Güzelliğin sırrı, öfkenin çirkinliği

Öfke çirkinleştirir! Eminim ki bu sözü pek çoğumuz bilir. Gerçekten öfke bizleri bu kadar çirkinleştirir mi? Maalesef “evet”.

Öfkelendiğinizde aynaya baktıysanız veya karşınızda öfkeli biri varsa bu acı gerçeği çok daha net görebilirsiniz.
Öfke sadece güzelliğimizi değil ruhumuzu da çirkinleştirir.
Ve daha sonrasında pişman olacağımız, telafisi olmayan veya çok zor olan pek çok zarara bizleri sokabilir.
Peki bu kadar tehlikeli ve zararlı olan bu bir anlık duygu patlaması nasıl başlar ve çözümü nedir?
Aslında öfkelenmek için o kadar çok sebebimiz ve bahanemiz var ki: insanlar, işler, trafik hatta ve hatta “niçin bana ters baktın”ın sonucu bile öfke ve ölüm olabilmekte.
Şöyle bir düşündüğümüzde o kadar sudan ve incir çekirdeğini doldurmayan sebeplerden dolayı kavgalar, yıkımlar ve daha da kötüsü ölümler…
Küçük bir özeleştiri yaptığımız zaman ben de dahil pek çoğumuz öfkenin etkisiyle gün içinde çirkinleşip, madden ve manen zarara giriyoruz.
Basit bir yol vermeme, küçücük bir hata, yanlış kullanılan bir söz, alınan kötü bir mal, söz dinlemeyen çocuklarımız, yapıp da unutamadığımız davranışlarımız…
İşte güzel olmamızı engelleyen en önemli etken “öfke”.
Öfkemizi yenemesek bile, engelleyerek zararı en aza indirebiliriz. Çünkü öfke bizi sadece çirkin yapmaz; sevmemizi ve sevilmemizi de engeller.
Çevremizde öfkemizi tetikleyen insanlardan ve olaylardan uzak kalarak, hatta kaçarak bu zararları en aza indirebiliriz.

Özellikle bayanlar dünlerinden getirdikleri öfkelerini bugüne ve yarına taşıyarak hem kendi hayatlarına hem de çevresindekilere acı verebiliyor.
Tabii biz erkekler de bayanların bize göre daha hassas ve ince olduklarını unutmamalıyız.
Sonuç olarak bizleri öfkelendirmek için var olan bunca soruna ve sebebe rağmen güzelliğimizin ve daha güzel bir dünya için “daha az öfke ve daha çok sevgi”…
Yaratılanı severim yaratandan ötürü. Yunus Emre…
Orhan ÇINAR / Haber 7