admin

Türkiye’de Seçim Tarihi

Bu konu admin tarafından 3 yıl önce açıldı ve Henüz Cevap Yok.
admin
admin
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 3 yıl önce
Konu Sayısı: 12501
Yanıt Sayısı: 0
22 Mayıs 2021, 2:00

Türkiye’de Seçim Tarihi

Hayat…
Türkiye’de Seçim Tarihi

Osmanlılarda daha önce yerel yönetimler için yapılan seçimler dışında, ilk siyasal seçim 1876 Anayasası’nın kabul edilmesinden bir yıl sonra gerçekleşti. İlk Osmanlı parlamentosu için iki kez seçime gidildikten sonra (1877–78) II. Abdülhamid’in baskıcı yönetimi altında meclis dağıtıldı ve II. Meşrutiyet’in ilanına (1908) kadar bir daha toplanmadı. II. Meşrutiyet’ten sonra seçimlere siyasal partiler de katılmaya başladı. İki dereceli seçim yöntemi­nin uygulandığı Osmanlı seçim sisteminde, seçmen olabilmek için mülk sahibi olmak ya da belli bir miktar vergi ödemek gerekiyordu. Kadınların oy verme ve seçilme hakkı yoktu.

Kurtuluş Savaşı sırasında Ankara’da açılan Büyük Millet Meclisi (23 Nisan 1920) için ya­pılan seçimler yeni bir devletin kuruluşuna da hizmet etti. Cumhuriyet dönemindeki ilk se­çim 1923’te yapıldı. Bundan sonra, 1924–45 arasındaki tek partili dönemde iki dereceli olarak yapılan seçimler (1927, 1931, 1935, 1939, 1943) yarışmalı olmadığı için serbest ve demokratik değildi. Bununla birlikte kadınla­ra seçme ve seçilme hakkı tanınması gibi (1934) çok önemli bir demokratikleşme adımı bu dönemde atıldı. Çok partili yaşam başla­dıktan sonra yapılan ilk seçimlere (1946) bir muhalefet partisinin (Demokrat Parti) de ka­tılması ve tek dereceli seçim usulüne geçilme­si demokratikleşme sürecinin önemli adımla­rıdır. Ne var ki, bu seçimde oylar açık veril­miş, sayım ise gizli yapılmıştı. Gizli oy ve açık sayıma dayalı ilk seçim 1950’de yeni seçim ya­sasının onaylanmasından sonra gerçekleşti. Sonuçta eskiden tek parti olan Cumhuriyet Halk Partisi muhalefete düştü ve iktidar De­mokrat Parti’ye geçti.

Demokrat Parti iktidarı döneminde muha­lefet üzerindeki baskılar arttı. Hak ve özgür­lükler giderek kısıldı. Bu koşullarda yapılan 1954 ve 1957 seçimleri de oldukça tartışmalı bir ortamda geçti. 1954’te Yüksek Seçim Ku­rulu oluşturuldu. 1957 seçimlerinin ardından, muhalefetin üzerinde baskılar yoğunlaştı, radyo iktidar partisinin emrinde bir yayın or­ganı gibi çalışmaya başladı. Gerçekten özgür bir seçim ortamının yaratılamamış olması da 27 Mayıs 1960’ta silahlı kuvvetlerden bir grup subayca gerçekleştirilen askeri müdahaleyi hazırlayan nedenler arasındadır.

Türkiye’de seçimlerin demokratik bir yapı­ya kavuşması 27 Mayıs müdahalesinden sonra yapılan 1961 Anayasası’yla sağlandı. 1961 milletvekili seçimlerinden başlayarak uygula­nan nispi temsil sistemi Türkiye için önemli bir yenilikti. 1961, 1965, 1969, 1973, 1977 ge­nel seçimleri, bazen nispi sistemin de etkisiyle oyların ve meclisteki sandalyelerin çok sayıda parti arasında dağılmasına ve koalisyon hükü­metlerine yol açtı. Ama seçmen oylarının meclise daha doğru bir biçimde yansımasını da sağladı.

12 Eylül 1980 askeri müdahalesinden sonra yapılan ilk genel seçimlere (1983) Milli Gü­venlik Konseyi’nin izin verdiği parti ve aday­ların katılabilmesi seçimlerin demokratikliği ve serbestliği ilkesini sarstı. Bu durum ancak 1987 genel seçimlerinde bir ölçüde giderilebil­di. 1983–87 arasında iktidar partisinin seçim yasalarında yaptığı değişiklikler yeni tartışma ve eleştirilere neden oldu.

Artık Türkiye’de ilk olarak 1961 Anayasası’yla oluşturulan demokratik bir seçim siste­minin temel kuralları yerleşmiştir. Milletveki­li ve yerel yönetim seçimleri serbest, eşit ve tek derecelidir; genel oy ilkesi benimsenmiş­tir; oy vermede gizlilik, oyların döküm ve sa­yımında ise açıklık kuralı geçerlidir. Daha da önemlisi seçimlerin dürüstlüğü yargı organı­nın güvencesi altındadır.

20 yaşından gün alan her Türk yurttaşı oy verme hakkına sahiptir. Askeri öğrenciler, er­ler, kamu hizmetinden yasaklılar, tutuklu ve hükümlüler oy kullanamazlar. Seçmen kütük­leri oy verme hakkına sahip kişileri belirleyen listelerdir ve belli süreler içinde bunlara itiraz edilebilir.

Milletvekili seçilebilmek için, 30 yaşını dol­durmuş olmak, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olmak, en az ilkokulu bitirmek, kamu hizme­tinden yasaklanmamış ya da belli suçlardan dolayı hüküm giymemiş olmak gibi koşullar aranmaktadır. Seçimlerde propaganda, yasa­ların gösterdiği süreler ve koşullar içinde ser­besttir. Seçim günü sandık kurulları oy verme ve sayım işlemlerini tarafsızlık ve dürüstlük kuralları içinde yürütürler. Bunların üstünde ilçe ve il seçim kurulları görev yapar. Ülke çapındaki en üst yetkili organ ise Yüksek Se­çim Kurulu’dur.

Bugün Türkiye’de uygulanan nispi temsil sistemi çift barajlıdır. Birincisi, ülke düzeyin­de geçerli oyların yüzde 10’unu alamayan par­tiler hiçbir yerde milletvekili çıkaramaz. Ayrı­ca, ilk barajı aşan partiler seçime girdikleri bölgedeki "yerel baraj "ı da aşmak zorunda­dır. "Yerel baraj "m altında oy alırlarsa gene milletvekili çıkaramazlar. Bu "yerel baraj", bir seçim bölgesinde verilen geçerli oyların se­çilecek milletvekili sayısına bölünmesiyle elde edilen sayıdır.

Konuya Bir Cevap Yazın

  • 14 Kayıtlı Üye
  • 66282 Konu
  • 160 Cevap
  • Son Üye: aile