Derin

Üç Aylarda Yapılacak İbadetler

Bu konu Derin tarafından 3 yıl önce açıldı ve Henüz Cevap Yok.
Derin
Derin
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 3 yıl önce
Konu Sayısı: 8491
Yanıt Sayısı: 0
20 Mayıs 2021, 10:32

Üç Aylarda Yapılacak İbadetler

Kara Gözlü
Üç Aylarda Yapılacak İbadetler

RAMAZAN ORUCU
Ramazan Orucu Nasıl Tutulur?
1-Gözlerimiz haram ve mekruh olan şeylere bakmayacak.
2-Dilimiz yalan söylemeyecek, dedikodudan uzak duracak, başkalarının aleyhine konuşmayacak ve arkadan çekiştirmeyecek.
3-Kulaklarımızla Allah Celle Celâluhu’nun sevmediği ve yasak ettiği (dinen kötülenmiş ve mekruh sayılmış olan) şeyleri dinlemeyecek. Bir mü’min kardeşinin aleyhinde konuşanı ve arkasın-dan çekiştireni dinleyen de söyleyenin günahına ortak olur.
4-Eller haram ve hileye, dinen kötü ve mekruh olan şeylere uzanmayacak.
5-Ayaklar gidilmesi dinen kötü ve mekruh olan yerlere gitmeyecek.
Ebû Hüreyre Radıyallahu Anh’dan rivayet edi-len bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurur:
"Nice oruç tutanlar vardır ki, (haramlardan sakınmadıkları için) oruçlarından nasipleri sadece açlıktır. Nice gece ibadete kalkanlar vardır ki, bu gece kalkmalarından nasipleri sadece uykusuzluktur."
Ebû Hüreyre Radıyallahu Anh şöyle demiştir:
"Gıybet, orucu zedeler, istiğfar ise onu tamir eder. İçinizden her kimin, yarın âhirete orucunu tamir edilmiş olarak getirmeye gücü yetecekse, bunu mutlaka yapsın."
Cabir b. Abdullah Radıyallahu Anh şöyle de-miştir:
"Oruç tuttuğun zaman kulağın, gözün ve di-lin yalandan ve bütün haramlardan oruç tutsun (uzak dursun). Hizmetçilerine eziyet etmeyi de bı-rak; oruçlu gününle oruçsuz gününü bir yapma."
Talk b. Kays buyurdu ki: Ebû Zer Radıyallahu Anh şöyle derdi:
"Oruçlu olduğun zaman gücün yettiği kadar haramlardan korun."
Kendisi de oruçlu olduğu gün evine çekilip, i-badetle meşgul olur; ancak namazlara çıkardı.
İmam Mücahid şöyle buyurdu:
"İki huy vardır ki, onlardan sakınanın orucu kurtulur. Bunlar da gıybet ve yalandır."
Ebü’l-Âliye Radıyallahu Anh da şöyle demiştir:
"Oruçlu kimse, gıybet etmediği müddetçe ibadettedir."
Orucun daha canlı, daha şevkli tutulabilmesi ve birçok bereketlere vesile olması için sahura kalkmalı ve bir şeyler yemelidir. Enes b. Mâlik Radıyallahu Anh’dan rivayete göre; Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
"Sahur yemeği yiyiniz. Çünkü sahur yeme-ğinde bereket vardır."
Ramazan-ı Şerif ayında Allahu Teâlâ’nın rızası için iftar yemeği vermenin de büyük mükâfatı var-dır. Zeyd b. Halid el-Cühenî Radıyallahu Anh’dan rivayete göre; Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
"Kim bir oruçluya iftar yemeği verirse, ken-disine onun sevabı kadar sevap verilir. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksiltme olmaz."
Orucun üç derecesi vardır:
1-Avamın (sıradan halkın) orucu.
2-Havassın (seçkin kulların) orucu.
3-Ehassü’l-havassın (en seçkin kulların) orucu.
Avamın orucu:
İki uzvu (mide ve tenasül uzvunu) yemek, iç-mek ve cinsî münasebetten sakınmaktır.
Havassın orucu:
Bu yukarıdaki esaslara riayet etmekle beraber gözünü, kulağını, dilini, elini, ayağını ve diğer azalarını günahtan korumaktır.
Ehassü’l-havassın orucu:
Avam ve havassın orucundaki hususlara riayet etmekle beraber, kalbini, hasis (âdi) emellerden, dün-ya düşüncelerinden ve Allah’tan başka her şeyden temizleyerek bütün mevcudiyetiyle Allahu Teâlâ’ya bağlanmak ve hatırına O’ndan başkasını getirmemek-tir. Bu gibilerin gönlüne Allah’tan ve âhiretten başka bir şey geldiği anda oruçları bozulur. Dünya namına bir şey düşünseler yine oruçları bozulur.
Halk gıdayı mideye sokmaz. Havass günah ve kötü olan şeyleri bedene ve organlara yaklaştırmaz; seçkinler, yani ârifler, âşıklar ve kamiller de masivayı kalplerine sokmazlar. Avamın orucu şeklen, aydınların ve seçkinlerin orucu hakikaten oruçtur.

TERAVİH NAMAZI
Teravih namazı ramazan-ı şerifin ilk gecesi baş-lar ve arife gecesi sona erer. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
“Şüphesiz Allah ramazan orucunu farz kıldı. Ben de ramazan gecelerini ihya etmeyi sünnet kıldım. Her kim inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek ramazanı oruçla, gecelerini namazla ihya ederse, anasından doğduğu gün gibi günah-larından temizlenmiş olur."
Hz. Aişe Radıyallahu Anhâ şöyle anlatmıştır:
“Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir gece, gecenin ortasında dışarı çıktı; mescitte namaz kılmaya başladı. Birtakım insanlar da onun namazına uyup, onunla beraber namaz kıldılar. Sabah olunca insanlar geceleyin Peygamberin mescitte namaz kıldığını konuştular. Bu haber yayılınca ertesi gece, önceki gecekinden daha çok insan mescitte toplandı ve Peygamberin beraberinde namaz kıldılar. Sabah olunca insanlar bunu yine aralarında konuşup yaydılar. Üçüncü gece cemaatin sayısı iyice arttı. Resûlullah yine gelip, namaz kıldı; insanlar da onun namazına uyup, beraberinde namaz kıldılar. Dördüncü gece, olunca mescit, gelen insanlarla dolup taştı. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem o gece namaza çıkmadı. Nihayet sabah namazını kıldırmak için çıktı. Sabah namazını kıldırınca yüzünü cemaate döndü ve hutbe başlangıcı olarak şahadet kelimelerini söyledi. Sonra "Amma ba’du" hitap faslı ile başladığı hutbesinde bu gece namazına çıkmayışının gerekçesini şöyle açıkladı:
"Muhakkak ki, sizin mescitte toplanmanız bana gizli kalmamıştır. Şu kadar var ki, gece namazı üzerinize farz kılınır da sonra edasından aciz kalırsınız diye korktum."
Hanefîlere göre, teravih namazının rekât sayısı Hz. Ömer Radıyallahu Anh’ın uygulamasına dayanır. Hz. Ömer Radıyallahu Anh, Mescid-i Nebevi’de halifeliğinin son zamanlarında teravih namazını yir-mi rekât olarak kıldırdı. Dört halife devrinden sonra da kimse teravihin yirmi rekât olarak cemaatle kı-lınmasına karşı çıkmadı. Âlimler bu hususta Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şu hadisi-ne göre hareket etmişlerdir:
"Benden sonra benim sünnetimden ve raşid halifelerin sünnetinden ayrılmayın."
Diğer yandan Abdulah b. Abbas Radıyallahu Anh’ın ramazan ayında teravih namazını yirmi rekât olarak kıldığı ve arkasından da üç rekât vitir namazı kıldığı rivayet edilmiştir. İmam Ebû Hanife’ye Hz. Ömer Radıyallahu Anh’ın bu hususta yaptığı uygulama sorulunca, şöyle demiştir:
"Teravih namazı hiç şüphesiz müekked bir sünnettir. Hz. Ömer Radıyallahu Anh, bu namazı cemaatle ve yirmi rekât kılınmasını şahsî bir içti-hadı ile yapmadığı gibi bir bid’at olarak da em-retmemiştir. O, kendisinin bildiği şer’i bir esasa ve Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in bir vasiyetine dayanarak böyle yapmıştır.”
İtikaf
İtikaf; bir şeye devam etmek, bir yere çekilip beklemek, sadece ibadetle meşgul olmak anlamları-na geliyor. Akıl baliğ ve temyiz kudretine sahip bir Müslüman’ın beş vakit namaz kılınan bir mescitte ibadet niyetiyle bir süre durması anlamında bir fıkıh kelimesidir. Özellikle ramazan ayının son on günün-de mescitlere çekilerek ibadet ve taat ile meşgul ol-mak için kullanılır.
İtikafın Şartları
İtikaf için niyet gereklidir. Niyetsiz itikaf olmaz.
Erkeğin itikafı cemaatle namaz kılınan mescitte olmalıdır. İtikafın en faziletlisi sırasıyla Mescid-i Ha-ram, Mescid-i Nebevi ve Mescid-i Aksa’da olandır.
Kadınların hayız ve nifastan temiz olmaları gerekir. Kadınlar, itikaf için kocalarından izin alırlar ve evlerinde namaz kılmak için ayırdıkları yerde itikafa girerler.
İtikaf Üçe Ayrılır
Vacip olan itikaf, sünnet olan itikaf, müstehap olan itikaf. Biz burada sünnet olan itikafı anlatıyo-ruz. Günümüzde bu itikaf genellikle ramazanın son on gününde yapılmaktadır.
Ebû Hüreyre Radıyallahu Anh şöyle anlatıyor:
"Hz. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem her ramazanda on gün itikafa girerdi. Vefat ettiği yıl ise yirmi gün itikafta kaldı."
Hz. Aişe Radıyallahu Anhâ’nın anlattığına göre:
"Hz. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem mescitte itikafta bulunduğu sırada kendisi de hayız olduğu hâlde Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in saçlarını taramıştır. Bu hizmeti yaparken kendisi odasından ayrılmamış; Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem başını ona uzatmıştır. Hz. Pey-gamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem itikaf da iken büyük veya küçük tuvalet gidermek gibi zarûrî bir ihtiyaç olmadıkça odaya girmezdi."
Ramazan süresince muhakkak itikaf yapmaya gayret edelim. En faziletlisi ramazanın tamamına yakın bir süre itikaf yapmaktır. Eğer buna gücümüz ve imkânımız yoksa son on gününde yapalım. Eğer buna da gücümüz ve imkânımız yoksa Kadir gecesini ve gündüzünü itikaf yaparak değerlendirelim. Eğer buna da imkânımız yoksa müsait olduğumuz bir günde itikaf yapalım. Eğer buna da imkânımız yok ise, günün herhangi bir vaktinde itikaf yapalım. Örneğin bir akşam iftardan teravih namazının bitimine kadar olan süre içinde. Muhakkak bir itikaf yapmış olalım.
Kadir Gecesi Yapılacak İbadetler
Özel olarak Kadir gecesine mahsus bir ibadet bildirilmemiştir. Fakat gecenin önem ve mahiyeti düşünüldüğünde bol, bol namaz kılmalı, Allah Celle Celâluhu’ndan af ve mağfiret dilemeliyiz.
İçinde Kadir gecesi bulunmayan bin aydan daha hayırlı bir geceyi uykuyla geçirmek akıl kârı olmasa gerek. Bu gece için önerebileceğimiz ibadetler şun-lardır:
1-Âlemlerin Rabbine çokça secde etmeliyiz.
2-Kılabildiğimiz kadar kaza namazı kılmalıyız.
3-Okuyabildiğimiz kadar Kur’an-ı Kerîm okumalıyız

(Alıntıdır)

Konuya Bir Cevap Yazın

  • 14 Kayıtlı Üye
  • 66282 Konu
  • 160 Cevap
  • Son Üye: aile