Ay Perisi
Yerebatan Sarayı’nın (Bazilika Sarnıcı) özellikleri nelerdir?
Tarih boyunca dünyanın en sık kuşatılan kentlerinden biri olan İstanbul’un sürekli suya ihtiyacı olmuştur.
Bu yüzden de özellikle Bizans döneminde kente çok sayıda yeraltı sarnıcı yapıldı. Bu sarnıçların en büyüğü ve en görkemlisi ise Yerebatan Sarnıcı’dır.
Yapımında eski tapınak sütunları ve sütun başları kullanılan sarnıç, oldukça süslü ve ihtişamlı bir görünüme sahip olduğu için zamanla "saray" olarak da anılmaya başlandı.
Yerebatan Sarnıcı, Bizans İmparatoru I. Justinyen tarafından tahminen 542 yılından sonra yaptırıldı.
140 metre uzunluğa, 70 metre genişliğe sahip olan sarnıç, toplamda 9800 metrekarelik alana yayılıyor. Sarnıçta çoğu Bizans Korent ve İyon üslubu sütun başlarına sahip 336 sütun var.
4 metre kalınlığındaki tuğlalardan yapılan duvarla çevrelenen sarnıç, su yalıtımı amacıyla da özel bir harçla sıvanmıştır.
Yerebatan Sarayı’nın su ihtiyacı şehrin 19 kilometre kuzeyinde yer alan ve yine İmparator Justinyen tarafından yaptırılan su kemerlerinden sağlanıyormuş.
Sarnıcın kuzeybatı köşesindeki iki sütuna kaide oluşturması için kullanılan iki Medusa başı Roma çağı heykeltraşlık sanatının örneğidir. Ancak bu başların hangi amaçla getirildikleri kesin olarak bilinmiyor.
Bunları koyanların Hıristiyan oldukları göz önüne alınarak Medusa başlarını, putperest dönemin tanrılarına tapınma anlamına gelmemesi için ters veya yan yana koydukları tahmin ediliyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi 1985-1988 yılları arasında sarnıcı temizleyip restore ettirdi ve sütunlar arasına ahşap bir yürüyüş yolu eklendi.
Günümüzde ses ve ışık gösterileri ile özel efektlerin yapıldığı Yerebatan Sarayı, çeşitli konserler ve kültürel etkinliklere ev sahipliği yapıyor.