Azize

-Deccal’ın Ortaya Çıkışı

Bu konu Azize tarafından 3 yıl önce açıldı ve Henüz Cevap Yok.
Azize
Azize
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 3 yıl önce
Konu Sayısı: 8698
Yanıt Sayısı: 0
20 Mayıs 2021, 10:40

-Deccal’ın Ortaya Çıkışı

Hayalet
-Deccal’ın Ortaya Çıkışı
Kıyamet saatinin büyük alametlerinden biri de Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in Deccal ismini verdiği bir şahsın ortaya çıkışıdır. Onun bu ismi, hakkı örttüğü ve çok yalan söylediği için verilmiştir.
Deccal kendisinin ilahlığını ilan edip, Allah’ın izni ve imtihan gereği harikuladelikler göstererek insanları dinlerinde fitneye düşürecektir. Bazı insanlar onun fitnesine kanıp yolunu saptırırken, Allah iman edenleri iman üzere sabit kılacak, bu Sebeple de müminler onun yalan ve fitnesine aldanmayacaklardır. Daha sonra Allahu Teâlâ İsa (Aleyhisselam)’ı indirerek onu ve fitnesini ortadan kaldıracaktır. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den Deccal’la ilgili rivayet edilen hadislerden bir kaçını burada zikredersek onu tanımamıza yardımcı olur.
İbni Ömer (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) insanlar içerisinde ayağa kalktı, Allah’ı layık olduğu sıfatlarla övdü. Sonra Deccal’ı zikredip şöyle dedi:
‘Ben sizi onun şerrinden inzar ediyorum. Nebilerin hepsi kavmini Deccal’in şerrinden korkutup sakındırmıştır. Yemin olsun Nuh da kendi kavmini Deccal’den sakındırmıştır. Ancak ben size hiçbir nebinin söylemediği bir şey söyleyeceğim. İyi bilin ki Deccal şaşıdır; Allah ise şaşı değildir’ buyurdu.”
Başka bir hadiste:
‘…Muhakkak ki onun iki gözünün arasında Kâfir yazılıdır. Onun amelini kerih görüp sevmeyen herkes o yazıyı okur. Yahut her mümin o yazıyı okur’ dedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle devam etti:
‘Bundan sonra şunu kesin olarak bilin ki, sizden hiç kimse ölünceye kadar Aziz ve Celil olan Rabb’ini göremeyecektir’ buyurdu.”
Buhari: 2850, Müslim: 2931/169
Huzeyfe (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Şüphesiz ki ben Deccal’ın yanında bulunan şeyleri ondan daha iyi bilmekteyim. Onun yanında akmakta olan iki nehir vardır. Onlardan biri göze görünüşte beyaz bir sudur. Diğeri de göze görünüşte alev alev yanan bir ateştir. Eğer herhangi bir kimse ona erişirse ateş olarak gördüğü nehre gelsin. Sonra başını daldırsın. Sonra başını aşağı indirip ondan içsin. Çünkü o soğuk bir sudur. Deccal de gözü silik bir kimsedir, gözü üzerinde kalın bir perde vardır. Onun iki gözü üzerinde kalın bir perde vardır. Onun iki gözü arasında Kâfir yazılıdır. Onu yazı yazan ve yazı yazmayan her mümin okur’ buyurdu.”
Müslim: 2934/105
Nevvas bin Sem’an (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir gün Deccal’ı zikretti onun hakkında o derece alçaltma ve yükseltme yaptı ki artık bizler onu bir hurmalık içerisinde zannettik. Biz kendisine doğru yürüdüğümüzde Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bizdeki bu hali anladı ve:
‘Bu haliniz nedir?’ dedi. Biz:
−Ya Rasulallah, sabahleyin Deccal’ı zikrettin ve onun hakkında o derece alçaltma ve yükseltme yaptın ki nihayet bizler onu bir hurmalık içinde zannettik. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Beni sizin üzerinizde en çok korku ve endişeye düşüren deccal, bu sizin düşündüğünüz deccal dan başkadır. Eğer o ben henüz sizin içinizde bulunurken meydana çıkarsa ben sizin önünüzde ona karşı durup sizleri müdafaa eder ve hiçbir yardıma muhtaç olmadan ona tek başıma burhanla galip olurum. Eğer ben içinizde yokken çıkarsa, o zaman herkes bizzat kendi nefsinin savunucusudur. Allah her müslüman üzerinde benim halefimdir. Şüphesiz ki Deccal son derece sevimsiz, gayet kıvırcık saçlı bir gençtir. Onun bir gözü sönmüştür (içi boşaltılmış üzüm tanesi gibidir). Sanki ben onu Abdu’l-Uzza bin kafan’a benzetiyorum. Sizlerden herkim ona erişirse, ona Kehf suresinin baş taraflarını okusun. Muhakkak o Şam ile Irak arasında kayalık bir mevkide çıkacaktır. Sağda ve solda süratle fesatlar çıkaracaktır. Ey Allah’ın kulları sizler dininiz üzere sebat ediniz’ buyurdu. Biz:
−Ya Rasulallah, onun yeryüzünde kalma süresi ne kadardır dedik. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Kırk gündür. Bir gün bir sene gibi; bir gün bir ay gibi; bir gün de bir Cuma (yani bir hafta) gibidir. Onun geri kalan günleri sizin (normal) günleriniz gibidir (toplam 439 gün)’ buyurdu. Biz:
−Ya Rasulallah, bir sene gibi uzun olan o gün içinde bizlere bir günün namazı kafi gelir mi? dedik. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Hayır, (kafi gelmez). Sizler o uzun günde, normal günlerinizden her namaz vakti kadar bir zaman takdir ediniz (ve namazlarınızı kılınız)’ buyurdu. Biz:
−Ya Rasulallah, onun yeryüzündeki hızı ne kadardır? dedik. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Rüzgârın yöneltip sevk ettiği yağmur gibidir. Deccal bir kavmin üzerine gelir ve onları kendisine iman etmeye davet eder. Onlar da ona iman edip kendisine tabi olurlar. Müteakiben o semaya emreder, sema yağmur yağdırır. Yere emreder, o da her türlü bitkiyi bitirir. O kavmin otlamaya çıkarılmış olan hayvanları akşam üzeri kendilerine en iri en güzel halde, memeleri sütün çokluğundan dolgun vaziyette, yanları iyice doyduklarından son derece şişkin halde dönerler. Sonra diğer bir kavme gelip onları da davet eder. Fakat o kavim, onun sözünü kabul etmeyip reddeder. Bunun üzerine Deccal o kavimden geri döner gider. Müteakiben o kavim az yağmurlu bir kıtlık musibetine çatarlar. Ellerinde mallarından hiçbir şey kalmaz. Deccal bir harabeliğe uğrar, ona hitaben:
−Hazinelerini meydana çıkar der. Akabinde o harabeliğin hazineleri, bal arılarının kendi arı beylerinin arkasına tabi olup gitmeleri gibi onun arkasına tabi olurlar. Sonra yetişkin geçlik dolu bir delikanlı çağırır, ona kılıçla vurup iki parça halinde keser. Parçaları bir ok atımı mesafesi kadar birbirinden ayırır. Sonra iki parça ettiği genci çağırır, o da yüzü parlar ve güler halde gelir. Deccal bu işlerle meşgul olduğu sırada Allah Meryem oğlu Mesih’i gönderir. O, Dimeşk’in doğu tarafındaki beyaz minare yanına herd boyası ile boyanmış iki parça elbise içinde, ellerini iki meleğin kanatlarının üzerine koymuş halde iner. Başını aşağı eğince (teri) su (gibi) damlar, yukarı kaldırınca da onda iri inci tanesi gibi durur ve güzel bir su iner. Artık hiçbir kâfir için onun nefesinin rüzgârını diri olduğu halde alması mümkün değildir. Onun nefesi de gözünün göreceği her yere ulaşır. Müteakiben İsa Aleyhisselam Deccal’ı arar, nihayet onu Beytu’l-Makdise yakın bir yer olan ‘Babu Ludd’ denilen mevkide yetişerek öldürür…’ buyurdu.”
Müslim: 2937/110

Konuya Bir Cevap Yazın

  • 14 Kayıtlı Üye
  • 66282 Konu
  • 160 Cevap
  • Son Üye: aile