Kayıtsız Üye
osmanlı devletinde skolastik düşünce zihniyeti nasıldı
Deli Sevdam
Skolastik zihniyet dini duyarlılığın ön planda olduğu zihniyettir. Ancak bu dini duyarlılık dinin özünü kavramaktan uzaktır.
Osmanlı Devleti’nde halkın büyük çoğunluğu Müslümandır. Yönetimde görev almanın koşulu Müslüman olmak ve Türkçe konuşmaktır. Gayrimüslimler (Hristiyan ve Yahudiler) cizye vergisi öderlerdi ve kendi hukuk kurallarına göre yargılanırlardı. Gayrimüslimler askerlikten muaf tutulurdu.
Kayıtsız Üye
Klasik çağ Osmanlı uygarlığı elbette dini ve skolastik bir dünya görüşüne dayanıyordu. Fakat bu dünya görüşü o zaman evrensel bir nitelik taşıyordu ve bu yüzden Osmanlı devleti çağıyla birlikte yaşayan bir uygarlıktı. Sanıldığının aksine Osmanlı devleti daha özgür ve daha laik bir devlet haline gelmemiştir. Tam tersine zamanla dini kurumların daha da yozlaştığını görüyoruz. Tanzimat’tan itibaren bir ölçüde kabul edilen batılı "batılı kurumlar" ise, gerçek bir kültürel uyanışın ve Aydınlanmanın ürünü değildiler. Bunlar "Şark Meselesi" diplomasisi sınırları içinde Osmanlı devlet adamlarının çoğu kez fazlaca inanmadan verdiği ödünlerdi. Tüm 19. yüzyıl boyunca hiçbir Osmanlı aynıdı, o dönemde Batı’ya egemen olan fikir akımları içinde yer alabilecek bir eser vermemiştir. Osmanlılar 20. yüzyıla kadar Şeriat sınırlarının dışında kalan, laik ve özgür bir düşünce geleneği yaratmamışlardır"
Sabahattin Eyübeoğlu, "Sanatta Eski-Yeni Meslesi", Ulus, 30 Mayıs 1943, s. 5-6.