Derin

Zamanımızı, şartlarımızı kavrayalım ki avlanmayalım

Bu konu Derin tarafından 1 ay önce açıldı ve Henüz Cevap Yok.
Derin
Derin
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 3 yıl önce
Konu Sayısı: 8491
Yanıt Sayısı: 0
4 Ağustos 2024, 2:53

Zamanımızı, şartlarımızı kavrayalım ki avlanmayalım

Hayat…
Zamanımızı, şartlarımızı kavrayalım ki avlanmayalım

[IMG]http://img237.imageshack.us/img237/1097/sabreteo6.jpgdolunay
1- Masum değiliz, olmamız da mümkün değildir. Hata edebilir kıvamda yaratıldık, öyle de yaşayacağız. Çalışmalarımız ve bizimle beraber olması gerektiği halde, bizimle bulunamayanlar açısından bu ilke gözümüzün önünde sürekli bulunmalıdır. Yanlışımız veya kardeşlerimizin yanlışları hatta dışımızdakilerin yanlışları nihayetinde hata eder olarak yaratılmış olan bir insanın tutumudur. İnsanın hata edebilirliği kadar hatasının düzeltilebilirliği de bir hakikattir. İnsana hataya karşı masum anlayışıyla bakılarak alınabilecek bir yol yoktur. Kendi yolumuzu tıkatır, mesafemizi uzatırız.

Gayet açık: Beşeriz.

2- Zaman ve mekân sürekli değişiyor. Kuzeyle güney arasında, batı ile doğu arasında iklim farkı kadar karakter farkı da vardır. Sıcak mevsimin insanı ile soğuk mevsimin insanı bile farklı anlayışlar sahibi olabilir.

Yaşanılan şartlara ve mekâna göre dinimizi tatbik edişimizin teferruatta bazı farklılık zannedilen değişikliklere neden olacağını nasıl inkâr edebiliriz? Bunun için mezhepler gelişmedi mi? Medine şartları ile Bağdat şartlarının farklılığı, aynı hedefe koştukları halde bir İmam Malik, bir İmam Ebu Hanife oluşturmadı mı?

Tek kalıp olan Kur’an ve hadislerdir. Kelimeyi tevhiddir. Teferruata ait hükümlerin farklılığını kabul etmedikçe bir adım ilerleyemeyeceğimiz engellerin önünde tıkanıp kalmaya mahkûm olarak yaşarız. Dinin temel kaideleriyle, teferruat arasındaki fark önemli bir husustur.

Müslüman’ın, coğrafya olarak kendisinden uzak, sorun olarak hiçbir benzerliği bulunmayan şartlarda yaşadığı Filistin için önerilerde bulunması, oradaki durumu kendi yöresel şartlarına göre değerlendirmesi ne kadar doğru olabilir?

3- Tarihin ilki değiliz, bizden öncekiler hakkında bilgimizi ve onlara ait olayların, sonuçların bize yansımasını değerlendirmelerimiz arasında bulundurmalıyız.

4- Dinden taviz vermek kabul edilemez bir tavırdır elbette. Tavize yanaşmak, tavize sebep olmak cürümdür. Bu cürüm kadar ağır bir cürümdür, basiretsizlik yüzünden dini dar bir dairenin içine sıkıştırmaktır. Allah’ın kullarına lütfettiği ruhsatları kullanmayıp, dine ve Müslüman’a zarar vermek de yanlıştır. Dinin çizdiği çizgiler aşılmadıkça ve samimiyet sıkıntısı belirmedikçe gevşeyebilecek noktaları gevşetmek de dine hizmettir. Yaşadığımız şartları aşamayacağımız kurallarla bizi ezen bir din idraki hatadır. Burada Müslüman bir insanın, ev alabilmek için faiz kapısını zorlamasını örnek olarak ele almayalım. O dinden tavizdir. Dinin geleceği açısından eli kolu bağlanmış Müslümanlara üretilecek çareleri ele almamız doğru olandır.

5- Dünyevi ihtiyaçlarımızla ahiret umudumuz arasında bir denge kurmamız da bize düşmektedir. Geceyi bütünüyle namazla geçirmenin tavsiye edilen ibadet olmadığını biliyoruz. Daha iyi mümin olmak için evlenmeyi terk edeceğini söyleyen de kınanmıştır. Evlilikle fitneye düşmemek arasında, namazla uyku arasında denge kurmak ve bu dengeyi dinimizin üzerimizdeki hakkını gözeterek kurmak mecburiyetindeyiz.

6- Bilgi kaynaklarımızın niceliği önemlidir. Bize din öğretenler kadar, dinimiz için vereceğimiz kararlarda etkisi olanların kimlikleri ve onlara ait bilgilerin bize ulaşması önemsenmelidir.

7- Abartmanın hata olduğunu bilmeliyiz. Yaptığımızı da bize yapılanları da abartmaktan kaçınmalıyız. Aksi takdirde ayağımızın yerden kesilmesi veya korku dağlarının altında kaybolmakla karşılaşabiliriz.

Yol çok eski bir yoldur

Şu bir gerçek ki Allah bize aşamayacağımız bir engel, kaldıramayacağımız bir yük vermemiştir. Önümüzdeki görevimiz yapımızla uyumludur. Korkumuzu, evhamımızı biz üretiyoruz. Emeksiz, tersiz bir yol beklentisi içindeyiz. Bu ise yol kurallarına aykırıdır. İlk insan Âdem aleyhisselamdan bu yana herkes için uygulanan kural budur.

İnsanız, imtihandayız, cennet istiyoruz…

Yol bu, yordam bu.

(ALINTI)

Konuya Bir Cevap Yazın

  • 14 Kayıtlı Üye
  • 66282 Konu
  • 160 Cevap
  • Son Üye: aile