Azize

Su ve Mineraller (Madenler), Mineral Nedir, Minerallerin Özellikleri

Bu konu Azize tarafından 3 yıl önce açıldı ve Henüz Cevap Yok.
Azize
Azize
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 3 yıl önce
Konu Sayısı: 8698
Yanıt Sayısı: 0
20 Mayıs 2021, 9:54

Su ve Mineraller (Madenler), Mineral Nedir, Minerallerin Özellikleri

Deli Sevdam
Su ve Mineraller (Madenler), Mineral Nedir, Minerallerin Özellikleri

Dünyaya gözlerimizi açtığımızda vücudumuzun %70-75’i sudur. Vücudumuzdaki su oranı hayatımızın ilk dönemleri olan anne karnında geçirilen ilk 3 ayda %90’dan fazladır. Yaşlılık döneminde ise vücuttaki su oranı %40’lara.kadar iner. Bu oranları suyun vücudumuz için önemini vurgulamak açısından belirtmekteyim. Su molekülü 2 hidrojen ve bir oksijen molekülünden oluşmaktadır. Büyük oksijen atomunun yanlarında iki küçük uydu gibi duran hidrojen atomları birbirlerine daha yakın olarak bulunurlar. Bu durumda oksijen molekülü tarafından negatif çekim alanı oluşurken, hidrojen atomlarında pozitif çekim alanları oluşur. Suda çözünmede moleküller ayrışırken, su molekülündeki bu artı ve eksi çekim alanlarına göre madenlerin molekül hareketleri etkilenir. 1 litre su içine 9 gram kadar sofra tuzu konulduğunda, tuz su içinde çözünecektir. Tuz su içinde sodyum ve klor madenlerine ayrışacaktır. Su içinde çözünen tuz molekülü bir dakikada 100 milyon kere hareket edebilir. Bu hareketlenme bir molekül varlığında yavaşlar ve durağan hale gelebilir. Örneğin hareketlenmenin dakikada 100 salınım civarına indiği gözlenebilir.

Bir normal hücre, ortamda bulunan mineral yoğunluğa göre şişmekte veya bü*züşmektedir. Dolayısıyla vücudumuzda bulunan madenlerin yoğunluğu ile hücreler ve hücrelerin işlerlikleri doğrudan orantılıdır.

Su molekülündeki hidrojen ve oksijen atomlarının dizilişleri nedeniyle oluşan çekim konusunda günlük yaşantımızda hepimizin gözlediği bir deneyi yapabiliriz. Muhallebi yaparken pirinç unu ile suyu bir kap içinde karıştırdığımızda pirinç ununun molekül yapısı büyük olduğundan erime tam olarak gerçekleştirilemez. Ancak ısının yardımı ile pirinç ununu parçalar, bir başka deyişle kısaca pişirirsek, bu durumda pirinç unu küçük parçalara ayrılacak ve su moleküllerinin çekiminden etkilenecektir. Bu durumda sıvı koyulaşacak, su molekülleri parçalanmış pirinç unları arasında sıkışacaktır. Özet olarak; muhallebi pişirme sırasında pirinç unu suda erimez iken, ısının etkisi ile nişastanın parçalanması ve küçük şeker moleküllerinin suyu daha fazla çekmeleri sonucunda, koyu kıvamlı hale gelmektedir. Bu işlem sırasında eğer pirinç unu ile şeker birlikte konulacak olur ise, daha koyulaşma daha fazla ve daha çabuk olacaktır. Bu noktadan hareketle, muhallebi yaparken pirinç ununun daha iyi pişirilmesi için, şekerin muhallebi ateşten indirilmeden hemen önce eklenmesi gerektiğini hatırlatmak isterim. Bu iki örnekle vurgulamak istediğim iki nokta vardır. Birincisi; Vücudumuzda bulunan şu, damarlarımızda dolaşan serbest sıvı şeklinde olan plazma, kan sayılmaz ise, jel haline gelmiş, muhallebi gibi, pelte gibi koyulaşmış durumdadır. Serbest su şeklinde değildir. Bu durum sıvı içinde bulunan madenler, gliko-proteinler gibi yapı elemanlarınca oluşturulur. Satın aldığımız bir kilo etin %50’si kadar bir oranı sıvı, kısaca sudur. İkinci olarak vurgulamak istediğim nokta, besinlerle aldığımız madenler ve besin öğeleri vücudumuzdaki sıvıda çok ince bir denge içinde bulunmaktadırlar.


çok güzel

ikranur
Valla ben bunlarin hepsini okuyamam . Çok uzun ve güzeel her şeyi daha iyi anladim ama fazla aklimda tutamam uzun

Konuya Bir Cevap Yazın

  • 14 Kayıtlı Üye
  • 66282 Konu
  • 160 Cevap
  • Son Üye: aile