Asya

Uskumru Balığı, Uskumru Balığı nasıl avlanır

Bu konu Asya tarafından 3 yıl önce açıldı ve Henüz Cevap Yok.
Asya
Asya
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 3 yıl önce
Konu Sayısı: 5005
Yanıt Sayısı: 0
19 Mayıs 2021, 9:44

Uskumru Balığı, Uskumru Balığı nasıl avlanır

Kara Gözlü
Uskumru Balığı


TANIYALIM:
Marmara ve boğazların lezzetli ve güzel balığı uskumru. Bir zamanlar torikler palamutlar, kofanalar bol bulunurken gariban sofralarının balığı olan uskumru, profesyonel balıkçıların aşırı avlaması, çevre kirliliği gibi nedenlerle günümüzün nadide ve pahalı balıkları arasında yerini almıştır. Türkçe’deki ismi uskumrudur; küçüklerine vonoz veya uskumru vonozu denir, Şubat’tan sonraki yağsız zamanlarında ise çiroz olarak anılır, çok irilerine lipari dendiği de olur. Yabancı kaynaklarda atlantic mackerel (İng., ABD), mackerel (İngç, İsp., Kan.), skumbriya (Rus.), scombri (Yun.), maccerello (İtl.) gibi isimleri vardır. Uskumru kolyoza çok benzer tanımını yaparken kolyoz mu yoksa uskumru mu tanıtılıyor ayırt etmek zordur. Bakalım kolyozu tanıtırken ne demişiz. "Vücudu torpil gibi yuvarlaktır, küçük pulları çok iyi intibak etmiştir, derisine kadifemsi bir yumuşaklık kazandırır kazınması gerekmez. Kafası ile ağzı uzun ve büyük, gözleri vücuduna ve kafasına göre oldukça iridir ki bu ayırt edici bir özelliktir. Ağzında kesici olmayan kadife dişler vardır. Sırt yüzgeci çifttir bu iki yüzgeç akrabası ton balıklarındakine göre oldukça aralıklıdır. Öndeki sırt yüzgecinin ilk ışını diğerlerinden kısa; yüzgecin kendisi oldukça dik ve üçgen biçimlidir. İkinci sırt yüzgeci ve anal yüzgecinden sonra kuyruğa doğru alttan ve üstten beşer adet yalancı yüzgeç uzanır. Kuyruk yüzgeci çatal yapılıdır. Sırtı mavi yeşil harelerle vücuduna dik inen 23-35 adet çizgilerle kaplıdır. Sırt deseni çok güzel ve göz alıcıdır. Yanları sarımsı beyaz karnı gümüşi beyazdır, yanlarında yer yer sarı lekeler benekler görülebilir. Eğer buraya kadar uskumru balığını tanıtsaydık neredeyse yukarıdaki ile aynı kelimeleri kullanacaktık. Bu iki balık birbirlerine o kadar benzerler ki iyice tanımayanların ayırt etmesi zordur. Yine de farklar vardır ve bunları bilenler bu iki balığı rahatça ayırır." Buraya kadar anlatılan kolyoz balığıdır bakalım uskumrunun farkı ne? Uskumrunun vücudu kolyoz kadar yuvarlak torpil şekilli değildir, uskumrunun gözleri kafasına oranla normal büyüklüktedir ki en bariz fark budur. Uskumrunun birinci sırt yüzgeci biraz daha genişçe (yumuşak ışın sayısı daha fazla olduğundan) çok dik görünümde değildir. Kolyozun yanlarında görülen sarımsı lekeler uskumru da pembemsi leke ve beneklere dönüşür. Balığı temizlerken fark edilen en kesin ayrım hava kesesidir; uskumrunun hava kesesi yoktur. Damak tadına güvenenler uskumrunun kolyozdan çok lezzetli etinden de ayrım yapabilir. Uskumrunun sırt deseninin güzelliği dillere destan olmuş "balıksırtı" deyimini dilimize yerleştirmiştir.
Uskumru göçmen balıklardandır. Marmara denizinde bulunan uskumrular yumurtalarını döktükten sonra Nisan ayından itibaren kanalı takiben Karadenize çıkarlarmış. Çıkış hızlı olmakla beraber geç kalan bazı sürüler Haziran ayında dahi Karadenize çıkar onları o senenin vonozları takip edermiş. Yaz boyunca Karadeniz’de yemlenip yağlanan ve büyüyen uskumrular Kasım ayında havaların soğuma işareti ile inişe başlar yine kanalı takiben Marmara’ya yayılırlarmış; bir kısım sürüler Çanakkale boğazını takiben Ege, Akdeniz’e iner bir daha geri dönmezlermiş. İniş daha uzun sürer Karadeniz’de uzunca süre eğlenen bazı sürüler inişe geç başlar, bunlara da mavriko denirmiş. Kışın soğukta kanalın nispeten sıcak sularında yatarak pek hareketsiz kalan uskumru sabahın çok erken saatlerinde yemlenmek için kanaldan çıkar kıyılara yanaşır sonra tekrar kanala çekilirmiş. Uskumru bu iniş ve çekışlarda bolca avlar verir İstanbul’lunun ve balıkçı esnafının yüzünü güldürürmüş. Buraları hep geçmiş zaman olarak anlattık bunun nedeni "artık Marmara’da uskumru yok". Ben Marmara’da çocukluğumda uskumru görür, yakalardım yıllardır görmedim, duymadım, yakalayamadım. Burada rahmetli Stkı Üner’in bir anısını onun ağzından aktarmak istiyorum, ilk okuduğun andan beri bu anı bana pek hüzünlü gelmiştir.
"Marmara denizi göçmen balıkların kışlama yeridir. Göçmen balıklar meyanında olan uskumrular yumurta ve spermalarını Marmara’da olgunlaştırarak burada dökerler. 1965 senesinde Mart ayında yumurta dökmeye hazırlanan uskumrular, geceleri onbiner mumluk lüks lambası yakılarak civarına toplattırılmak suretiyle ve ayrıca gündüzleri oynağa kalktığı zaman gırgırlarla o kadar çok avlandı ki, yumurta dökecek pek az stok kaldı. Tutulmaktan kurtulan ve yumurta dökecek alanı bozulan ufak sürüler de yerlerini yadırgadıklarından, kolyozların yaptığı gibi Çanakkale boğazından geçip Ege denizine kaçtılar. O sene ilkbaharda çiroz olmadı. Yazın da vonozlar görünmedi. Dolayısı ile uskumru kıtlığı başladı. Halen Marmara ve Karadeniz’de az miktarda uskumruya tesadüf edilmektedir." (Balık avcılığı ve yemekleri, Sıtkı ÜNER, 1968). O günden bugüne değişen artık Karadeniz ve Marmara’da uskumruya hemen hemen hiç rastlanmamasıdır. Buna benzer bir durum yine 1960’lı yıllarda Kuzay Atlantik’te yaşayan kuzey denizi stoğu olarak anılan uskumru sürülerinin başına gelmiş aşırı avlanmadan sayıları çok azalmış tüm çabalara ve aşılama çalışmalarına rağmen halen durum düzeltilememiştir. Yani bizim Avrupalılar’da bizden çok farklı değilmiş.
Uskumru pelajik balıklardandır. Kışı derinlere çekilerek geçirirler, bu dönemde pek aktif değillerdir. Su sıcaklığının +11 ve daha yüksek olması halinde kıyılara sokulurlar. Yurdumuzda Akdeniz ve Kuzey Ege’de rastlanır, bunun dışında Atlantik okyanusunun ılıman iklimli her iki kıyısında da bolca bulunur; kuzeyinde soğuk iklimlerde rastlanmaz. Üremeleri bahara rastlar; yurdumuzda Nisan ayından itibaren Haziran ortalarına kadar yumurta dökümü sürer. Yumurtalar pelajiktir orta sularda su sıcaklığına bağlı olarak 4-5 günde açılır. Yumurtadan çıkan yavrular 2-3 ay içinde vonoz olarak anılacakları 10-11 santim boya erişirler. İki üç yaşına gelen uskumrular cinsel olgunluğa erişir. Ömürleri 8-10 yıl kadar tahmin edilmektedir. Başlıca gıdaları kendileri ile aynı sularda yaşayan sardalya, hamsi, istavrit gibi balıklar ve yavru balıklardır. Kendileri de torik, kofan, ton gibi balıklara yem olurlar ve bu amaçla yem balığı olarak da kullanılırlar. Yurdumuzda 40 santimliklerine nadir de olsa rastlanır. Atlantik okyanusunda 60 santim boya 3 kilo ağırlığa kadar erişirler. Eti lezzetlidir. Yine de, Ege ve Akdenizde yaşayanları ve Atlantik okyanusundaki bulunan türleri eskiden Marmara ve Karadeniz’de rastlananlar kadar lezzetli değildir. Bolca bulunabilirse yem balığı olarak da kullanılır; torik, küçük ton balıklarının (tombik) avında verimlidir. Bütün ölü, canlı, tekgöz sürütme yemi olarak kullanılır. Başka balıklara da yaprak, baklava, sülük yem olarak kesilir ve kullanılır.

NERELERDE BULUNUR
Uskumrunun tanıtımını yaparken kısaca nerelerde bulunacağı, soğuklarda dibe çekildiği, yazları kıyıya yanaştığı, genellikle sabahın erken saatlerinde aktif olduğu gibi bilgileri verdik. Bununla birlikte halen Marmara ve Karadeniz’de uskumru aramak boş hayaldir, samnalıkta iğne aramak gibi. Yine de yurdumuz sularında Kuzey Ege’de Saroz körfezi ve Akdeniz’de Antalya açıklarında bulunur, çapari, sırtı gibi yöntemlerle avlanılırkan yakalanır. Genellikle büyük sürüler halinde gezerler; çoğunlukla kolyoz ve istavrit sürülerinin yakınında veya birlikte bulunurlar. Dip durumundan bağımsız olarak uskumrunun bulunduğu sularda 10-40 kulaç derinliklerde kışın ve soğuk havalarda daha derinlerde, yazın daha sığlıklarda aranabilir.

AVLAYALIM
Uskumrunun av yöntemi kolyoz ile aynıdır. Kolyoz için uygulanan tüm yöntemler uskumru içinde uygulanabilir. Bu nedenle burada uzun uzun anlatmıyor kısaca değiniyoruz; kolyoz bahsinde daha fazla bilgi bulunabilir.
Uskumrunun genel av yöntemi çaparidir. Çaparide kullanılan tüy kolyozda olduğu gibi tercihen kırçıllıdır. Hindinin kuyruğundan veya kanadındaki kalem tüylerinden elde edilebilir. Kına ile kızartılmış kaz tüyü de sabah erken saatlerde iyi iş yapar. Uskumru da kolyoz gibi çapariye atladığında yukarı doğru yüzerek iskandili taşır ve takımda bir boşluk oluşur; bu durumda takım toplanarak boşluk alınmalı karışma önlenmelidir. Kolyoz kadar hırçın ve hareketli olmayan uskumru oltaya atladığında çaparinin hafifçe sallanarak balıkların dolmasının beklenmesi tavsiye edilse de bence bunu yapmayın. Eğer etrafta balık var ise zaten ilk anda bir kaç tane asılır, takımın karışma riskine girmeden toplayıp balıkları alın tekrar indirin. Burada önemli olan balığın bulunduğu derinliğin iyi tespit edilmesidir. Bunun için ya oltanın fazla kısmını mantara sarın ya da o kısma başka bir işaret koyun; uskumruyu bulduğunuz derinlikte bir müddet daha avlanmak mümkündür. Kürekle veya motorla sürü takip edilirse çok verimli avlar yapılabilir.
Yandaki resimde çapariye asılmış uskumrular görülmektedir.
Kullanılacak takımın kalınlıkları kolyozda olduğu gibidir. Özellikle yazın su yüzeyine yakın rastlanan uskumrular için daha ince takım kullanılabilir. İri uskumrular ki bunlara lipari de denir, kurnaz ve tedbirlidirler takımın görüntüsünü kolay alıp vurmayabilirler. O nedenle parlak şeffaf veya yine parlak olmak kaydı ile sarı, yeşil renkli naylon olta ipleri kullanılırsa daha iyi olur.

Uskumru kolyozda olduğu gibi yemli çaparilerle de yakalanır. Özellikle balık kanalda yattığında ve pek hareket etmediği zamanlarda bu yöntem iyi çalışır. Kolyozda olduğu gibi yemli zoka, seğirtme ve sırtı ile avcılığı daha çok ılıman sularda olur. Yani aslında Akdeniz buna uygundur. Yabancı amatörler bu yöntemleri hem Akdeniz’de hem de Atlantik’te kullanırlar.
Amatör yöntemler dışında gırgır ağları, uzatma ağlat, manyat ve ığrıplarla da yakalanır; bu yöntemler ticari balıkçıların kullandığı yöntemlerdir.
Uskumru eti çok lezzetli olan balıklardandır. Eskiden Karadeniz ve Marmara’da yakalanan uskumrular suları daha tuzlu olan Ege ve Akdenizdekilerden çok daha lezzetli idi ama bugün bulabildiğimiz Kuzey Ege uskumrularıda oldukça lezizdir. Tüm dünyada ekenomik değeri çok yüksek balıklardandır. Konserve, kurutulmuş, tuzlanmış taze olarak tüm dünyada pazarlanır ve tüketilir. Yurdumuzda tavası, dolması, buğulaması, haşlaması, kurutularak çirozu yapılır.

Konuya Bir Cevap Yazın

  • 14 Kayıtlı Üye
  • 66282 Konu
  • 160 Cevap
  • Son Üye: aile