ince sızım
Atatürk Siyasi Gücü Nasıl Tanımlamıştır
Siyasi güç ; “Bir devletin milli hedeflerine erişmek , erişilenleri koruyup geliştirmek ve milli menfaat sağlamak amacıyla kullandığı siyasi kuvvetlerin toplam verimidir”. Tanımı daha genişletecek olursak ; bir devletin iç politikasının bünyesine , milletin özelliklerine ve çağın gereklerine uygunluğu , dış siyasi faaliyet ilişkilerini , üyesi bulunduğu uluslar arası antlaşma , ittifak ve kuruluşları ve bunların içindeki mevkiini , diplomatik alandaki hareket serbestliğinin çapını , uluslar arası itibarını , hükümetin siyasi ve diplomatik görev sahiplerinin karakter ve niteliklerini , her aşamadaki kanunların yeterlilik ve etkinliklerini ve devletin yönetim biçimi gibi etkenleri kapsar.
Türkiye Cumhuriyeti , laik ve demokratik bir yapıya sahip olmakla , siyasi güç açısından büyük bir avantaja sahiptir. “ Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” İlkesi , siyasi gücün halktan kaynaklanıyor olması sonucunu doğurur ki , bu da siyasi güç açısından olabilecek en elverişli durumdur. Ayrıca , laik bir devlette , din-devlet işlerinin ayrılmış olması ve ibadet özgürlüğünün bulunması da önemli bir güçtür. Bu ilk unsurun bulunmadığı devletlerde devlet-halk uyuşması görülmediğinden siyasi güç açısından da zaaf söz konusudur.