Ay Perisi
Adana seyahatinde nereleri mutlaka görmelisiniz?
Adana şehrinin Yunan mitolojisindeki Gök Tanrı Uranos’un büyük oğlu Adanus tarafından kurulduğu rivayet edilir ve şehir ismini bu tanrıdan alır.
Kıyı şehri olmanın verdiği avantajla Adana her çağda ticaret merkezi özelliğini korumuştur. Ancak özellikle Hitit medeniyeti ve izleyen dönemde Bizans hakimiyeti sırasında önemini artırmıştır.
Toros eteklerinde kurulu olan şehir, Seyhan ve Ceyhan ırmakları tarafından sulanan, ülkemizin en verimli topraklarına sahip Çukurova’yı da sınırları içine alır.
Akdeniz ikliminin en yoğun şekilde yaşandığı kentlerden olan Adana’ya gittiğinizde eşsiz bir mutfağa sahip olduğunu aklınızda tutmalısınız. Aşlama, kebap çeşitleri ve şalgamdan oluşan bir sofra uzun süre anlatacağınız bir anı olacaktır.
Nerelere gitmeli?
Taşköprü: Bizanslılar tarafından inşa edildiği düşünülen, Seyhan üzerinde kurulu bu köprü 310 metre boyunda ve 13 metre yüksekliğindedir. 21 gözden oluşmasına karşın, bu gözlerden 7’si toprak altında kalmıştır.
Karataş: Tapınak, tiyatro ve Magarsus Kalesi’nden oluşan bir antik kente ev sahipliği yapan ilçedir. Roma döneminde liman kenti olarak görev yapmıştır. İlçede ayrıca Malos ören yeri de gezilebilir.
Ulu Camii: 1513-1541 yılları arasında inşa edilen Ulu Camii ve Külliyesi, Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin izlerini taşır. Özellikle avlusu görülmeye değerdir.
Anavarza: Kozan’ın 30 kilometre güneyinde yer alan bu antik kent Asurlular tarafından kurulmuştur. Asurlular, Romalılar ve Kilikyalılar zamanında önde gelen bir metropol görevi görmüştür. Anavarza’da az hasar görmüş zafer takı, kale ve sütunlar görülebilir.
Şar: Tufanbeyli sınırları içinde yer alan ve Hitit döneminde dinî merkez olarak kullanılan Şar’da mutlaka görülmesi gereken kalıntı, 6 metre yüksekliğindeki Ala Kapısı’dır.
Eğer Adana’ya yaz tatilinde, deniz, kum ve güneş için gittiyseniz yolunuz mutlaka Karataş ve Tuzla sahillerinden geçmeli. Özellikle Akyaka ve Ayaz kumsalları böyle bir tatil için ideal adresler arasında sayılabilir.