Azize

Namazın Önemi ve Fazileti

Bu konu Azize tarafından 3 yıl önce açıldı ve Henüz Cevap Yok.
Azize
Azize
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 3 yıl önce
Konu Sayısı: 8698
Yanıt Sayısı: 0
20 Mayıs 2021, 11:07

Namazın Önemi ve Fazileti

Hayat…
Namazın Önemi ve Fazileti

Bilindiği gibi, Yüce Allah´ı tevhid (bir kabul etmek), O´nun eşsiz varlığını bilip tasdik etmek, farz olan en büyük bir görevdir. Bundan sonra farzların en büyüğü ve en önemlisi namazdır. Namaz, imanın alâmetidir, kalbin nurudur, ruhun kuvvetidir; müminin miracıdır. Mümin bu namaz sayesinde Yüce Allah´ın manevî huzuruna yükselir, yüce Allah´a yalvararak manevî yakınlığa erer. Mümin için ne yüksek bir şeref!..

Bütün hak dinler, insanlara namaz kılmalarını emretmişlerdir. Bizim sevgili Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz) de, peygamber olarak gönderilişlerinden itibaren namaz kılmakla yükümlü olmuştur. Ancak o zaman, güneşin doğuşundan ve batışından sonra olmak üzere günde iki defa namaz kılınıyordu. Sonra Mirac gecesinde beş vakit namaz farz olmuştur. Hazret-i Peygamberin miracı ise, sahih kabul edilen rivayete göre, Medine´ye hicretlerinden on sekiz ay önce Receb ayının yirmi yedinci gecesinde olmuştur.

Kur´an-ı Kerim´de ve Hadis-i şeriflerde namaza dair birçok emirler ve öğütler vardır. Bütün bunlar, İslâm dininde namaza ne kadar büyük önem verildiğini gösterir. Bir âyet-i kerimenin anlamı şöyledir:

"Ey Resulüm! Sana vahy olunan Kur´an âyetlerini güzelce oku ve namazı gereği üzere kıl. Gerçekten namaz, edeb ve namusa uygun olmayan şeylerden, çirkin görülen işlerden alıkor. Her halde Yüce Allah´ı zikretmek, her ibadeten daha büyüktür. Yüce Allah bütün yaptıklarınızı bilir."

Namaz ibadeti ise, en büyük zikirdir.

Diğer bir âyet-i kerimenin anlamı şöyledir:

"Namazı gereği üzere yerine getiriniz, zekâtı veriniz. Nefisleriniz için hayır olarak önceden ne gönderirseniz, onu Yüce Allah yanında (sevab olarak) bulursunuz; asla kaybolmaz. Muhakkak´ki, Allah yaptıklarınızı görür."

Bir hadis-i şerif´de:

"Namaz dinin direğidir."

buyurulmuştur.

Diğer bir hadis-i şerifin anlamı şöyle: "Namaz, kişinin kalbinde bir nurdur; artık sizden içini aydınlatmak dileyen, kalbindeki nurunu artırmaya çalışsın."

İşte bütün bu mübarek âyetlerle hadis-i şerifler, namazın Yüce Allah yanında ne kadar büyük ve makbul bir ibadet olduğunu göstermeye yeterlidir.

Gerçek şu ki, namaz çok mukaddes bir ibadettir. Namazın faziletlerine nihayet yoktur. Namaz, aklı yerinde olan ve büluğ çağına ermiş bulunan her müslüman için belli vakitlerde yapılması gereken şerefi yüksek farz bir görevdir. Bu önemli farzı yerine getirenler, Yüce Allah´ın pek büyük ikram ve ihsanlarına kavuşacaklardır. Bunu kasden terk edenler de, azabı çok şiddetli olan Allah´ın acıklı cezasını çekeceklerdir.

Müslümanlar, henüz yedi yaşına girmiş çocuklarını namaza alıştırmakla görevlidirler. Bu çocuklara ana babaları ve yetiştiricileri namaz kılmalarını öğretir ve yaptırırlar. On yaşına bastığı halde namaz kılmayan çocuğa velisi, üç tokattan ziyade olmamak üzere, hafifçe el ile vurur.

İnsan bir düşünmeli, her an Yüce Allah´ın sayısız nimet ve ihsanlarına kavuşmaktadır. Öyle ikramı bol, merhameti geniş olan yaratıcımızın tükenmeyen lütuflarına karşı teşekkürde bulunmak gerekmez mi

İşte insan, namaz yolu ile şükür borcunu ödemeye, yaratıcısının lütuf ve nimetlerini tatlı bir dil ile anarak kulluk görevini yerine getirmeye çalışmış olur. Bu bakımdan: "Namaz, şükrün bütün çeşitlerini bir araya toplar." denilmiştir.

Bununla beraber namaz ruhu temizleyen, kalbi aydınlatan, imanı yüksek duygulardan haberdar eden, insanı kötülüklerden alıkoyan, insanı hayırlara, düşünceye, tevazu ve intizama götüren en güzel bir ibadettir.

İnsan namaz sayesinde nice günahlardan kurtulur ve Yüce Allah´ın nice ihsan ve ikramlarına kavuşur.

Namaz, manevî hayattan başka maddî hayata da canlilik verir. İnsanın temizliğine, sağlığına ve intizamla hareket etmesine sebeb olur.

Sonuç

Namazın meşru kılınmasındaki hikmetler ve yararlar her türlü düşüncenin üstündedir. Fakat bir müslüman namazını yalnız Yüce Allah´ın rızası için kılar, yalnız yaratıcısına şükür ve saygı için kılar. Namazın insana yararı olmadığı düşünülse dahi, yine bunu bir kul görevi bilerek sadece Allah´ın emrine uymak için yerine getirmeye çalışır. Bu kutsal görevin yerini hiç bir şeyin tutamayacağını kesinlikle bilir. Namaza harcayacağı dakikaları, hayatının en mutlu ve neş´eli zamanı olarak kabul eder.

Doğrusu, geçici hayatın son bulmayacak birçok kazançları ancak namaz sayesinde elde edilir. Namaza ayrılan saatler, sonsuzluk aleminin tükenmez mutluluk günlerini hazırlamış olur.

Bu çok mübarek ve pek feyizli ibadete gereği üzere devam edenlere müjdeler olsun!…

Salât

Namaz demektir. Çoğulu "Salâvat" dır. Salât, sözlükte dua manasındadır. Din deyiminde, bildiğimiz ibadetten, erkân ve zikirlerden ibarettir. Namaz kılana, "Musalli" denir.

Bir de "Salat", Peygamber efendimize şu şekilde yapılan dua manasına da gelir: "Allahümme salli ve sellim alâ seyyidina Muhammedin ve alâ ali seyyidina Muhammed. Allah´ım! Efendimiz Muhammed´e ve onun ailesine selâmet ve rahmet ihsan buyur." Bu salât ve selâmdan maksad Peygamber efendimizin hem dünyada, hem de âhirette her türlü ikrama kavuşmasını istemekten ve bu vesile ile kendisine olan bağlılığımızı ve saygımızı göstermekten ibarettir.

Tekbir

"Allahü Ekber" demektir.

Kıyam

Ayakta durmaktır.

Kıraat

Kur´an-ı Kerim´den bir miktar okumak demektir.

Rüku

Sözlükte eğilmek demektir. Din deyiminde, namazdaki okuyuştan sonra eğilerek baş ve sırtı düz bir şekle getirmektir.

Kavme

Rüku halinden doğrulup da bir defa "Sübhane Rabbiyel´ azim" diyecek kadar ayakta durmaktır.

Secde

Namaz kılarken yere eğilerek yüzün bir kısmını, Yüce Allah´a saygı için yere koymaktır. Arka arkaya yapılan iki secdeye "Secdeteyn" denir. "Sücûd" sözü de, secde etmek ve secdeler manasına gelir.

Celse

İki secde arasında bir defa "Sübhane Rabbiyel azim" diyecek kadar oturmaktır.

Ka´de

Namazda teşehhüd için, "Ettahiyyatü lillâhi"yi okumak için oturmaktır. Bir namazda iki defa oturulursa, birinci oturuşa "Kade-i ulâ İlk oturuş", ikincisine de: "Kade-i Ahire son oturuş" denir.

Rek´at

Namazın bölüklerinden her biri demektir. Şöyle ki: Bir namazda kıyam, rüku ve iki secdenin toplamı bir rekattır. Bir namazda iki kıyam, iki rüku ve dört secde bulunursa, o namaz iki rekatlı olur. Üç veya dört kıyam bulunursa, o namaz üç veya dört rekatlı olur.

Şef

Çift manasında olup namazların her iki rekatına denir. Dört rekatlı bir namazın önceki iki rekatına "birinci şef" son iki rekatına da "ikinci şef" denir. Üç rekatlı bir namazın üçüncü rekatı da; "ikinci şef" demektir.

Namazların Nevileri ve Rekatları

Namazlar, farz, vacib, sünnet ve müstahab nevilerine ayrılır. Şöyle ki: Aklı yerinde olan ve büluğ çağına eren her müslümanın günde beş defa belli vakitlerde belli rekatlarla kılacağı namazlar, birer farz-ı ayndır. Cuma namazı da bu kısımdandır. Vitr ve bayram namazları birer vacibdir. Farz namazlardan önce veya sonra yahut hem önce, hem de sonra kılınan bir kısım namazlar birer sünnettir. Teravih namazı da böyledir. Diğer vakitlerde sadece Allah´ın rızası için kılınan ve nafıle (tatavvu) denilen bir kısım namazlar da, ya birer sünnet veya müstahabdır. Kuşluk namazı gibi.

Bütün bu namazların sahih olması için bir takım şartları ve rükünleri vardır. Bunların yerine getirilmesi de birer farzdır. Bunlar namazların farzlarını teşkil eder. Bunlardan başka, namazların birtakım vacibleri, sünnetleri ve edebleri de vardır.

Namazların birtakım mekruhları ve müfsidleri de vardır. Her namazın bunlardan beri olması lâzımdır. Bunun için her müslümanın bunları bilip ona göre din görevini yerine getirmesi gerekir.

Namazların rekatlarına gelince: Sabah namazının iki rekat sünneti ve iki rekat farzı vardır.

Öğle namazının dört rekat ilk sünneti, dört rekat farzı ve iki rekat son sünneti vardır.

İkindi namazının dört rekat önce kılınan sünneti ve dört rekat farzı vardır.

Akşam namazının üç rekat farzı ve sonra kılınan iki rekat sünneti vardır.

Yatsı namazının dört rekat ilk sünneti, dört rekat farzı ve iki rekat son sünneti vardır.

Cuma namazının dört rekat ilk sünneti, iki rekat farzı, dört rekat son sünneti, iki rekat da "vaktin sünneti" adıyla diğer bir sünneti vardır.

Vitir namazı ise, üç rekattan ibarettir. Bayram namazları ikişer rekattır.

Teravih namazı yirmi rekattır. Diğer nafıle namazlar da, en az ikişer rekattır. Bütün bunlar sırası ile açıklanacaktır.

Namazların Farzları, Şartları, Rükünleri

Namazların farzları on ikidir. Bunlardan altısı, daha namaza başlamadan önce yapılması gereken farzlardır ki, şunlardır:

1) Hadesten taharet,

2) Necasetten taharet,

3) Setr-i avret,

4) Kıbleye yönelmek,

5) Vakit,

6) Niyet.

Diğer altısı da, namazın başlangıcından itibaren bulunması gereken farzlardır ve şunlardır:

1) İftitah (namaza girme) tekbiri,

2) Kıyam,

3) Kıraat,

4) Rüku,

5) Sücud,

6) Kaide-i ahire (son oturuş).

Bunlara da "Namazın rükünleri" denir. Bunlar namazın aslını ve temelini teşkil ederler.

Yukarıda sayılan on iki farzdan başka, namazda "Tadil-i Erkân"a riayet edilmesi, İmam Ebû Yusuf ile üç İmama göre, farz olduğu gibi, namazlardan kendi iradesi ile çıkmak da İmam Azam´a göre bir farzdır. Buna "Huruç bisun´ihi" (Kendi isteği ile çıkmak) denir. Bunlarla namazın rükünleri sekiz olmuş olur. Bunlar da sırası ile açıklanacaktır.

Konuya Bir Cevap Yazın

  • 14 Kayıtlı Üye
  • 66282 Konu
  • 160 Cevap
  • Son Üye: aile