admin

Atatürkten İnsanlığa Yol Gösteren Sözler

Bu konu admin tarafından 3 yıl önce açıldı ve Henüz Cevap Yok.
admin
admin
ADMINISTRATOR
Üyelik Zamanı: 3 yıl önce
Konu Sayısı: 12501
Yanıt Sayısı: 0
22 Mayıs 2021, 7:49

Atatürkten İnsanlığa Yol Gösteren Sözler

Kayıtsız Üye
atatürkten insanlığa yol gösteren sözler eklermisiniz 🙂


Cevap: Atatürkten İnsanlığa Yol Gösteren Sözler

Deli Sevdam
Atatürkten İnsanlığa Yol Gösteren Sözler

• Nokta-i vahdette(bir noktada) tevazün(eşitlik) edeme¬
yen kuvay-ı devletin(devlet kuvvetinin) ahengi mesa-
isinKçalışma ahengini) idameye(sürdürmesine) imkan
yoktur.

• Bütün maddi ve manevi varlığını vatan müdafaasına
hasretmekte teni ve müsamaha gösteren milletler, harp
ve muharebeyi cidden göze almış ve başarabilecekleri¬
ne kani olmuş addedilemezler.
• Başkan olan kimsenin, milletin ülküsüne göre hareket
etmesi ve milletin psikolojisine vakıf olduktan sonra, o
milletin meyline tabi olması gerekir.
• Benden sonra gelecekler, acaba böyle bir ruhla çalıştığı¬
mı fark edecekler mi? diye bile düşünmemelidir.
• Benim için dünyada en büyük mükafat, milletimin en
ufak bir takdir ve iltifatıdır.
• Bir adam ki büyük olmaktan bahseder, benim hoşuma
gitmez, bir adam ki memleketi kurtarmak için evvela bü¬
yük adam olmak lazımdır, der ve bunun için de bir de nu¬
mune intihap eder, onun gibi olamayınca memleketin
kurtarılamayacağı kanaatinde bulunur, bu adam değildir.
• Bir insan memleket ve millete nâfi(faydalı) bir iş yapar¬
ken nazardan bir an uzak bulundurmamağa mecbur ol¬
duğu düstur, milletin hakiki temayülüdür(meylidir).
• Bilgi kuvvettir.
• Öğretmenden, eğitimciden yoksun ulus, henüz ulus
adını alma yeteneğini kazanmamıştır.
• Bu dünyada her şey insanın kafasından çıkar, bir in¬
san kafasının anlatamadığı hiçbir şeyi düşünemiyo¬
rum.
• İnsan gövdesi bir kürsüdür; zeka yeteneğinin korundu¬
ğu yer başı, üstünde taşımak için kurulmuş kürsü…
Çünkü temel zekadır.
• Benim manevi mirasım bilim ve akıldır.
• Aydınlarımız belki bütün dünyayı, bütün eski ulusları
tanır, ama kendimizi bilmez.
• Bilim ve tekniğin dışında yol aramak aymazlıktır(gaf-
lettir), bilgisizliktir, doğru yoldan sapmadır. Yalnız; bi¬
limin ve tekniğin yaşadığımız her dakikadaki evreleri¬
nin evrimini algılamak ve işleyişlerini zamanla izlemek
şarttır.
• Bin, iki bin, binlerce yıl önceki bilim ve teknik dilinin
çizdiği ilkeleri, şu kadar bin yıl sonra bugün, olduğu gi¬
bi uygulamaya kalkışmak elbette bilim ve tekniğin için¬
de bulunmak değildir.
• Bilim ve teknik için hiçbir sınır ve koşul yoktur.
• Bilim çeviri ile olmaz, inceleme ile olur.
• Tutuculuk bilgisizliğe dayanır. Bundan dolayı tutucu
luğu olan bilgisizdir. Bilim, kesinlikle bilgisizliği yener
O nedenle halkı aydınlatmak gerekir.
• Dilin ulusal ve zengin olması, ulusal duyguların geliş
meşinde başlıca etkendir.
• Öğretmenler her fırsattan yararlanarak halka koşmalı
halkla birlikte olmalı ve halk, öğretmenin çocuğa yalnı:
alfabe okutan bir varlık olamayacağını anlamalıdır.
• Bir ulus, eğitim ordusuna sahip olmadıkça, savaş alan
larmda ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o za
ferler kalıcı sonuçlar veremez.
• Bu dünyada her şey, insan zihninden çıkar. Bir inşa:
başının anlatamayacağı hiçbir şeyi tasarlayamıyorum.
• Hayatta en hakiki yol gösterici ilimdir. İlim ve fenni:
dışında kılavuz aramak gaflettir, bilgisizliktir, doğr
yoldan sapmadır.
• Akıl ve mantığın halletmeyeceği mesele yoktur.
• Her işin esas hedefine kısa ve kestirme yoldan varma
arzu edilir olmakla beraber, yolun makul, mantıki v
bilhassa ilmi olması şarttır.
• Çocuklarımız ve gençlerimiz yetiştirilirken bilhass
mevcudiyeti ile, hakkı ile, birliği ile taarruz eden bih
mum yabancı anasırla(unsurlar) mücadele lüzumu v
efkar-ı milliyeyKmilli düşünceler) kemal-i istigrak(faî

• Ağaç, çiçek ve yeşillik uygarlık demektir.
• Ormansız vatan olmaz.
• Ormansız ve ağaçsız toprak vatan değildir.
• Hissiyat denilen şey aklın, mantığın, muhakemenin çok
fevkinde(üstünde) bir kuvvet ve kudrete maliktir.
• Islah-ı hal için hürriyet-i şahsiyesi(kişisel hürriyeti) nez
edilen(yok edilen) evlad-ı vatanı(vatan evladını) müd-
det-i cezaiyesi hitamında cemiyet-i beşeriyeye(insanlı-
ğa) hadim(hizmetçi) olacak bir uzuv olarak yetiştirmek
lazımdır.
• İ çtimai hayatın menbaı(kaynağı), asri(modern) aile ha¬
yatıdır.
• Maddi ve bilhassa manevi sukut, korku ile acz ile baş¬
lar.
• Medeniyetin esası, terkisi ve kuvvetin temeli aile haya-
tındadır. Bu hayatta fenalık behemehal(mutlaka) içti¬
mai, iktisadi, siyasi aczi(zayıflığı) mucip olur(icap ed¬
er).
• Milletleri muahedelerden(antlaşma, sözleşme) ziyade
hisler bağlar.
• Samimiyetin lisanı yoktur, simimiyet kabil-i izah de¬
ğildir, o, gözlerden ve nasiyelerden(alınlardan) anlaşı¬
lır.
• Kızlarını okutmayan ulus, çocuklarını manevi öksüs
ğe itmiş demektir.
• Kadının en büyük görevi analıktır. İlk eğitim veri
yerin ana kucağı olduğu düşünülürse, bu görevin ö
mi gerekli biçimde anlaşılır.
• Kadın denilen varlık, kendiliğinden yüksek bir var]
tır. Onun yoksulluğu olmaz. Kadına yoksul demek,
nun kucağından kopup gelen tüm insanlığın yoksul
ğu demektir.
• Ulusun kaynağı, toplumsal yaşamın temeli olan ka<
ancak erdemli olursa görevini yerine getirebilir.
• Büyük başarılar, değerli anaların yetiştirdikleri seçl
evlatlar sayesinde olmuştur.
• Şuna inanmak gerekir ki, dünya yüzünde gördüğüm
her şey kadının eseridir.
• Kadın yaşı ne olursa olsun süslenmek ihtiyacındadır.
• Kadınların umumi ve hususi vazifelerinin başında va
delik vazifeleri vardır.
• Kadınlık meselesinde şekil ve kıyafet ikinci dereced
dir. Asıl mücadele sahası, asıl muzaffer olunması lazı
gelen saha nur ile, irfan ile, fazilet-i hakikiye(hakiki e
dem) ile tezeyyün(süslemek) ve tecehhüz(donatma
etmektir.
• Milletin menbaı(kaynağı), hayat-ı içtimaiyenin(toplum
hayatının) esası olan kadın ancak faziletkar(erdemli)
olursa vazifesini ifa edebilir.
• Kültür zeminle orantılıdır. O zemin milletin seciyesi-
dir.
• Milli kültürümüzü, çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne
çıkaracağız.
• Bir millet savaş alanlarında ne kadar zafer elde ederse
etsin, o zaferin sürekli sonuçlar vermesi ancak kültür
ordusu ile mümkündür.
• Bir ulus savaş alanlarında ne kadar zafer elde ederse et¬
sin, o zaferin sürekli sonuçlar vermesi; ancak kültür or¬
dusuyla mümkündür.

• Kültür; okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden
anlam çıkarmak, uyanmak, düşünmek, zekayı eğitmektir.
• İnsan, eylem ve çabanın, yani canlılığın anlatımıdır.
• Cevheri gösterebilmek için çamuru atmak lazımdır.
• Bir millete müstakil hüviyet ve kıymet veren siyasi var-
lıkı makinasında, devlet fikir ve ekonomi hayat meka¬
nizmaları, birbirlerine bağlı ve birbirlerine taabidirler.
Onun içindir ki, bir milletin kültür seviyesi üç sahada,
devlet, fikir ve ekonomi sahalarındaki faaliyet ve başa¬
rıları neticelerinin hasılasıyla ölçülür.
• Sanatçı, toplumda uzun çalışma ve gayretlerden son
alanında ilk ışığı hisseden insandır.
• Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından b
kopmuş demektir.
• Ulusların siyasasında ancak çıkarlar vardır. Kimsen
kimseye dost olamayacağını bilelim.
• Bir ulusu yaşatmak için bir takım temeller gerekir ve t
lirsiniz ki, bu temellerin en önemlilerinden biri sanatt
Bir ulus sanattan ve sanatçıdan yoksunsa tam yaşan
sahip olamaz. Böyle bir ulus ayağı topal, bir kolu çola
sakat ve hasta bir kimse gibidir.
• Bir ulus sanata önem vermedikçe büyük bir felaket
karşı karşıyadır.
• Sanat güzelliğin anlamıdır. Bu anlatım, sözle olun
şiir; sesle olursa müzik; resimle olursa ressamlık, o]
ma ile olursa heykelcilik, bina ile olursa mima:
lık… olur.
• İnsanlar, olgunlaşmak için bazı şeylere muhtaçtır. Bir ı
lus ki resim yapamaz, bir ulus ki bilimlerin gerektirdi^
şeyleri yapamaz; itiraf etmeli ki o ulusun ilerleme ye
lunda yeri yoktur.
• Hepiniz milletvekili olabilirsiniz… Bakan olabilirsi
niz… Hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz… Fakat sanal
çı olamazsınız.
• Arkadaşı savaştığı ve yardıma muhtaç olduğu bir sıra¬
da, seyirci kalan komutanlar, arkadaşının mağlubiyeti¬
ne şahit olabilirlerse de, tarihin amansız eleştirisinden,
suçlamasından asla kurtulamazlar.
• Biliyorsunuz ki, savaşmak demek; iki milletin, yalnız i-
ki ordunun değil, iki milletin bütün varlıklarıyla vuruş¬
ması demektir.
• Bir ordunun değeri; subay ve komuta heyetinin değeri
ile ölçülür.
• Milletlerin hayatı tehlikeyle karşı karşıya kalmadıkça,
savaş bir cinayettir.
• Yaşamak için mücadele şarttır.
• Yaşam demek savaşım, çarpışma demektir. Yaşamda
başarı, kesinlikle savaşımda başarılı olmakla mümkün¬
dür.
• Zaferi, denizi kontrol altında tutan, ihtiyacı olan şeyi,
ihtiyacı olduğu zaman, istediği yere nakledebilen ülke
kazanır.
• Komutanlar, emir vermiş olmak için emir vermezler.
Emir verirken, kendini o emri yürütecek olanın yerine
koymak ve emrin nasıl uygulanıp yürütüleceğini dü¬
şünmek ve bilmek zorundadır.
• Bir ordunun özü(cevheri) ne olursa olsun politikaya
karışırsa, birlikte hareket ve savaşma yeteneğini teme-
• Gözyaşları, güçsüzlük belirtisidir.
• Savaş, zorunlu ve hayati olmalıdır. Ulusun hayatı, t
likeyle karşılaşmadıkça, savaş cinayettir.
• Hiç bir zafer, gaye değildir. Zafer ancak kendisind
daha büyük bir gayeyi elde etmek için gereken bir va
tadır.
• Her büyük meydan muharebesinden, her büyük zai
rin kazanılmasından sonra yeni bir alem doğmalıd
doğar. Yoksa başlı başına zafer, boşa gitmiş bir gayr
olur.
• Ben bütün orduların vaziyetini iyice bilmezsem, kene
ordumu nasıl sevk ve idare edeceğimi tayin edemem.
• Daima cevherini muhafaza, aklını ve ferasetini(anlayış
lılık) muhafaza eden bir ordu için mevziin emniyel
yoktur. Bir asker her yerde muharebe eder, tepenin üs
tünde, tepenin altında, derenin içinde…
• Düşmana merhamet acz ve zaaftır. Bu insaniyet göster¬mek değil, insanlık hassasının(niteliklerinin) zevali-ni(sonunu) ilan etmektir.
• Harp zaruri ve hayati olmalıdır. Hayat-ı memleket teh¬
likeye ma"ruz kalmayınca harp bir cinayettir.
• Her manzara, insanın kendi ruhunun ve hissiyatının
tahrikatı ile mütecelli olur(meydana çıkar). Korkak in¬
sanlar böyle bir manzarayı korkaklıkla karşılarlar, onun
mahiyet-i hakikiyesine(gerçek önemine) nüfuz edemez¬
ler (ulaşamazlar) .


Konuya Bir Cevap Yazın

  • 14 Kayıtlı Üye
  • 66282 Konu
  • 160 Cevap
  • Son Üye: aile