Didem

Mutluluğun sırrı şükretmektir

Bu konu Didem tarafından 3 yıl önce açıldı ve Henüz Cevap Yok.
Didem
Didem
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 3 yıl önce
Konu Sayısı: 3434
Yanıt Sayısı: 0
19 Mayıs 2021, 9:55

Mutluluğun sırrı şükretmektir

NotuiteSane
Mutluluğun sırrı şükretmektir

Daha 47 günlük evliyken. 1982 yılının Ekim ayının 22’sinde; öğrenciyken yaptığım dövüşten dolayı cezaevine düşmüştüm.

Hep düşünüyordum; umutlarını kırdığım anne ve babamı, büyük bir şok yaşayan eşimi, kayınpederimi, kayınvalidemi, oğlundan sonra, torununu da aynı yatak ve yorganla cezaevine gönderen babaannemi, amcamı, halamı, dayılarımı.

Utanılacak bir suç işlememiştim.

Utanıyordum, görüşe geldiklerinde yüzlerine bakmaktan…

Genellikle cezaevi avlusunda aynı duvarın dibinde çömmelik oturup düşünüyordum.

Gardiyanlar, İstiklal Marşını öğretmen olduğum için her sabah bana, söyletiyorlardı.

Günde iki saat seslice kitap okutturuyorlardı mahkûmlara.

Cezaevi her gün bana biraz daha zor geliyordu.

Duvar dibinde yine bir gün kara kara düşünürken, yanıma bir bardak çay ile ihtiyar bir mahkûm geldi,

Selam verdi, çayı elime tutuşturup:

— Karaoğlan, ne düşünüp durursun?
— Derdin ne?
— Sen böyle yaparsan, burayı bitiremezsin oğul.
— Kaç ay, kaç yıl cezan var ki? Böyle yapıyorsun.
— On ay.
— Oğlum! Affedersin ama rüzgâr misali esip gideceksin.
— Ya oğlum! On yıl, yirmi yıl ceza alsaydın ne yapacaktın
— Bak oğlum. Elimdeki bardağı göstererek, başına bardak kadar taş düştüğünde, eğer hala ayaktaysan, yıkılmamışsan. Çaydanlık kadar taş düşmediğine şükredeceksin.
— Çaydanlık kadar taş düştüğünde kafana, şu duvardaki taş kadar, taş düşmediğine şükredeceksin.
— Duvardaki taş kadar taş düştüğünde kafana şu yukarıdaki asker kulübesi kadar taş düşmediğine şükredeceksin.

O anda, o kadar rahatlamıştım ki!

Biraz önceki düşünen, karamsar Muharrem gitmiş, yerine umutlu, mutlu bir Muharrem gelmişti.

İnsan hayatı kendine zehir etmemelidir.

Dertlerini paylaşmalıdır.

Paylaşılmasına da izin vermelidir.

O zaman rahatlayacaktır.

Hayata başka pencereden bakacaktır.

Ondan sonraki hayatımda, her başıma gelen olumsuz bir durumda; o ihtiyar mahkûm arkadaşımın sözleri aklıma geldi.

Hep şükrettim. On ay yerine on yıl, yirmi yıl hapis cezası almadığım için.

On iki milyar liralık arabamın dolandırılmasından sonra şükrettim, iki araba birden dolandırılmadığım için.

Eşimin bacağı kırıldığında şükrettim, iki bacağı da kırılmadığı için.

Babam öldüğünde şükrettim, annem sağ olduğu için.


Annem öldüğünde şükrettim, üç evladımın sağlıklı olduğu için.

Hep şükrettim.



Hiç bir zaman olumsuz durumlarda yılmadım.

İşime verdim kendimi.


Geçen gün sohbet sırasında, sohbete katılmayan ve düşünen arkadaşıma:

— Derdin ne arkadaş? Ne somurtup duruyorsun? Diye sorduğumda:
— Birine kefil olduydum. Parayı ödememiş. Banka tebligat gönderdi. Parayı biz ödeyecekmişiz.
— Eee sonra.
— Avukata danıştık. Ödemezsek evlerinize haciz gelir. Dedi.
— Evde hanımın da haberi yok.
Evine on bin lira haciz geleceği için düşünen ve üzülen arkadaşıma;
— Üzülme kardeşim.
— Ya borç! On bin değil de, yirmi bin, otuz bin lira olsaydı, ne yapacaktın?
— İki kefile beşer bin lira düşer.
— Senin evine beş bin lira için haciz gelmesine izin vermeyiz.
— Ödünç bin lira ben veririm.
— Dostlar toplanır, seni bu durumdan kurtarırız. Deyiverdim.

Arkadaşımın o andaki durumunu görmeliydiniz.

Sevinçten kalkmış ellerimi öpmeye çalışmıştı.

O da, benim gibi şükretmeye başlamıştı.

İnsanın evi, arabası, parası, malı, mülkü olabilir.

Hayatta her şeyi olabilir.

Ama iyi dostları ve arkadaşları da olmalıdır.

Bence, iyi dostlar ve arkadaşlar; mal ve mülk kadar önemlidir.

Bakın çevrenize malı ve mülkü çok olanların dostları da var mı?

Varsa eğer; bence en mutlu insanlar onlardır, bu dünyada.

muharrem yıldız hocamızın boyabat gazetesindeki yazısından alıntıdır..

Konuya Bir Cevap Yazın

  • 14 Kayıtlı Üye
  • 66282 Konu
  • 160 Cevap
  • Son Üye: aile