Derya

Türkiye Haritasında Hangi Denizler Bölgelere İsimlerini Verilmiştir

Bu konu Derya tarafından 3 hafta önce açıldı ve Henüz Cevap Yok.
Derya
Derya
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 3 yıl önce
Konu Sayısı: 8796
Yanıt Sayısı: 0
4 Ağustos 2024, 2:49

türkiye haritasında hangi denizler bölgelere isimlerini verilmiştir

Kayitsiz Üye
türkiye haritasında hangi denizler bölgelere isimlerini verilmiştir


Cevap: türkiye haritasında hangi denizler bölgelere isimlerini verilmiştir

Menekşe
TÜRKİYE’DE YAPILAN BÖLGE AYRIMLARI VE
BÖLGE PLANLAMA ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
The Region Divisions in Turkey and Its Effects on Regional Planning
Ali ÖZÇAĞLAR
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Coğrafya Bölümü,6100, Ankara
[email]ozcaglar@humanity.ankara.edu.tr[/email]
Özet: Bölgesel coğrafya sistematiği içinde planlama coğrafyası bakımından kaleme alınan bu
makalede, bölge kavramı, bölge bilimi, Türkiye’de yapılan değişik bölge ayrımları ele alınarak
farklı yaklaşımlarla oluşturulan bu bölgelerin nitelikleri, birbirleriyle olan uyumsuzluklarının
planlamada yarattıkları kargaşa ve sıkıntılar tartışılmıştır. Doğal koşulların kontrolü altında
oluşmuş doğal bölgelerin, insan faaliyetlerine bağlı olarak işlevsel yönde meydana gelen
sosyo-ekonomik bölgelerin (fonksiyon bölgelerin) ve her ikisinin sentezinden elde edilen coğrafi
bölgelerin kapsam ve nitelikleri farklı olduğu için, planlama yönünden incelenme ve değerlendirilmeleri
de farklılıklar göstermektedir. Sınırları halen tartışmalı olan ve sağlıklı istatistik
verileri bulunmayan coğrafi bölgelerin mülki idare bölgeleriyle (il,ilçe) olan uyumsuzluğu yüzünden
coğrafi bölgelere göre planlama yapılması zorlaşmaktadır. Coğrafi bölge ağırlıklı
GAP, DAP, DOKAP gibi planlama bölgelerinin sınırlarının çizilmesinde bile bütünüyle coğrafi
bölge sınırlarına bağlı kalınmamış olması bu hususla ilgilidir. Bir ülkenin farklı yaklaşımlarla
değişik türde bölgelere ayrılması bilimsel olarak kabul edilir bir durumdur. Türkiye’de
birbiriyle uyuşmayan bu bölgeler üzerinde ayrıca farklı kapsam ve ölçekte planlama bölgeleri
oluşturulması, oldukça ilginç bir yaklaşımdır.
Anahtar Kelimeler: Bölge, bölge bilim, fonksiyon bölge, coğrafi bölge, bölge planlama
Abstract: This article is written systematically in regional geography from planning geography
point of view. The concept of region, regional science, regional divisions made for Turkey,
their qualities and disharmonies and their effects are mentioned in this article. Since natural
regions, socio-economic regions (functional regions) and geographical regions have different
qualities, their effects on planning are dissimilar too. The boundaries of geographical regions
are of controversial, don’t compromise with province and district boundaries, don’t have reliable
statistical data, so, it is difficult to make planning according to geographical regions.
Such being the case, what drawing of boundaries of planning region, even like GAP ,DAP and
DOKAP with geographical region laden, is not wholly correlated with geographical region
boundaries is connected with above mentioned condition. It is scientifically acceptable case
that a country can be divided into distinct sort of regions by different approaches. It is fairly
interesting approach to form additionally planning regions with different scope and scale on
regions in Turkey where there exist no harmonies with each other.
Keywords: Region, regional sciences,functional region, geographical region,regional planning
1.Giriş
Türkiye’deki bölge planlama çalışmalarında planlama alanı olarak seçilen mekânlar alansal
boyutları ve sahip oldukları nitelikleri ne olursa olsun “bölge” adıyla ifade edilmektedir. Bu türlü genel
yaklaşımla bölgeyi tanımlamak ve sistematiğini yapmak mümkün değildir. Bir şehrin içindeki
çeşitli türdeki fonksiyon alanlarının, bir ilin idari sınırları dahilinde yer alan her bir ilçe idari alanının
veya planlanacak konu veya konulara göre özel olarak sınırlandırılmış sahaların “bölge” olarak nite4
lendirilmesi, yaygın olarak bilinen coğrafi bölge kavramı dışında da değişik yaklaşımlarla bölge ayrımlarının
yapıldığını ortaya koymaktadır. Ancak, yapılan bu bölge ayrımlarının planlama kapsamında
belirli bir amaca yönelik olarak yapılmış olması birtakım tutarsızlıkları da beraberinde getirmekte ve
bölge kimliğini belirsiz hale sokmaktadır. Oysa, bölge planlama çalışmalarında görev alan coğrafyacılar
öncelikli olarak planlaması yapılacak bölgenin ne tür bir bölge olduğunu ortaya koyduktan sonra,
coğrafi konumunu, sınırlarını, bu sınırlar içinde yer alan bölgenin kendi içindeki alt bölümlerini belirleyerek
işe başlamaktadırlar. Bu nedenle planlama çalışmalarına mekân olan bölgelerin sahip oldukları
niteliklerinin öne çıkarılması ve buna göre adlandırılmaları daha uygun olacaktır.
Bölgesel coğrafyanın bölgesel planlamaya yönelik ilgisizliği ve başarısızlığı ileri sürülerek
1950’li yıllarda Amerika Birleşik Devletlerinde “Bölge Bilimi” adı altında çok disiplinli bir alan yaratılmıştır
(Tricart,1975:86). Bölge bilimcilere göre bölge bilimi, coğrafya dahil olmak üzere, ekonomi,
ekonometri, matematik, planlama, sosyoloji gibi disiplinlerden oluşmaktadır (Atalık, 2002:xıv.). Bilimsel
ilkeleri, çalışma yöntemleri ve bakış açıları birbirinden farklı olan bu disiplinlerin bölge anlayışı
şüphesiz farklı olacaktır. Yeryüzünün bütününü insan-doğal ortam etkileşimi bağlamında kendisine
araştırma mekânı olarak seçen coğrafya, doğal ortamın insan üzerindeki etkilerini, insanın da doğal
ortama olan etkilerini ayrı ayrı veya bütünleştirerek sentez halinde ele almaktadır. İşte bu yaklaşımlarla
yeryüzü bütünü değişik türde sistematik olarak bölgelere ayrılmaktadır. Mekânı doğal ve beşeri
potansiyeli itibariyle bütün halinde değerlendiren ve analizini en sağlıklı biçimde yapan uzman coğrafyacılar
bölge biliminin temel taşlarını oluşturmaktadırlar. Coğrafyacı olmayan bölge bilimciler
konunun uzmanı olan coğrafyacılardan yararlanmadıkları takdirde bölge ayrımı ve sınırlandırma konusunda
telafisi mümkün olmayan hatalar yapacaklardır. Bu nedenle planlaması yapılacak alanlara
verilecek “bölge” adlarının öncelikli olarak bölge biliminin gerçek sahibi olan coğrafyanın bilimsel
kriterleriyle bağdaşıp bağdaşmadığının incelenmesi gerekmektedir.
İnsanın doğal ortamla karşılıklı etkileşim halinde bulunduğu yeryüzünü, daha önce bahsettiğimiz
gibi doğal ortama, sosyo-ekonomik, kültürel (= beşeri) ortama veya doğal ortamla beşeri ortamın
sentezinden oluşan coğrafi ortama göre bölgelere ayırmak mümkündür. Buna göre yeryüzündeki
planlamaya esas olan bölgelerin planlamadaki konusal yaklaşıma göre doğal bölgeler, sosyoekonomik(
kültürel) bölgeler, coğrafi bölgeler çerçevesinde bölgesel coğrafyanın bölge tasnifindeki
sistematiğe bağlı kalarak ele alınması gerekmektedir.
2. Doğal Bölgeler
Yeryüzünde bütünüyle doğal faktörlerin karşılıklı etkileşimiyle meydana gelen, sahip oldukları
özellikleri itibariyle genelde bütünlük sağlayan büyük alanlı ortamlara doğal bölge denilmektedir.
Oğuz Erol’unda belirttiği gibi, kendi içlerinde sahip oldukları özellikleri itibariyle bölümlere (alt bölgelere),
yörelere ve kesimlere ayrılabilmektedirler (Erol,1993:13-20). Yeryüzü şekillerine, iklime,
hidrografyaya, doğal bitki örtüsüne, faunaya (hayvanlara), toprak örtüsüne ve doğal afetlere göre oluşan
doğal bölgeleri (Tunçdilek,1987), şu şekilde ele almak mümkündür:
2.1.Jeomorfojenetik bölgeler
Yer yüzü şekillerine göre belirlenmiş doğal bölgelerdir. Örneğin, ülkemizdeki Kuzey Anadolu
Dağları, Konya ovası, Haymana Platosu, Toroslar, Çukurova, Gediz Depresyonu vb.; Kuzey Amerika
kıtasındaki Kanada Kalkanı, Kayalık Dağları, Appalaş Dağları, Büyük Ovalar ve Missisipi Deltası
birer jeomorfolojik oluşum olup, jeomorfojenetik bölge kapsamında değerlendirilmektedirler.
Jeomorfojenetik bölgeler sistematik olarak kendi içlerinde alt bölgelere (bölümlere), yörelere ve kesimlere
ayrılabilmektedirler. Örneğin, ülkemizin Akdeniz Coğrafi Bölgesinin bütününde ve Güneydoğu
Anadolu Coğrafi Bölgesinin kuzey kesiminde bir kordillera sistemi (dağ sırası, depresyon, plato)
halinde uzanan Toroslar kendi içinde Batı Toroslar, Orta Toroslar, Güneydoğu Toroslar olarak alt
bölgelere (bölümlere) ayrılmaktadırlar. Bunlardan sadece Orta Torosları ele alarak yörelerini belirtecek
olursak: Batıdan itibaren Taşeli Platosu, Bolkar Dağı, Ecemiş-Tekir Oluğu, Aladağlar şeklinde bir
yöre ayrımı yapılmaktadır. Jeomorfojenetik bölge, bölüm ve yörelerinin bölge planlama çalışmaları
5
bakımından sınırlandırılarak adlandırılması ayrı bir önem taşımaktadır. Ele alınan bir
jeomorfolojenetik bölgenin alt üniteleriyle birlikte kapladığı sahanın ülke içinde nerede başlayıp, nerede
bittiğinin uygun ölçekteki bir topografya haritası üzerine çizilmesi aynı zamanda planlama bölgesinin
sınırlarının tespiti anlamına gelmektedir. Özellikle dağlık alanların ekolojik, turizm ve rekreasyon
yönünden planlanması çalışmalarında konunun uzmanı olan coğrafyacıların (jeomorfologların,
planlama coğrafyacılarının) bilgi birikiminden ve deneyimlerinden bizzat yararlanılmalıdır.
2.2. Klimatik bölgeler
Sadece yeryüzündeki iklim tiplerini esas alarak, benzer iklim özelliklerinin hüküm sürdüğü
sahaları içine alan doğal bölgelerdir. Ülkemizin iklim bölgeleri, iklim konusunda uzmanlaşmış coğrafyacılar
(klimatologlar) tarafından araştırılarak belirlenmiş olup, birbirinden farklı özellikte olan bu
iklim bölgelerinin (Nemli Akdeniz İklimi, Yarı Nemli Akdeniz İklimi, Karadeniz İklimi, Yarı Nemli
Marmara iklimi, Yarı Kurak İç Anadolu İklimi, Yarı Kurak Güneydoğu Anadolu İklimi, Karasal Doğu
Anadolu İklimi bölgeleri) sınırları haritalar üzerine işlenmiştir (Koçman, 1993:75-81). Mevcut uygulamalarda
iklim bölgelerine göre doğrudan bölge planlama çalışmaları yapılmadığını gözlemekteyiz.
Ancak, planlama için seçilen bölgelerin hangi iklim bölgesinin veya bölgelerinin etki sahası içinde
bulunduğunun tespitinde iklim bölgelerinden yararlanılmaktadır. Örneğin genelde karasal iklim bölgesi
içinde yer alan Doğu Anadolu Coğrafi Bölgesinde bir mülki idare bölgesi olan Iğdır İli’nin idari
sahasının büyük bir kısmında (Iğdır Ovası’nda) Akdeniz iklimi farklı özellikte mikroklima alanı oluşturabilmektedir.
2.3. Hidrografik bölgeler
Hidrografik şartlara göre oluşmuş doğal bölgelerdir. Okyanuslar, denizler, göller ve akarsular
beslenme alanlarıyla birlikte ele alındığında her biri için ayrı bir hidrografik bölge ortaya çıkmaktadır.
Dünyadan ve ülkemizden örnek verecek olursak, Amazon Havzası, Missisipi Havzası, Van Gölü Havzası,
Tuz Gölü Havzası, Yeşilırmak Havzası hidrografik doğal bölge durumundadırlar. Bölge planlamada
bir akarsu veya göl havzası çalışma alanı (planlama bölgesi) olarak seçilebilmektedir. Örneğin
“Yeşilırmak Bölgesi” veya “Yeşilırmak Havzası” gibi adlandırmalarla, Yeşilırmak’ı besleyen bütün
kollar ve bunların üzerinde aktıkları alanların bütünü vurgulanmaktadır. Buna göre Yeşilırmak’ın bir
ağacın gövdesini ve dallarını andıran drenaj ağının diğer akarsuların drenaj ağı ile olan sınırı (ana su
bölümü çizgisi) Yeşilırmak Havzasının bölge sınırını meydana getirmektedir. İşte bu sınırlar içinde
kalan alanların tamamı bir hidrografik bölge oluşturmaktadır. Planlamada bu sınırlar içindeki sahaların
bütünü ele alınmalı ve gerekli olan çalışmaların hepsi yapılmalıdır. Özellikle son yıllarda olumsuz
çevresel etkiler nedeniyle akarsuların ve göllerin kirlenmesi çok sayıda sorunları da beraberinde getirmektedir.
Coğrafi ve ekolojik sorunların birlikte giderilebilmesi için yapılan bölge planlama çalışmalarında
göl ve bataklıklar (sulak alanlar) ile akarsu havzaları güncelliklerini sürdürmektedirler.
2.4. Floristik bölgeler
Yeryüzünde iklimin, yükseltinin, bakı şartlarının ve toprak örtüsünün kontrolünde gelişen doğal bitki
örtüsü, özellikleri itibariyle birbirinden ayrılan büyük alanlı bölgeler oluşturmaktadır. Global ölçekte
yeryüzünde 6 floristik âlem (büyük bölge) tespit edilmiş olup, bu büyük floristik bölgeler (Holarktis,
Neotropis, Palaeotropis, Australis, Antarktis), alanları daha küçük olan flora bölgelerine, onlar da
flora bölümlerine ve yörelerine ayrılırlar (Erinç, 1977:112-136). Holarktik bitki âleminin içinde yer
alan ülkemiz sadece bu büyük flora âleminin değil, konumu gereği aynı zamanda komşu flora âlemlerinin
de etkisi altında bulunmaktadır. Bu nedenle Türkiye zengin bir flora çeşitliliğine sahip olup, buna
bağlı olarak Akdeniz florası, Paloboreal orman florası, Turan-Önasya florası gibi floristik bölgelere
ayrılmaktadır.
6
2.5. Fauna bölgeleri
Zoocoğrafîk koşullar altında benzer özelliklere sahip hayvan topluluklarının oluşturduğu doğal
bölgelerdir. Özellikle, eko turizm, doğal hayatı koruma ve avcılık konularıyla ilgili olarak yapılacak
planlamalarda fauna bölgeleri büyük önem taşımaktadır.
2.6. Pedojenetik bölgeler
Bir deri gibi yeryüzünü kimi yerde kalın, kimi yerde ince bir örtü şeklinde saran toprak örtüsü,
oluşum özelliklerine ve diğer niteliklerine göre farklı tipte toprak bölgelerinin meydana gelmesini
sağlamaktadır. Toprağa dayalı arazi kullanımının tespitinde ve planlanmasında toprak bölgelerinden
yararlanılmaktadır.
2.7. Doğal afet bölgeleri
Doğal ortamda meydana gelen ve insanın canı, malı ve etkinlikleri üzerinde büyük ölçüde
olumsuzluklar yaratan doğal faaliyetlerin etkin olma durumuna göre belirlenmiş doğal bölgelerdir.
Deprem, heyelan, çığ, sel, taşkın ve volkanizmaya bağlı afet bölgeleri gibi. Ne zaman meydana geleceği
önceden kestirilemeyen doğal afetlerin insan üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için yapılan
planlama çalışmalarında doğal afet riski taşıyan bölgelerin öncelikli olarak coğrafi yönden incelenmesi
gerekmektedir.
3. Sosyo-Ekonomik Bölgeler (Fonksiyon Bölgeler)
İnsanın yeryüzüne ayak bastığı günden başlayarak günümüze kadar edindiği bilgi birikimi,
deneyimleri ve davranış biçimlerine (= kültürel yapıya) bağlı olarak doğal ortam içinde tesis ettiği
sosyo-ekonomik ortam (=beşeri veya kültürel ortam), insan faaliyetlerinin durumuna ve gelişmişlik
düzeyine göre yeryüzünde farklı nitelikte işlevsel bölgelerin ayrılmasını sağlamıştır. İşte yerleşim durumuna,
nüfusa, hammadde üretimi, sanayi ve hizmet üretimine bağlı olarak yeryüzünde meydana
gelen bölgelere sosyo-ekonomik bölgeler denilmektedir. Bu bölgeler insan faaliyetlerinin türlerine
göre işlevsel biçimde tasnif edildiği için aynı zamanda fonksiyonel bölgeler şeklinde de adlandırılmaktadırlar.
Sosyo-ekonomik bölgeleri kendi içinde yerleşim bölgeleri, nüfus bölgeler, kültür bölgeleri,
hammadde bölgeleri, sanayi bölgeleri, hizmet bölgeleri şeklinde 6 alt başlık halinde ele almak
mümkündür:
3.1. Yerleşim Bölgeleri
İnsanların yeryüzünde yaşam alanı olarak oluşturdukları yerleşmelerin bütünü küresel anlamda
en büyük yerleşim bölgesini yani ökümeni oluşturmaktadır. Bölgesel planlamada yerleşim bölgelerinin
ele alınışı genelde ve özelde olmak üzere iki kategoride değerlendirilmelidir.
Genel yaklaşımla yapılan bölge ayrımında yerleşmelerin yeryüzündeki coğrafi dağılışları yani
sıklık ve seyreklik durumu etkili olmaktadır. Bu durumu şu örnekle açıklayacak olursak, “Doğu Karadeniz
Coğrafi Bölgesinin kıyı kuşağı en yoğun yerleşim bölgelerimizden biridir.” cümlesiyle Doğu
Karadeniz Coğrafi Bölgesindeki kıyı kuşağının yerleşmeler için uygun jeomorfolojik birim olduğu ve
bu nedenle kıyı kuşağının yoğun bir yerleşim bölgesi olduğu vurgulanmaktadır. Bu tarz yaklaşımla
yapılan bölge ayrımında, yerleşim bölgesi olarak nitelendirilen kıyı kuşağında yer alan yerleşmelerin
ne tür yerleşmeler olduğu fazlaca önem taşımamaktadır. Burada önemli olan husus kıyı kuşağının,
doğal coğrafya koşullarının kontrolünde yoğun bir yerleşim bölgesi oluşturabilecek fonksiyona sahip
olmasıdır.
Yerleşmeleri genel fonksiyonları ve ayrıntıdaki alansal fonksiyonları bakımından özele indirgeyerek
sahip oldukları niteliklerine göre tasnif edecek olursak, farklı türde yerleşim bölgeleri elde
edilmektedir. Coğrafyacıların yadırgayarak yaklaştıkları bu tür bölge ayrımında geniş alanlı bölge
yaklaşımları ortadan kalkarak daha dar alanlı bölge yaklaşımları egemen olmaktadır. Örneğin: “Türkiye’nin
kentsel ve kırsal yerleşim bölgeleri” şeklinde bir ifadeyle ülkemizdeki şehirler ve kasabalar
7
ile kır yerleşmelerinin (köy yerleşmeleri, mezraa, kom, dam,ağıl, yayla yerleşmeleri vb.) yoğun olarak
bulunduğu sahalar akla gelmektedir (Özçağlar, 2000:66-82).
Konuya kavramsal açıdan yaklaşıldığında, eş anlamlı olduğu sanılan “şehir” ve “kent” sözcüklerinin
anlam itibariyle farklı kapsamda oldukları ortaya çıkmaktadır. Toplum bilimsel ve demografik
bakımdan Türkiye nüfusunun yaşadıkları yerlere göre ayrımı genelde “kırsal” ve “kentsel” olarak
yapılmaktadır. Bu tasnife göre, kırsal nüfus, şehir ve kasabalar dışında kırsal yerleşmelerde yaşayan
nüfusu; kentsel nüfus ise, şehir ve kasabalardaki nüfusu ifade etmektedir. Sahip oldukları fonksiyonları
itibariyle şehirler kadar gelişemedikleri için onlardan kolayca ayrılan kasabaların, gerçek dışı bir
yaklaşımla şehir kabul edilerek “kent” sözcüğüyle ifade edilmesi hatalı bir yaklaşımdır (Özçağlar,
2000:74-80). Türkiye’deki yerleşmelerin bölgesel analizinde ve planlanmasında konuya bu yönlü
yaklaşılarak başlangıçta kasabaların şehirlerden ayrılması gerekmektedir.
Türkiye’deki yerleşmeleri Şehirlerin, kasabaların ve kırsal yerleşmelerin ülke sathında yoğunlaştıkları
dar alanlı bölgeleri coğrafyacılar kuşak, zon, saha veya alan şeklinde adlandırmaktadırlar.
Örneğin, İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerimizin işgal ettikleri yerleşim arazisinin bütününe
“metropolitan alan”, Bolkar, Canik, Kaçkar Dağlarındaki yayla yerleşmelerinin bulunduğu jeomorfolojik
birimlere “yaylalar kuşağı” veya “yaylalar zonu” denilmektedir. Coğrafyacılar tarafından kuşak,
zon, saha, alan şeklinde isimlendirdikleri ünitelerin planlamayla ilgili diğer disiplinler tarafından “bölge”
olarak nitelendirilmesi tartışma konusu olmaktadır.
Bir şehrin veya kasabanın planlama için bütün halinde bir bölge olarak ele alınması bir ölçüde
olumlu karşılanabilir. Ancak, bir şehrin içinde çok yerde birbiriyle iç içe giren ve daha küçük alanlı
olarak yer kaplayan oturma, barınma, pazarlama-ticaret, sanayi, eğitim-kültür, sağlık, rekreasyonturizm,
ulaştırma-iletişim, yönetim vb. fonksiyon alanlarının oturma bölgeleri, sanayi bölgesi, eğitimkültür
vb. bölgeleri şeklinde takdim edilmesini hatalı bir yaklaşım olarak nitelendirmekteyiz.
Yerleşim bölgelerinin bölgesel lokasyonu ve sınırlarının tespiti üzerinde öncelikli olarak coğrafi
ve mülki idari bölgelerinin durumu etkili olmaktadır. Yerleşim planlamalarında görev alan uzman
coğrafyacılar (şehir coğrafyacıları, kırsal yerleşim coğrafyacıları) yerleşimle ilgili bölge ayrımını çok
yönlü olarak ele aldıkları için ortaya çıkacak muhtemel engelleri kolayca aşabilmektedirler. Bu nedenle
yerleşim konusuyla doğrudan ilgili olan şehir ve bölge planlama çalışmalarında uzman coğrafyacılara
yer verilmelidir.
3.2. Nüfus Bölgeleri
Yeryüzünde yaşayan insanların bulundukları yerlere ve zamana göre sayıları nüfus olarak tanımlanmaktadır.
Nüfus doğrudan yerleşim alanları ve ekonomik faaliyet sahalarıyla ilişkilidir. Yeryüzünün
nüfus barındıran kesimlerinin bilimsel esaslar kapsamında tespit edilerek haritalanması sonucunda
sık nüfuslu bölgeler, seyrek nüfuslu bölgeler şeklinde global bir ayrım yapılmaktadır. Yeryüzündeki
nüfusu ayrıntıda ırk, dil, din niteliklerine göre ele alarak bunlara göre de bölge haritaları oluşturulabilmektedir.
3.3. Kültür Bölgeleri
İnsan topluluklarının sahip oldukları sosyo-ekonomik nitelikleri (ırk, dil, din, folklor vb.) itibariyle
etkileşim halinde bulundukları ortamlarla bütünleşerek oluşturdukları farklı kültürel değerler
yeryüzünde kültür bölgelerinin ayrımını sağlamıştır. Kıtasal ölçekte birer kültür bölgesi olan “Anglo
Amerika” ile “Latin Amerika” bu durum için en tipik örneği oluşturmaktadırlar. Anglo Amerika, Kuzey
Amerika kıtasında Anglo-Sakson kültürüne bağlı toplumların çoğunlukta bulunduğu Kanada ve
Amerika Birleşik Devletleri’ni kapsadığı halde; Latin Amerika, A.B.D.’nin güneyinde Meksika’dan
başlayıp, Orta ve Güney Amerika’yı içine alan geniş bir kıtasal bölgeyi içine almaktadır (Tümertekin,
1970: 10-11). Kıta ölçeğinde büyük alanlar kaplayan kültür bölgeleri, ülke ölçeğinde daha küçük alanlı
olabilmektedirler. Ülkemizin folklorik (halk müziği, halk oyunları vb.) çeşitliliğine göre ayrılan
bölgeler ve yöreler bu durum için en güzel örneği oluşturmaktadır.
8
3.4. Hammadde Bölgeleri
Fonksiyon olarak hammadde üretimiyle ilgili ekonomik faaliyetlere (tarım, hayvancılık, ormancılık,
avcılık, madencilik) göre oluşan bölgelerdir.
3.4.1. Tarım Bölgeleri
Ülke genelinde tarım arazisinin niteliğine, yürütülen tarımsal faaliyet türlerine ve yetiştirilen
tarım ürünlerine göre oluşturulan bölgelerdir.
3.4.2. Hayvancılık Bölgeleri
Büyükbaş-küçükbaş hayvancılık, kümes hayvancılığı, arıcılık, ipekböcekçiliği ve kültür balıkçılığı
yapılan alanların yoğunluğuna göre şekillenen bölgelerdir.
3.4.3. Ormancılık Bölgeleri
Ekonomik yönden yararlanmaya elverişli olan ve olmayan orman alanları, koruma ve geliştirme
amacıyla bölgelemeye tabi tutulmaktadırlar. Orman Bakanlığı tarafından oluşturulan orman bölgeleri
bu durum için örnek oluşturmaktadır.
3.4.4. Avcılık Bölgeleri
Kara ve su ortamlarında yaban hayatı içinde yaşamakta olan; eti, derisi, kemiği, zehri vb. için
avlanan hayvanların bütünüyle yok edilmelerini önlemek maksadıyla oluşturulan avlanma bölgeleridir.
Daha önce de belirttiğimiz gibi doğal bölgeler içinde yer alan fauna bölgeleriyle fonksiyon bölge durumundaki
avlanma bölgeleri birbirleriyle çakışmaktadır.
3.4.5. Madencilik Bölgeleri
Ülke genelinde maden yataklarının bulunduğu alanlar, çıkartılan madenin türüne göre değişik
adlar verilerek (Zonguldak Kömür Havzası, Raman Petrol Bölgesi gibi.) bölgelemeye tabi tutulmaktadırlar.
3.5. Sanayi Bölgeleri
İşledikleri ve ürettikleri ürünler bakımından birbiriyle ilişkili olan sanayi tesislerinin (fabrikalar,
atölyeler) bir araya gelerek oluşturdukları “organize sanayi bölgeleri” ülke ölçeğinde geniş arazi
parçaları üzerinde yer tuttukları için fonksiyonel bakımdan “sanayi bölgesi” sıfatını hak etmektedirler.
Bir şehrin içinde küçük alanlar halinde yer tutan ve genelde atölyelerden oluşan sanayi sitelerinin veya
tek başına bir fabrika alanının “sanayi bölgesi” olarak nitelendirilmesini hatalı bir yaklaşım olarak
değerlendirmekteyiz. Bu gibi küçük sanayi alanları bir şehrin içinde yer alıyorsa, fonksiyonel bakımdan
“sanayi alanları” şeklinde adlandırılmalıdırlar.
3.6. Hizmet Bölgeleri
Hizmet sektörü içinde yer alan yönetim, eğitim, sağlık, ulaştırma-iletişim, pazarlama-ticaret, güvenlik,
barınma-eğlence, rekreasyon-turizm faaliyetleriyle ilgili olarak oluşan fonksiyonel bölgelerdir.
3.6.1. Yönetimle İlgili Hizmet Bölgeleri
Mülki idare (merkezi yönetim), mahalli idareler (yerel yönetimler) ve kamu kurumlarının hizmetleriyle
ilgili yönetim bölgelerini bu başlık altında toplamış bulunmaktayız.
Devlet sınırlarıyla kuşatılan ve coğrafi mekâna karşılık gelen geniş alanlı bir ülke arazisinin
bütününü hiçbir bölümleme yapmadan yönetmek mümkün değildir. İşte, devletin ülke arazisini kolay
bir biçimde yönetmek, hizmetlerin yurt sathında yayılışını sağlamak ve denetimini yapmak için yasalara
bağlı kalarak oluşturduğu yönetim bölgelerine “mülki idare bölgeleri” denilmektedir. Bu terim
içinde yer alan “mülk” sözcüğü, devletin yönetimi altındaki ülke arazisine karşılık gelmektedir. Bir
ülkenin yasalar çerçevesinde yapılan idarî taksimatına göre elde edilen yönetim alanlarına idarî bölge,
9
idarî bölüm, idarî alan veya idarî ünite denilmektedir. 1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 126.
Maddesinde ülkemizin idari bölünüşüne dair hükümler şu şekilde belirtilmiştir: “Türkiye, merkezi
idare kuruluşu bakımından, coğrafya durumuna, ekonomik şartlara ve kamu hizmetlerinin gereklerine
göre, illere; iller de diğer kademeli bölümlere ayrılır.” Anayasanın bu hükmüne göre ülkemiz, aşağıda
gösterildiği şekilde bir idari bölümlemeye tabi tutulmuştur.
Türkiye → İller → İlçeler → Bucaklar (?)→ Köy idari alanları
Bu idari bölünüş içinde yer alan iller, ilçeler ve bucaklar, merkezi idarenin denetiminde merkezden
(Başkent Ankara’dan) atanmış kişiler tarafından yönetildikleri için, İçişleri Bakanlığınca mülki
idare alanları şeklinde ; seçilmiş kişilerce yönetilen köy idari alanları ise mahalli idare alanları kapsamında
değerlendirilmektedir. Muhtarlıklar tarafından yönetilen köy idari alanları, yasaya göre mahalli
idareler (yerel yönetimler) kapsamında olsalar da, ülkemizin idari bölünüşünde mülki idare alanlarının
(il, ilçe, bucak) içinde yer almaktadırlar. Bu nedenle, Türkiye

Konuya Bir Cevap Yazın

İlgili Diğer Konular
  • 8 Kayıtlı Üye
  • 25178 Konu
  • 61 Cevap
  • Son Üye: Zerda