Deli Sevdam
Mondros ateşkes antlaşmasından kurtuluş savaşına kadar yurdumuzun durumu nasıldır
İtilaf Devletleri, Mondros Ateşkes Antlaşması’nın şartlarının dışına çıkarak 7. maddeyi diledikleri gibi yorumlayıp Osmanlı topraklarını işgale başladılar. Bu işgaller, aslında Birinci Dünya Savaşı sırasında kendi aralarında imzaladıkları gizli anlaşmaların uygulanmasından başka bir şey değildi.
İngilizler, 3 Kasım 1918’de Musul’a girdiler. 9 Kasım 1918’de İskenderun’a da asker çıkaran İngilizler, 1919 yılı başlarında Urfa, Antep ve Maraş’ı işgal ettiler. Daha sonra Fransızlarla anlaşarak Antep, Maraş ve Urfa’yı onlara bıraktılar. Fransızlar, Adana ve dolayları ile bu bölgeleri işgal ederken buradaki Ermenileri Türklere karşı teşkilatlandırdılar. İngilizler, Samsun ve Merzifon’a asker çıkarırken; İtalyanlar da Konya, Antalya, Kuşadası, Söke, Bodrum ve Marmaris yörelerini işgal ettiler.
Birinci Dünya Savaşı’nda bozguna uğrayarak Çanakkale’yi geçemeyen İtilaf Devletleri, 13 Kasım 1918’de donanmaları ile gelerek Boğazları işgal edip İstanbul’a karargah kurdular. Mondros Ateşkes Antlaşması’nın uygulanması konusunda da Osmanlı Hükümeti’ne baskıyı artırdılar.
Osmanlı Hükümeti, Mondros Ateşkes Antlaşması’nın maddelerine uyarak İtilaf Devletleri’nin işgali karşısında etkisiz kaldı. Savaştan sorumlu tutulan İttihat ve Terakki üyeleri her yerde izleniyor, üyelerden ileri gelenler ise tutuklanıyordu. İş başına gelen hükümetler, İtilaf Devletleri’nin istediği çizgide gitmedikleri için uzun süre iş başında kalamıyordu. Padişah anayasanın kendisine verdiği yetkiye dayanarak meclisi dağıttı. Ülkenin her bir yerinde düzensizlik ve kargaşa hakim oldu.
İtilaf Devletleri’nin başlattığı işgaller karşısında Türk milleti, vatanını ve bağımsızlığını korumak amacıyla mücadele kararı aldı. Bir yandan mitingler yaparak haklı sesini yükseltirken, diğer yandan teşkilatlanmaya ve silahlı güçler oluşturmaya başladı.