Didem

Sultan Ahmet Camii

Bu konu Didem tarafından 3 yıl önce açıldı ve Henüz Cevap Yok.
Didem
Didem
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 3 yıl önce
Konu Sayısı: 3434
Yanıt Sayısı: 0
19 Mayıs 2021, 10:19

Sultan Ahmet Camii

Jelibon
Sultan Ahmet Camii

[IMG]http://www.tarihiveturistik.com/images/resimler/buyuk_sultan_ahmet_camii.jpgdolunay

Sultan Ahmet Camii Hakkinda – Blue Mosque

[IMG]http://www.tarihiveturistik.com/resimler/sultanahmed_blue_mosque.jpgdolunay
17. Yüzyilin iki önemli eserinden biri olan Sultanahmet Camii, Mimar Sinan’ dan sonra Türk mimarliginin mesalesini ele alan Mimar Sedefkâr Mehmet Aga’ nin ellerinde yükselirken Mimar Sinan’ in Sehzade Camii, göz önünde tutulmus, ancak onun semasi çok ileriye götürülmüstür.

Bilindigi gibi caminin banisi Sultan I. Ahmet genç yasta, henüz 14 yasinda iken Osmanli tahtina 14. hükümdar olarak oturmus ve 14 yil saltanat sürdükten sonra 1617 de vefat etmistir.

Zitvatorok baris anlasmasi bölgeye ve Osmanliya bir rahatlama dönemi açip devletinin prestijini tekrar perçinleyince Allah’ a bir tesekkür belgesi olmak üzere taht sehrinde o zamana kadar görülmemis güzellikte bir mabed yükseltmeyi aklina koyar. Bas motifi ve tutkusu, kullugunu kanitlayabilmek üzere, o zamana kadar yapilmis olan camilerin en büyügünü ve en güzelini yapmak ve özellikle de Ayasofya‘ yi geçmek buna birde nam-u sanini kiyamete kadar yasatacak bir eser birakma ihtirasi hiç çekinmeden eklenebilir.

Sultan I. Ahmet’ in dindar bir padisah oldugu bütün kaynaklarda ittifakla belirtilmistir. XVII. Yüzyilin baslarina gelindiginde Istanbul’ un belli basli tepeleri, her biri bir padisah ismi tasiyan cami ve külliye binalari ile tutulmustu. Bununla birlikte Sultan Ahmet, büyük istimlâk paralari ödemek ve birçok ünlü vezir ve pasa sarayi yikmak pahasina rabbine ulu bir mabed insa ettirmeyi samimi inancinin bir vecibesi olarak telakki ediyordu.

Mimar Mehmet Aga 1569 -1570 de sarayin sedefkârlik ve mimarlik bölümüne dahil olduktan sonra önünde yepyeni bir yol açilir ve tam 21 yil dahi Koca Mimar Sinan Aga’ ya çiraklik ve kalfalik eder. Koca Sinan’ in vefatindan sonra bas mimarliga geçer. Artik Mehmet Aga‘ ya imparatorluk yollari açilir, koca devletin hangi kösesinden gelirse gelsin tüm milletler ve cemaatlerinin bütün yetenekli çocuklarini bünyesinde eriten imparatorlugun genis topraklarinda olanca hazinelerini ve nimetlerini sergileyen düzeni içinde sedefkârligi ve mimarligi yaninda devletin çesitli birimlerinde görev alir. Mimarbasi olduktan sonra ilk isi Kâbe’nin onarilmasi ve ünlü altin oluklarinin konulmasidir.

At meydaninin (hipodrom) kible yönünde bulunan Ayse Sultan Sarayi denize bakiyordu, alani çok genis ve Topkapi Sarayi’ na yakindi, çevresi de fazla meskun degildi. Padisah tarafindan bu yer uygun görüldü. Adi geçen Ayse Sultan’ a otuz bin halis ayarli altin gönderdi, o da gönül hoslugu ile mülkünü tapuda hemen hünkâra devretti. Sira caminin temelinin kazilmasina geldiginde bunun için Osmanli usulü büyük bir tören düzenlendi. 1018 yili Recep ayinin 9. persembe günü. (Bugünkü takvimle 1609 yili oldugu kesinde ayi yaklasik olarak ekim basi oluyor) Devlet erkani yikimlarla açilan bosluk arazide toplandilar. Evliya Çelebiye göre, caminin temel imami Evliya efendi, temel seyhi Mahmud efendi (Aziz Mahmud Hudai), temel kadisi Kara Sümbül Ali efendi, mutemedi Kalender Pasa, temel naziri Kemankes Ali Pasa’ dir. Temeline ilk kazmayi bizzat Sultan Ahmet Han vurdu. Bu kazma bugün Topkapi Sarayi müzesindedir. Temel kazmaya baslaninca ilk önce Sultan Ahmet Han etegiyle toprak tasiyarak ‘Ya Rab Ahmet kulunun hizmetidir…’ diye dua etmisti. Caminin tamamlanmasi ise 1026 hicri yili Cuma Del-ahiresi ayinin 4. günü bugünkü takvimle 9 Haziran 1617 etmektedir. Böylece insaat 7 yil 5 ay 6 gün sürmüs oluyordu.

Cami, medrese, daru-l kurra, sibyan mektebi, arasta, hamam, imaret, darü’s-sifa ve türbeden olusan külliyenin merkez yapisi olup bir dis avluyla çevrelenmistir. Cami duvarlari ile sinirlanan ibadet alani biçim olarak kareye yakin bir dikdörtgendir. 53.50×49.47 metrekaredir. Sultanahmet Camisi’ nin içi dört yaprakli yonca planina sahiptir. Monotonlugu gidermek amaciyla güney tarafin disinda dört yana galeriler yapilmistir. Kible duvari bu nedenle digerlerine ters düser. Tamamen dista kalan payele mukabil olarak girintileri yoktur. Diger yanlarda üçer adet olan eksedralar güney tarafta ortadakinin zorunlu olarak kaldirilmasi nedeniyle sadece iki tanedir. Dört fil ayagi çok etkilidir. Son derece büyük olmalarina ragmen mermer kaideleri çok sayida dis bükeyli profile sahiptir. Üst kesimde ayagi bezemeli kismindan alt kismi ayiran yazitli bir bant yer alir. Boyutlari kubbenin oranlarini bozar, çünkü kubbe 43 metre yüksekligi ve 23,5 m çapi ile nispeten mütevazi ölçülere sahiptir. Bu ölçüler Mehmet Aga’ nin bir mühendis olarak kabiliyetini gösterir. Caminin içi çok mahirane yerlestirilen 260 pencere sayesinde ferah bir havaya bürünmüstür. Pencerelerin yerlestirilis seklinden dolayi büyük kubbe sanki havada asili gibi durmaktadir. Pencereler ilk yapilista çiçek motifleri ile bezeli vitraylarla örtülüydü yani düz pencere cami yoktu ve bu renkli cam islemeciligi en üst kalitede idi. Bu özelligi mabedi o tarihlerde gezmis olan bütün yabanci gezginler fark etmisler ve penceredeki bu renk oyunu bulusuna ve onu uygulama kusursuzluguna hayran kalmislardir.

[IMG]http://www.tarihiveturistik.com/resimler/sultanahmet_cami.jpgdolunay
Bilindigi gibi, batililar bu camiye mavi cami anlaminda “Blue Mosque” demektedirler. Bu cami, emsallerinin hiçbirinde olmadigi kadar aydinlik ve ferahtir. Üç sira halinde duvarlarda, yarim, merkezi ve köse kubbelerin kasnaklarinda açilmis sayisiz pencereden isik alan caminin, duvarlarini kaplayan çini ve kalem isi süslemelerindeki hakim renk olan mavi, camiye bu ismin verilmesinde neden olmustur.

Iznik ve Kütahya atölyelerinin 16. yy. sonu ve 17. yy. basi ürünleri olarak tarihlere çinilerde zengin bir göz çesitlemesi göze çarpmaktadir. Kare parçalarda beyaz, dikdörtgen biçimli bordür çinilerde lacivert çini üzerine islenen asma dali enginar, erik, narçiçekleri, karanfil, nane, madalyonvari çiçek gruplari, menekse, mine, sümbül ve yaseminler, üzüm salkimlari, agaç ve yapraklarda firuze, gri, kahverengi, kirmizi, mercan ve mühür lacivert mavi mor siyah yesil gibi renklerin tonlari kullanilmistir. Camii ile ilgili kayitlara göre 21043 adet çini kullanilmistir.

Çini kaplamadan itibaren devreye kalem isleri girer. Duvar satihlari, kemer yüzleri ve kubbe içleri yazinin refakatiyle kalem isleriyle zengince süslenmistir. Bunlarda da çiçek ve yaprak motifleri kompozisyonlarin ana elemanidir. Dönemine ait yazilarin Hattat Kasim Gubari’ ye ait oldugu kabul edilir.

Sultanahmet Cami’ nin mihrabi, minberi,hünkâr mahfeli de ayri birer sanat yapitidir. Içi çiçek dolu motifli çinilerle kapli olan mihrabi mermerden yapilmis üzerinde servi motifleri bulunan sütuncuklarla bezenmistir. Geometrik geçmeli ve kabartmali olan minber altin yaldizlidir. Altin yaldizli çinilerin sedef kakmali kapisi ve ince duvar islemesiyle hünkar mahfeli bir basyapittir. Ilki bu camide yapilan hünkâr kasri daha evvel cami dahilinde, padisahin namaz kilmasi için yapilan hünkar mahfiline ilk defa bu camide, namaz öncesi ve sonrasinda padisahin istirahat etmesi maksadiyla bir kösk ilave edilmistir. Sonralari benimsenerek birçok sultan camisinde uygulanan bu kösk, cami içindeki hünkâr mahfiline kolayca geçilebilecek köselerde veya caminin ön cephesinde insa edilmistir.

[IMG]http://www.tarihiveturistik.com/resimler/sultan_ahmet_cami.jpgdolunay
Caminin mermer dösemeli iç avlusu 26 sütunun üzerine oturtulmus 30 kubbeyle örtülü revakla çevrilidir. Avlunun ortasinda alti sütunlu sadirvan vardir. Sadirvan sütunlari karanfil ve lale motifleri ile bezenmistir. Süleymaniye Camisi avlusundaki gibi, abdest almak için degil fiskiyeli bir havuz mahiyetinde olup sadirvan gelenegini sürdüren bir elemandir. Hünkar mahfelinin pencereleri üzerindeki camgöbegi çinilerin güzelligini üzerlerini altin yaldizla yazilan gayet nefis bir celi sülüs ayet son derece yükseltmektedir. Simdiye kadar bu kitabeye baska bir yerde tesadüf edilmemistir.

Alti minaresi olan yegane camidir. Minarelerin dördü üçer ikisi’ de ikiser serefelidir. Bu caminin insasindan evvel alti minareli camii yalniz Mekke Camii oldugu için serefini muhafaza etmek üzere Mekke camiine yedinci olarak bir minare ilave edilmistir. Minarelerin 16 serefeli olmasi muhtemelen I. Ahmet‘ in kaçinci padisah oldugunu gösterir. I.Ahmet 14′ üncü padisah oldugu halde serefelerinin sayisi 16 ise de Yildirim Beyazit’ in ogullari Emir Süleyman ve Musa Çelebi de padisahlar arasina katilmistir)Sultan Ahmet‘ in altin minareli bir camii yaptirmak istedigi konusundaki rivayetler gerçek disidir. 4 minarenin külahlarinin altin kaplanmis olmasi halk arasinda bu tür hikayelerin çikarilmasini etkilemis olabilir.

Sultan Ahmet Camii, büyüklükte yücelisin, zarafetle ihtisamin, imanla samimiyetin bütünlesip kaynastigi ulu bir mabeddir. Onun alçak gönüllü ve dindar banisi caminin tamamlanmasindan kisa bir süre sonra, külliye binalari tamamlanmadan vefat ederek caminin dis avlusunun kuzeydogu kösesinde yaptirilan türbede yatmaktadir.

Iletisim
Adres : Atmeydani No:21 Sultanahmet Eminönü / Istanbul
Tel : 0 212 458 07 76
Faks : 0 212 458 71 07
Web Sitesi : :: SULTANAHMET CAMİ ::
E-Posta : dernek@sultanahmetcami.com

[IMG]http://www.tarihiveturistik.com/resimler/sultan_ahmet_camii_1.jpgdolunay

Konuya Bir Cevap Yazın

  • 14 Kayıtlı Üye
  • 66282 Konu
  • 160 Cevap
  • Son Üye: aile