Jelibon
O(s.a.s), Allah’ın Sevdiği Güzeller Güzeli (s.a.s), Kıyafetine, Görünümüne ve Temizliğine İtina Gösterirdi
Sade ve düzgün giyinir; dağınıklıktan hoşlanmazdı.21Bunun yanında lüks ve israfı da sevmezdi.22 Kıyafetleriyle büyüklenenleri hoş görmezdi.23
Her renkten elbise giyinir; ama sarı ve beyaz rengi daha çok tercih ederdi. Her insan gibi ayakkabı, mest, takunya vs giyerdi.24 Ayakkabı veya herhangi bir kıyafet giyerken sağından başlardı.25
“Elbiseni temiz tut!”26 emrinin ilk muhatabı Hz.Peygamber (s.a.s) kıyafetlerinin, bedeninin, saçlarının temizliğine ve görünümüne önem verirdi. Dişleri için misvakını, saçları için tarağını yanından ayırmazdı. Güzel koku sürünürdü.27 Kötü kokularla toplum içine ve camiye girilmesini istemezdi. Enes b. Malik, O (s.a.s) için şöyle demiştir: “Ben Resullullah (s.a.s)’in elinden daha yumuşak bir ipeğe el sürmedim. Yine ben ömrümde Peygamber (s.a.s)’in kokusundan daha hoş bir koku koklamadım.”28
Hz. Muhammed (s.a.s)’i göremeyen bizler, O (s.a.s)’in gül kokusunu da duyamadık. Üstelik gül kokusuna hasret kalan dünyanın bağrını29 deldik, yapay deodorantlarla, sigara ve egzoz dumanlarıyla.
Gösterişli, pahalı kıyafetlerle doldurduğumuz dolaplarımızda, üşüyen yüreğimizi ısıtacak bir şey bulamadık.
Elbiselerimiz temiz ama ya kalplerimiz ya idraklerimiz… Son teknoloji makinelerimiz; mükemmel formüllü deterjanlarımız yeterli olmuyor gibi kalp temizliğimize… Oysa O (s.a.s), suyun az bulunduğu, temizliğin önemsenmediği; daha da kötüsü içlerin şirk kiriyle karardığı, zihinlerin cehalet tozu altında kaldığı bir toplumda iç ve dış temizliğinin en güzel misalini verdi. Cahiliye döneminden farklı olmayan çağımızda, ancak, mutlak temizliğin yegâne sağlayıcısını örnek almakla arınabileceğimiz gerçeğini bir kez daha idrak edebilmeliyiz.