yener: Oyun, yarış, savaş gibi şeylerde karşısındakine üstün gelir
Yengi: Üstün gelme, yenme, utku, zafer
Yetkin: Yetişkin, olgunlaşmış, erişmiş
Yıldıralp: Korkutan yiğit, yıldıran yiğit
Yıldıray: Parıldayan Ay, ışık saçan Ay
Yıldırım: Büyük bir ışıkla gürültü çıkararak hava ile yer arasında olan elektrik Boşalması, şimşek; Osmanlı İmparatoru Yıldırım Beyazıt’ın adından
Yiğit: Güçlü ve yürekli; delikanlı, genç, genç adam
Yiğitalp: Yiğitler yiğidi, erler eri
Yiğitcan: Güçlü ve yürekli kimse
Yöntem: Bir işte tutulacak yol, ereğe ulaşmak için tutulacak özenli yol
Yurdakul: Yurda hizmet eden, yurda kul olan kimse
Yüce: Yüksek, büyük, erişimez, ulu
Yücel: Yüce bir duruma gel, yüceleş, büyüdükçe büyü, yükseldikçe yüksel, Büyük ol, ulu ol
Yüksel: Yükseklere çık, yücel; ilerle

Z

Zafer: Amaca ulaşma, başarı – Düşmanı yenme
Zahit: Parlak yıldız
Zahir: Zekeriya’nın oğlu olan peygamber – Allah lütufkardır anlamında
Zekai: Zeka ile ilgili
Zekeriya: Erkek – Bir peygamber
Zeki: Çabuk anlayan, kavrayan
Zeynel: Zenelabidin’in kısaltılmışı
Zihni: Akılla ilgili
Ziya: Aydınlık, nur
Zobu: Itiyarı, delikanlı; hovarda
Zorlu: Güçlü; tuttuğunu koparan
Zobu: Itiyarı, delikanlı; hovarda
Zorlu: Güçlü; tuttuğunu koparan


Cevap: Bebek İsimleri 2019

Deli Sevdam
Kız Bebek İsimleri

A

Akcan: Ak yaşam; temiz ruhlu kişi, ak tenli ve cana yakın akça pakça sevgili
Aksel: Ak renkte sel
Aksen: Sen aksın, kirlenmemişsin, temizsin
Aksu: Ak renkli su, köpüren su; Anadolu’da kimi akarsuların adı.
Akün: Iyi ve temiz ün
Ala: Alaca, karışık renkli açık kestane rengi, ela
Alanur: Alacalı ışık, ala ışık
Alçin: Al renkli küçük bir kuş
Alev: Yanan ve ışık veren şeylerin türlü biçimlerde uzanan dili, alaz, yalım
Algül: Al renkli gül kırmızı gül
Algün: Al renkli Güneş kırmızı güneş
Alım: Gözü gönlü çeken nitelik,çekicilik, gönül çelen güzellik, albeni
Alkım: Düşmekte olan yağmur damlacıklarında güneş ışınlarının kırılıp yansımasıyla Oluşan yedi renkli görüntü, gökkuşağı ebemkuşağı
Almıla: Al elma
Anatolya: Türkiye’nin Asya kıt’asında bulunan topraklarına verilen ad,Anadolu.
Yunanca-Anatolia, güneşin doğduğu yön .
Anıl: "Sözü edilmek ya da düşünülmek" demek olan "anılmak" eyleminin buyurma kipinin ikinci tekil kişisi; "daima anılasın" dileğinide içerir.
Asena: Dişi kurt; güzel kız
Aslı: Kerem ile Aslı adlı halk öyküsünün kadın kahramanı
Aslıhan: Kerem’in sevgilisi Aslı’nın bir başka adı
Aslım: Soyum sopum, kökenim; benim olan Aslı
Asu: Azgın ve huysuz at
Aşkım: Sevdiğim, sevgilim
Aşkın: Benzerlerinden üstün olan, çok, fazla üstün, aşan, geçen; üzüm bağ ve asmalarında Yeni göğeren dallar, dalların ucundaki yapraksız uzantılar, filiz, ışkın.
Ateş: Odun, kömür, ot gibi özdeklerin yanmasıyla ısı ve ışığın birlikte belirlemesi; Tutuşmuş olan nesne
Ay: Yer yuvarlağının uydusu olan gök cismi
Aybike: Ay gibi güzel ve el değmemiş kadın.
Ayca: Ay gibi, yüzü Ay gibi güzel olan
Aycan: Ay gibi güzel insan
Ayça: Ay’ın, ilk günlerinde aldığı yay biçimi, Ay’ın ilk günlerindeki Görünüşü, yeni ay, hilal
Ayda: Gülgillerden, dere kıyılarında, çayırlarda yetişen bir bitki; şaşma üzülme, İsteklendirme, bilirir bir ünlem
Aydan: Ay gibi güzel, Ay’dan yapılmış
Aydeniz: Ay ile denizsin
Aygül: Ay ve gül gibi güzel
Aygün: Ay ile Güneş
Ayla: Ay’ın ve kimi yıldızların çevresindeki görülen ışık çemberi, aylin
Aylan: Açık alan
Aylin: Ay’ın ve kimi yıldızların çevresinde görülen ışık çemberi, ayla,
Aynur: Ay gibi ışık saçan, Ay ışığı
Ayperi: Ay ve peri gibi, çok güzel
Aysan: Ay gibi güzel san
Aysel: Ay ile selden oluşmuş
Aysın: Ay gibisin, Ay kadar güzelsin
Aysun: "Sunmak"tan "sun" buyruğu ile Ay’dan oluşmuş bir ad, Ay’ı sun
Aysuna: Ay gibi güzel yaban ördeği
Ayşan: Şanı Ay gibi parlak olan, görkemli, parlak
Ayşen: Ay gibi güzel ve şen, şen Ay
Ayşıl: Ay ışığı
Ayşın: Ay ışını
Ayten: Ay gibi güzel ten, güzel tenli
Aytolun: Ay’ın en dolgun evresindeki durumu, dolunay
Aytuna: Gökteki ay ile Tuna Irmağın’dan oluşmuş bir ad
Aytül: Ay’ın tüllü Ay ile tül, Ay tülü
Ayzıt: Türk söylencebiliminde güzellik tanrıçası, ödüllendirici tanrıça

B

Balcan: Bal gibi can, tatlı can
Baldan: Bal gibi tatlı, baldan yapılmış
Balım: "Benim balım" bal gibi tatlım
Başak: Ekinlerin, taneleri taşıyan kılçıklı başı
Bediz: Açık , belli, görünen; süs bezek, bedis
Begüm: Hanım, hanımefendi, saygıdeğer kadın
Belen: Iki dağ arasından geçen yol, geçit; tepe, yüksek yer, üzeri yassı tepe
Belgin: Kesin olarak belirlenmiş olan, belirgin açık
Belgün: Belli, belirli gün
Beliz: Işaret ve iz nişan ve iz
Benan: Beni an beni unutma
Benay: Ben Ay’ım Ay gibiyim
Bengi: Ölümsüz, sonsuz, sonsuza dek sürecek olan, hiç ölmeyecek olan
Bengisu: Ölümsüzlük suyu, içene ölümsüzlük vereceği söylenen söylencesel
Bensu: Ben su gibiyim, güzelim
Beren: Koyun yavrusu, kuzu; güçlü; tanınmış
Betül: Erkek eli değmemiş, erkekten uzak yaşayan, namuslu kadın
Bezen: Bezek, çok göze çarpan süs.
Bike: Evlenmemiş, çocuk doğurmamış, erden
Bilge: Çok ve sağlam bilgili, bildiğini kendisi ve başkaları için en yararlı bir biçimde kullanabilen, geniş ve derin bilgili
Bilgül: Bil ve gül, "bilirsen gülersin, mutlu olursun"
Bilgün: "Günü bil"
Binnaz: Bin türlü naz eden, bin tane naz
Bircan: Biricik ve cana yakın
Birce: Biricik, bir tanecik
Birgül: Bir tek gül
Birim: Bir niceliği ölçmek için kendi türünden seçilen örnek ve değişmez parça; birtanem, biriciğim
Biriz: Bir tekiz
Birsel: Bir sel gibisin, bir selsin
Burcu: Güzel koku, ıtır
Burcum: Güzel koku; burcu
Burçak: Taneleri hayvan yemi olarak kullanılan, mercimeğe benzeyen bir bitki
Burçin: Dişi geyik, bozçin, bürçin
Büklüm: Bükülmüş, kıvrılmış şeylerin oluşturduğu halka ya da kat kıvrım
Büyüm: Benim büyüm

C

Canal: Güzelliğinle canlar yak
Candan: Içten, yürekten
Cankat: Mutluluk getiren cana can kat
Canöz: Canın özü, yaşamın özü
Cansen: Can sensin
Cansın: Tatlısın, sevgilisin
Cansun: Güç sun, canlılık sun
Ceren: Çöllerde yaşayan, çok hızlı koşan, gözlerinin güzelliğiyle ünlü, ince bacaklı, zarif hayvan
Ceylan: Çölde yaşayan, geyik türünden, gözlerinin güzelliğiyle ünlü, çok hızlı koşan, ince bacaklı, çok güzel bir hayvan, ceren

Ç

Çaba: Bir işi yapmak için harcanan güç
Çağ: Belirli bir özelliği göz önünde tutularak ele alınan zaman bölümü
Çağıl: Çağ ile ilgili, çağdaş; çakıl, "çağıl çağıl" ikilimesinden biri
Çağın: Şimşek, yıldırım
Çağla: Erik, kayısı ve özellikle bademin taze yemişi, ham yemişi
Çağlayan: Akarsuyun, yüksekten çağıltılarla, köpürerek döküldüğü yer
Çığıl: Başa takılan altın
Çiçek: Bitkinin, genellikle güzel, kokulu, renkli bölümü
Çiğdem: Türlü renklerde çiçek açan bir kır bitkisi
Çiler: Güzel ötüşlü, bülbül gibi çileyen
Çimen: Doğal olarak biten çim, yeşillik
Çise: Çiseleyen yağmur damlası
Çisem: Çise

D

Dal: Ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri
Damla: Yağmur ya da bir sıvanın, çok küçük, yuvarlak biçimli parçası
Defne: Defnegillerden, anayurdu Anadolu olan ve özellikle Ege Bölgesin’nde bol yetişen yaprakları güzel kokulu, yaz kış yeşil kalan bir ağaç
Demet: Ekin, çiçek gibi bitkilerin birkaçının yada bir bölümünün bir arada bağlanmış biçimi
Deniz: Yeryüzünün büyük bir bölümünü örten, derin ve çok geniş tuzlu su
Derin: Dibi yüzeyinden yada ağzından uzak olan, derinliği olan; Çok içten gelen ve içe işleyen
Devrim: Kısa zaman içinde, olumlu yönde önemli niteliksel değişmelere yol açan devinim
Dicle: Kaynağı kuzeydoğu Anadolu’da bulunan, ülkelerimizden sonra Irak topraklarından
geçerek denize dökülen büyük ırmak
Dilek: Dilenilen şey, istek
Diren: Harmanda sapları yaymaya yarayan uzun çatallı ağaçtan yapılmış araç
Diril: "Dirilmek"ten buyruk; el dokuması bez
Dirim: Canlılık, dirilik, sağlık, yaşam
Doğa: Canlı ve cansız nesnelerden oluşan varlığın tümü; Kendi kendini sürekli olarak yeniden yaratan ve değiştiren güç; yaratılış
Doğu: Güneş’in doğduğu yön
Dolunay: Ay’ın dolun durumu, Ay’ın bütünüyle parlak olduğu zamanki hali, Ay’ın her ayın ortalarında aldığı dolgun görünüm
Doruk: Bir dağın, bir tepenin, yüksek bir yerin, tepesi, en yüksek yeri
Duru: Bulanık olmayan, açık, temiz
Durugül: Arı duru ve gül gibi güzel
Durusu: Bulanık olmayan, dalgasız, pırıl pırıl ve dibi görünen su; temiz su
Duygu: Iyi ve güzel şeyleri sevebilme, onları duyumsayabilme yeteneği; Anımsanacak duyuş; gönülden uyanan yankı ya da tepki; duyumsama

E

Ece: Kral karısı ya da krallığı yöneten kadın, kraliçe; (mecaz olarak) türdeşleri arasında üstünlüğü, yeteneği olan kadın, güzel kadın
Ecem: Benim olan ece, kraliçem
Ekim: Toprağa tohum ekme işi, ekmek eylemi ve biçimi (Ekim ayında doğan çocuk için)
Ekin: Tahılın tarlaya atıldığı andan harman oluncaya değin aldığı durumun tümüne verilen ad; buğday
Ela: Sarıya çalan kestane rengi, ala
Elçim: Deste, demet, tutam
Enginsu: Açık deniz
Erenay: Yetişip gelen Ay
Erensu: Ermiş gibi ve su gibi aziz olan
Ergül: Erken açmış gül; erken gülesin, erken mutlu olasın
Esen: Vücutta hiçbir eksikliği olmayan, sağlıklı; sağlığı yerinde olan esmekte olan yel
Esin: Içe doğan şey, bir şeyi yaratmaya yönelten güzel duygu; tatlı tatlı esen yel, esinti
Esmen: Esici,esen
Eti: Anadolu’da milattan önce 1900-1200 yılları arasında egemen olan, büyük uygarlık kuran Orta Asyalı bir ulus, Hitit
Evrim: Kendiliğnden oluşan değişim, dönüşüm
Evşen: "Evi şenlendiren", "evin neşesi, şenliği
Eylem: Bir değişiklik doğurabilecek etkili davranış; yapılan iş
Eylül: Yılın dokuzuncu ayı
Ezgi: Belli bir kurala göre yaratılan ve kulakta haz uyandıran ses dizisi uyumlu ses; müzikli ses, şarkı, türkü
Ezgü: İyi kimse

F

Filiz: Yeni sürmüş körpe dal; dal haline gelmiş körpe tomurcuk
Funda: Çalı görünüşünde ve çok çeşidi olan bir bitki, süpürge otu

G

Gelincik: Kırmızı ve büyük çiçekli bir kır bitkisi
Gizem: Açıklanamayan ya da çözülemeyen soru, aklın çözemediği, erişemediği şey
Gonca: Henüz açılmamış, tomurcuk
Goncagül: Açılmamış gül, tomurcuk gül
Gökben: Mavi benli
Gökçe: Mavi gözlü, mavice
Gökçen: Güzel; yiğit; mavi gözlü, gökmen
Gökmen: Güzel; yiğit; mavi gözlü sarışın
Göksel: Gökle, gökyüzüyle ilgili
Göksen: Sen göksün
Göksu: Mavi su
Gökşen: Mavi gözlü ve şen

H

Hepgül : Yaşam boyu gül, yaşam boyu mutlu ol, mutluluk içinde yaşa
Hepgüler : Hiç durmadan güler, boyuna güler, her zaman güler; yaşamboyu mutlu olur

I

Ilgaz: Çankırı-Kastamonu arasında, Batı Karadeniz Bölgesi’nin en yüksek dağlar topluluğu
Ilgım: Çölde uzaktan su gibi görünen ışık yanıltısı, güneş ışınlarının eğilmesiyle ilgili, gözü yanıltan bir doğa olayı, serap
Ilgın: Beyaz ya da pembe çiçekli, çok hafif yapraklı bir ağaçcık (genellikle küçük akarsu kıyılarında bulunur)
Irmak: Akarsuların en büyüğü
Işık: Bir yeri aydınlatmaya yarayan araç; nesneleri görmemize yarayan fiziksel erke; Güneş ve benzeri bir kaynağın yaydığı aydınlık
Işıl: Pırıltı, parlaklık, ışık, aydınlık
Işılay: Işıldar ışık verir, pırıldar, şavkır, ışıl ışıl yanar, ışık saçar
Işın: Bir ışık kaynağından çıkan ve uzayıp giden ışık çizgisi
Işınsu: Işın saçan su, ışıklı su, ışıklı su, parıldayan su, pırıl pırıl su

İ

İçim: Bir yudumda içilecek miktar; bir şey içilirken alınan tat çok güzel çok alımlı, çok çekici demek olan bir içimsu deyimindede geçer
İldeniz: İldenizoğulları Devleti’ni kuran Türk büyüğü, ülke denizi
İlgi: İki şey arasındaki bağıntı, bağ, ilişki; bir şeye karşı duyulan bilme isteği
İlkay: Ay’ın ilk günlerindeki durumu
İlkcan: Genellikle ailenin ilk doğan çocuğuna verilen bir ad, ilk sevgili
İlke: Kendisinden vazgeçilemeyecek ana düşünce, uyulması gereken davranış kuralı
İlknur: İlk ışık
İlkyaz: Kıştan sonra gelen güzel mevsim, ilkbahar
İlter: Yurdu koruyan, yurdu savunan, yurtsever
İmge: Düş, hayal, görüntü, tasarım
İnce: İnce yapılı; kalınlığı az olan; düşünce, davranış bakımından incelik gösteren
İnci: İstiridye ve benzeri kabuklu deniz hayvanlarını içinden çıkan, süs eşyası olarak kullanılan, sedef renginde, çok değerli, yuvarlak ve sert tanecik
İpek: İpekböceğinin kozasından çıkarılan çok ince ve parlak tel; bu tel ile dokunmuş (kumaş) ince ve yumuşak
İzgi: İyi, güzel, doğru, akıllı, zeki

J

Jale: Gece olusup, sabah çiçeklerin üzerinde görülen damlacik, çiğ
Jalenur: Parlayan, ışıldayan çiy
Julide: Karışık, karmaşık – Derinlik


Deli Sevdam
K

Kanat: Kuşların ve uçucu böceklerin uçmalarını sağlayan organları
Karaca: Geyik türünden, boynuzları, küçük ve çatallı bir av hayvanı, dağ keçisi yaban keçisi
Kıvılcım: Yanmakta olan maddeden sıçrayan küçük ateş parçası
Kutlu: Uğur getirdiğine inanılan, uğurlu, kutsal
Kuzey: Sağını doğuya, solunu batıya veren kimsenin tam karşısına düşen yön

L

Lale: Yaprakları, uzun, çeçekleri kadeh biçiminde, türlü renkte, güzel bir süs bitkisi ve onun çiçeği
Leman: Parıldayan, parıltı
Lerzan: Titreyen, titrek, parıldayan titrek ışık
Leyla: Gece, uzun ve karanlık gece

M

Maral: Dişi geyik, meral
Maviş: Ak tenli ve mavi gözlü
Meltem: Yazın karadan denize doğru esen ve tatlı bir serinlik yapan Mevsim yeli
Meral: Dişi geyik, maral
Meriç: Bulgaristan’dan çıkıp Edirne yakınlarında Arda ve Tunca ile birleştikten sonra, Türk-Yunan sınırı boyunca akarak Enez yakınlarında Ege Denizi’ne dökülen ırmak
Mine: Maden eşya üzerine işlenen renkli sır tabakası, çok ince nakış
Mutlu: Bütün istek ve özlemlerine kavuşmuş olan
Müge: Çan biçiminde ak çiçekler açan bir süs bitkisi,ünçiçeği

N

Naz: Kendini sevdirme davranışı, nazlanma, cilve
Nazlan: Naz yap, cilveli ol
Nazlı: Naz yapan, cilveli, işveli
Nazlım: Naz yapanım, işvelim, cilvelim, benim nazlım
Neşe: Üzüntüsü olmamaktan doğan ve dışa vurulan sevinç
Nice: Ne kadar, ne denli, nasıl, oldukça çok
Nil: Afrika’da Viktorya Gölü’nden çıkıp Mısır’ı baştan başa geçerek Akdeniz’e dökülen büyük ırmak
Nilay: Nil ve Ay, Nil’e ışıklarını saçan Ay
Nilgün: Nil ile Güneş, Nil Güneş
Nilüfer: Durgun sularda yetişen, yaprakları yuvarlak ve geniş beyaz, sarı, mavi, pembe, çiçekli bir bitki
Nur: Aydınlık, parıltı, ışık
Nurcan: Işık ile can, ışık ile yaşam, aydınlık yaşam
Nurdan: Işıktan yapılmış
Nurperi: Işıktan yapılmış ve peri kadar güzel; güzel ışıklı peri
Nursel: Işık, ışıktan yapılmış sel
Nurseli: Işık seli
Nursen: Işık sensin, sen ışıksın
Nurşen: Işıklı ve şen, aydınlık ve yaşamından memnun; ışık ve mutluluk saçan

O

Odil: O tatlı dil
Olcay: Rastlantıları düzenlediği, böylece de insanlara iyi ya da kötü durumlar hazırladığı sanılan şey, şans, talih
Olgaç: Olgunlaşmış, yetişmiş, bilen, bilgili
Omay: Beğenilen, sevilen
Oskay: Neşeli, şen, sevinçli
Oya: İğne, firkete, tığ, ya da mekikle yapılan, iprişimden önce dantel oya gibi güzel olan
Oylum: Derinlik, bir cismin uzayda doldurduğu boşluk, kıvrım, bukle

Ö

Ödül: Iyi bir işe, bir başarıya karşılık olarak verilen şey armağan
Öğün: Güzelliğinle, herşeyinle, övün, kendini öv
Öğünç: Övünmeye yol açan ya da hak kazandıran şey, Övünme; kıvanç, övünç, sevinç
Övgü: Övme, övmek için söylenen söz
Övgül: Övgüye değer, övülmeye değer, övülesi
Övül: Övülesin
Övünç: Övünmeye yol açan ya da hak kazandıran şey, kıvanç, sevinç, övgünç,
Öykü: Ayrıntılarıyla anlatılan olay; gerçek ya da tasarlanmış olayları Anlatan, romandan kısa düzyazı türü, hikaye
Özde: Kişinin kendi içinde, özünde, canda olan
Özden: Yürekten, içten, candan; gerçekten; temiz soylu; özsu
Özen: Bir işi elden geldiğince iyi yapmaya çalışma, özenme; istek heves
Özge: Başka, başkası, el yabancı
Özgen: Özü geniş, özgür, başkasının kölesi olmayan
Özgü: Özellikle biriyle ya da bir şeyle ilgili, belli bir şey de ya da kimsede bulunan
Özgül: Özellikle bir türle ilgili olan; özü kendisi gül gibi olan
Özgün: Bir benzeri olmayan yalnız, kendisine özgü nitelikleri taşıyan
Özgür: Hiçbir kimseye, hiçbirşeye bağlı olmayan, başıboş olan, köle olmayan
Özlem: Kavuşma isteği, bir şeye karşı duyulan istek, göreceği gelme
Özlen: Görme isteği uyandırır, kavuşma isteği ver, seni özlesinler
Öznur: Öz ışık, özü ışık
Özperi: Gerçek peri, gerçek güzel, özü peri gibi
Özselen: Öz ses, öz bilgi, gerçek sel yatağı gerçek bolluk
Özsu: Besleyici su, besisuyu, bitkilerin dokularında bulunan su

P

Papatya: Baharda çiçek açan, taç yaprakları beyaz, ortası sarı çiçekli bir kır bitkisi
Parla: Parılda, pırıl pırıl aydınlık saç
Parlar: Parıldar, pırıl pırıl eder, ışık saçar
Pelin: Yapraklarında ve öteki bölümlerinde acı, ıtırlı bir madde bulunan, birçok türleri olan bir bitki
Pelit: Meşe ağacı ve yemişi
Petek: Arıların bal depo etmek için balmumundan yaptıkları düzgün altıgen biçiminde gözeler topluluğu
Pınar: Yerden kaynayarak çıkan su, kaynak
Pırıl: Parlak

R

Radife: Bir yıldızın yakınında bulunan bir başka yıldız
Rana: Iyi, güzel, yumuşak, hoş
Reyhan: Yaprakları güzel kokan bir süs bitkisi, fesleğen
Rezzan: Ağırbaşlı
Ruhsar: Yanak, yüz, güzel yüz

S

Sabah: Gündüzün ilk saatleri, öğleye kadar olan vakit
Salkım: Çoğunlukla bir sap üzerinde bir arada bulunan yemiş; Baklagillerden bir ağaç ve bunu çiçeği; sarkan şey, hevenk
Seçen: Seçme işini yapan, bir şeyi seçen
Seçil: Güzelliğinle, varlığınla seçilesin
Seçkin: Seçilerek en iyi diye ayrılmış olan; benzerleri içinde niteliklerinin üstünlüğüyle göze çarpan, üstün
Seden: Gözü açık, uyanık
Sel: Sürekli yağmurlardan ya da eriyen karlardan oluşup önüne ne gelirse alıp götüren taşkın su
Selay: Sel ayı, sellerin çok olduğu ilkyaz ayları
Selen: Ses, gürültü, haber, bilgi, yakın yer, çevre, varlık, bolluk, duruş, tavır, sel yatağı
Selin: Öğünç, sevinç
Selvi: Kış yaz yaprağını dökmeyen, ince uzun bir ağaç, servi selbi
Senem: Kars dolaylarında kadın ve erkeklerin karşılıklı olarak oynadıkları bir halk dansı
Seren: Gemi direği uzun ağaç, "sermek" eylemini yapan
Serin: Ilık ile soğuk arası, az soğuk, serinlik veren
Serpil: Geliş ve büyü, boylan, boy at; ince ince savrularak yağ
Seval: Beğen al
Sevgi: Insanı bir şeye ya da bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye iten duygu, sevme duygusu, tutkunluk, sevi
Sevi: Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu
Sevil: "Kendini sevdir" sevgiye yaraşır ol
Sevilay: Sevilen Ay’sın
Sevim: Güzellik, hoşluk, sevimlilik, hoşa gitme hali, şirinlik, alımlılık
Sevinç: İstenen ya da hoşa giden bir şeyin olmasıyla duyulan coşku
Sezen: Açık bir kanıt olmadığı halde olmuş ya da olcak bir şeyi kestiren, duyumsayan
Sezgi: Aklın yardımı olmadan, gerçeğin doğrudan doğruya kavranması bir şeyi önceden bilme, duyumsama yeteneği, sezme yeteneği, seziş
Sezgin: Sezgisi olan
Sezin: Sezinleme işi, sezme
Sıla: Kişinin doğup büyüdüğü ve gurbette iken özlediği yer
Sibel: Henüz yere düşmemiş, havada uçuşan yağmur tanesi, buğday başağı
Simge: Bir özelliği tümüyle kendinde toplayan örnek, bir şeyin göstergesi
Sonay: Yılın son ayı
Songül: (Doğan son çocuğa konur) güllerin sonuncusu
Su: Rengi kokusu, tadı olmayan sıvı
Suna: Bir sülün türü, bir tür sülün, yaban ördeği

Ş

Şanal: Ün kazan, ünlü bir kimse ol, ünlen
Şenay: Neşeli Ay
Şener: Şen kimse, şen kişi
Şengül: Neşeli gül
Şengün: Neşeli gün
Şeniz: Hepimiz neşeliyiz, neşeli iz
Şenkal: Neşeli ve şen kal
Şenol: Neşeli, şen ol
Şensoy: Neşeli soy, şen soy
Şensu: Neşeli su, şen su
Şölen: Eğlenmek ya da bir olayı kutlamak üzere, bir çok kimsenin biraraya gelip birlikte yedikleri yemek, yemekli eğlenceli toplantı

T

Tamay: Dolunay
Tan: Güneş doğmadan önceki alaca karanlık, sabah aydınlığı
Tanay: Tan zamanı doğan Ay, çok güzel kimse
Tansel: Sabah aydınlığının seli
Tanseli: Sabah aydınlığının seli
Tansu: Insana şaşkınlık veren, akıl yoluyla açıklanamayan doğaüstü olay, tansık, mucize
Tanyel: Sabah aydınlığının yeli, sabahın çok erken saatlerinde esen yel
Tanyeri: Güneş’in doğmak üzere olduğu sırada ufukta hafifçe kızaran aydınlık yer
Tekgül: Biricik gül
Tezcan: Sabırsız, atılgan
Tolunay: Ay’ın en dolgun göründüğü zaman, ayın dördü, Ay’ın on dördü gibi, çok güzel, dolunay
Tomris: (Türkçe "temür" "demir" sözcüğünden değiştiği sanılıyor) İskit Türklerinin Kafkasya’da oturan kolu olan Massagetlerin ünlü kraliçesinin adı
Tomurcuk: Çiçek vercek olan gonca, bir bitkinin üzerinde bulunan, ilerde sap, çiçek ya da bir çok yaprak verecek olan küçük kabartı, domurcuk
Toprak: Üzerinde tüm bitkilere ve öteki canlılılara yaşam ortamı sağlayan, toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla organik cisimlerden oluşan madde, arazi, tarla, kara, ülke
Tumay: Sessiz, durgun, dingin
Tuna: Karaormanlar’dan doğup Karadeniz’e dökülen ve Avrupa’nın Volga’dan sonra en uzun ırmağı
Tutkun: Gönül vermiş, bağlanmış, çok sevmiş, tutulmuş
Tülay: Tülden yapılmış ay
Tümay: Bütünlenmiş Ay, dolunay
Tüzün: Düzenlilik, düzgünlük, düzgün, iyi bir soydan gelen, soylu
Tüzüner: Yumuşak huylu, düzenli kimse

U

Uçay: Uçtaki ay
Uğur: Halkın kimi olgularda gördüğü iyilik muştusu, kimi nesnelerde var olduğuna İnandığı iyilik kaynağı, iyilik
Umay: (Farsça "hüma" hümay’ın Türkçeleşmiş biçimi) Hint Okyanusu adalarında bulunan, güvercin büyüklüğünde, zümrüt yeşili kanatları olan, kemikle beslenen, üzerinden geçtiği kimselere zenginlik ve mutluluk getireceğine inanılan, masal kuşu, devlet kuşu,
Umut: Ummaktan doğan iç erinci, umulan şey
Utku: Birçok emek ve çekinceli uğraşlar sonucu erişilen mutlu sonuç, yengi, zafer
Uysal: Yumuşak başlı, söz dinler, söz analar
Uzay: Bütün varlıkları her yandan kaplayan sonsuz boşluk

Ü

Üçgül: Üç küçük yapraktan oluşan, bileşik yapraklı, pembe, beyaz, kırmızı mor ve sarı renkte çiçekler açan bir ot
Ülgen: Yüce, yüksek, ulu, büyük, sağlam, iyilik tanrısı
Ülke: Bir devletin egemenliği altındaki toprakların topu
Ülker: Boğa burcunda yer alan ve yedi yıldızdan oluşan takımyıldızı
Ülkü: Insanı umut içinde yaşatan, ulaşılmaya çalışılan yüce dilek
Ülküm: "Benim olan ülkü", "benim ülküm", "ulaşmak istediğim yüce dilek".
Ürün: Doğadan elde edilen yararlı şey

V

Vahide: Bağışlayan
Vedia: Korunmasi için bırakılan emanet
Verda: Gül
Vildan: Yeni doğmuş çocuklar

Y

Yağan: Gökten yere dökülen
Yağmur: Havadaki su buharının yükseklerde soğuyarak yoğunlaşması sonucu yere düşen su damlacıkları
Yakut: Kuzey Sibirya’da yaşayan bir Türk boyu; bu boydan olan kimse, parlak, kırmızı renkte çok değerli bir taş
Yaprak: Bitkilerin, çeşitli biçimlerdeki düz ve yeşil kısımları
Yaşam: Canlıda, doğumdan ölüme değin geçen süre
Yeliz: Yelce, yel gibi, güzel aydınlık
Yeşim: Yeşil renkte çok değerli bir taş
Yıldız: Gökyüzünde geceleri görülen ışıklı gök cisimlerinin adı.
Yonca: Hayvan yiyeceği olarak yetiştirilen, baklagillerden, güzel bir ot
Yosun: Toprağın, kayaların, ağaçların üstünde yetişen, suların yüzünde ve dibinde bulunan çiçeksiz bir bitki
Yudum: Bir içimlik sıvı, bir içişte yutulacak miktar
Yüksel: Yukarı çık,ilerle

Z

Zeliş: Din kitaplarındaki Yusuf ile Züleyha öyküsünün kadın kahramanı
Zeren: Kavrayışlı, anlayışlı zeki
Zeynep: Güzel, süs, tombul
Zühre: Çobanyıldızı, Çolpan
Zuhal: Satürn gezegeninin adı.
Zulal: Hafif, güzel, soğuk su.
Zübeyde: Öz, asıl
Zühre: Çoban yıldızı, venüs.
Züleyha: Su perisi – Hz.Yusuf’un karısı
Zümra: Akıllı, çabuk kavrayan kadın.
Zümrüt: Cam parlaklığında, yeşil renkte, saydam bir süs taşı.


Si bellé
Esila
Elisa
Almila


Misafir Üye
Kız=Hande,Burcu,Elçin ve İrem Erkek=Tolga,Berk,Barış ve sarp

Konuya Bir Cevap Yazın

İlgili Diğer Konular
  • 14 Kayıtlı Üye
  • 66282 Konu
  • 160 Cevap
  • Son Üye: aile